Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde ürettiği bin 65 çeşit "probiyotikli turşu" ile Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeyi başaran emekli kimya mühendisi Mustafa Koca, Anadolu'nun zengin bitki çeşitliliğinin yanı sıra yurt dışından getirttiği bitkileri de kullanarak turşu çeşidinde bin 140'a ulaştı.

ODTÜ Kimya Mühendisliği mezunu 64 yaşındaki Koca, organik gübre işiyle uğraşırken okuduğu bir makale üzerine bitkisel gıdalar üzerine araştırma yapmaya başladığını söyledi.

Makalede yer alan "İnsanların bağırsak florasını düzenleyen kişi Nobel Tıp ödülüne aday olur. Metabolizma verimli hale geldiği zaman insanların vücutlarındaki her türlü hasar giderilir." değerlendirmesinden çok etkilendiğini anlatan Koca, dünyanın en zengin ikinci florasına sahip Anadolu'daki bitki çeşitliğini değerlendirmek istediğini ifade etti.

"Probiyotik yoksa vücudumuza yeteri kadar faydası olmaz"

Probiyotiklerin, vücuda faydalı bakteriler olduğunu hatırlatan Koca, "Tükettiğimiz besinlerin sindiriminde yüzde 70 oranında faydalı bakterilerden yararlanırız. Aldığımız besinlerde probiyotik yoksa vücudumuza yeteri kadar faydası olmaz. İşte bu nedenle probiyotik turşu üretmeye başladım." diye konuştu.

İnsan sağlığına büyük faydası olan probiyotik ve prebiyotiklerin bir arada kullanılmasının "simbiyotik" olarak nitelendirildiğini anlatan Koca, "Probiyotik, insan vücudunda yaşayan faydalı bakterilerdir. Prebiyotik de metabolizma faaliyetlerinin verimli hale getirilmesinde rol alan enzimler, vitaminler ve minerallerden oluşur. Simbiyotik ise probiyotikler ve prebiyotiklerden oluşan bir karışımdır." ifadelerini kullandı.

Guinness Rekorlar Kitabı'na 2017'de girdi

Koca, 2017 yılında keçiboynuzu, çörekotu, çiriş, hünnap, kudret narı, buğday rüşeymi, buğday çimi, semiz otu, ayrık otu, kapari, gojiberry, atkestanesi ve altın çilek gibi bitkileri kullanarak yaptığı bin 65 çeşit turşu ile "En Çok Çeşit Probiyotikli Turşu Kurma" alanında, Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeyi başardığını vurguladı.

Her bitkinin mevsiminde tüketilmesi gerektiğine işaret eden Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bitkilerin mevsiminde tüketilmesinin nedeni, probiyotiklerin olgunlaştığı dönemde olmasıdır. Diğer dönemlerde bitkilerin probiyotikleri uyku modundadır. Bitkinin önce probiyotiğini elde ediyoruz. Sonra onun besin ortamını hazırlıyoruz. Oksijensiz fermantasyon yöntemiyle ayrıştırıp yapılarındaki tüm enzim, vitamin ve mineralleri elde ediyoruz. Hepsini bir araya getirip 'simbiyotik' ürünü üretiyoruz. Bu ürüne de simbiyotik turşu adını veriyoruz. Şu anda bin 140'a ulaştık."

Yurt dışından da bitki getiriyorlar

Koca, hazırladığı ürünün prebiyotiği, enzimi, vitamini ve mineraliyle birlikte olduğu için metabolizmanın verimli hale gelmesini sağladığını ifade ederek sözlerini şöyle bitirdi:

"Kullananlarda çok başarılı sonuçlar elde ediyoruz. Bizim ürünlerimizi kullananlar böyle bir çalışmaya katkı sunmak için gittikleri yurt dışı seyahatlerinde Bangladeş, Vietnam, Tayland, Yeni Zelanda ve Sudan gibi birçok ülkeden, o bölgede popüler olan bitkileri getiriyor. Biz de turşusunu yapıyoruz."