Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde dünyaya gelen ve 2000 yılında Piyade Uzman Çavuş olarak göreve başlayan Selçuk Gürdal, 21 Ekim 2007 tarihinde Dağlıca Karakolu'nda 11 silah arkadaşıyla birlikte şehit oldu.

Geride gözü yaşlı bir eş ve 4 yaşında bir evlat bırakan şehidin adını, ikiz kardeşi Celalettin Gürdal ve ablası Selvi Bal ile yeğeni Fatih Salman çocuklarına verdi. Şehidin arkadaşı 2 uzman çavuş da çocuklarına Selçuk ismini koydu.

Evinin salonunda ikizi için bir anı köşesi oluşturan Celalettin Gürdal, 21 Ekim 2007 tarihinde Hakkari'nin Dağlıca bölgesindeki jandarma karakoluna düzenlenen saldırıda kardeşiyle birlikte 12 askerin şehit düştüğünü, 16 askerin de yaralandığını anlattı.

Kardeşinin nişanlıyken orduya katılma kararı aldığını, Balıkesir'de gördüğü eğitimin ardından 2000 yılında uzman çavuş olarak göreve başladığını ifade eden Celalettin Gürdal, "Sonra kardeşimi evlendirdik. Son görev yeri olan Dağlıca'ya gitti, 21 Ekim tarihinde 12 askerimizle birlikte şehit düştü. O saldırıda şehit düşen askerlerden ikisi Dinar ilçesindendi. İkizimin şehadetinden sonra o bölgeye davet edildim ve ziyaret ettim. Çok şey değişmiş artık. Kalekollar yapıldı ve daha güvenli hale getirildi. Çok güçlü bir devlet olduğumuzu ve her şeyin hakkından gelebileceğimizi ve orada korunma imkanlarımız şu anda çok iyi" diye konuştu.

'KARDEŞİMİN HATIRALARINI YAŞATIYORUZ': Kardeşi şehit düştükten kısa süre sonra kendilerine oradaki emanetlerinin geldiğini anlatan Celalettin Gürdal, "Parkasının cebinden bir mevzi yerleşim planı yazılı kağıt çıktı. Onu alıp incelediğimizde kim hangi mevzide hangi silahı kullanıyor bunu gösteriyordu" dedi.

Kardeşinden hatıra kalan eşyalar ile tabutuna sarılan Türk bayrağı ve fotoğraflara gözü gibi bakan Celalettin Gürdal, "2008 yılında bir oğlum dünyaya geldi, kardeşimin adını verdim. Ablam ve ablamın oğlu olan yeğenim ile 2 silah arkadaşı da çocuklarına Selçuk adı verdi. 5 Selçuk yetişiyor" diye konuştu.

'BABAMIN İZİNDE YÜRÜYECEĞİM': Şehit uzman çavuşun 17 yaşındaki oğlu Samet Gürdal da şunları söyledi:

"Babam şehit düştüğünde dört yaşındaydım. Babamı hayal meyal hatırlıyorum. Fotoğraflarına bakarak, avunuyorum. Lise son sınıftayım. Hedefim savcı olmak ardından da kalemimle bu hainlerle mücadele etmek. O olmazsa babamın üniformasını giyerek, bu hainlerle ömrümün sonuna kadar mücadele etmek istiyorum."