Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük depremin ardından yıkımın meydana geldiği 10 kentten Afyonkarahisar’a gelen afetzedeler valilik koordinasyonunda kentteki öğrenci yurdu, otel ve akrabalarının evlerine yerleştirilmeye devam ediyor. Kredi Yurtlar Kurumu’na ait Tınastepe Öğrenci Yurdu’na yerleştirilen ve 3 saat enkaz altında kaldıktan sonra kurtarılan 62 yaşındaki Selva İbrahimoğlu kurtuluş öyküsünü İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı. İbrahimoğlu, deprem sırasında oruca niyetlenmek, sahur yapmak için kalktığını yani uyanık olduğunu kaydederek, “Kalktığımda saat 04.00’a geliyordu. Uyanmıştım, olayda ben. Oturduğum bina 8 katlı. Uyandığım ve 2-3 parça yemek yedim ve oruca niyetlendim ve ilaçlarımı içtim. Daha sonra namaz kılacaktım, ama ezana 2-3 saat vardı, ben de üstüme bir örtü alıp mutfakta uzandım. Namaz kılar sonra da Kur’an-ı Kerim’i mi okurum dedim ama Rabbim böyle (depremi) istedi. Bu sırada sallanmaya başladı bina. Kızım diğer odadan kalktı yanıma geldi. ‘Anne sallanıyoruz’ dedi, ben de kızım ‘Allah de' dedim. El ele tutuştuk ve Allah bilir en iyisini dedik” diye konuştu.

“Bina çökünce bizi aşağı doğru çekti”

Sarsıntı esnasında mutfak masasının altına kızıyla birlikte girdiklerini ve binanın çöktüğünü dile getiren Selva yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Kızımla el ele tutuşup mutfağa geçtik. Yemek masası var onun altına girdik o anda sallanma devam ediyordu. Bir anda takır takı sesler geldi ve sonrasında binanın çöktüğünü hissettik. Ben binanın birinci katındayım, ama altında güzellik merkezi vardı yani 3. kat sayılıyorum, bina 8 katlı. Bina çökünce bizi aşağı doğru çekti. Rabbim her şeyin en iyisini bilir, küçük bir hava yeri kaldı bana (enkaz altında.) Yüzü koyun yattım ve oradan hava almaya başladım. Yazmam bir elimde, örtünmeye çalışıyorum, ama enkaz üstüme düşünce örtemedim.”

“O küçücük yerden hava almaya çalıştık”

Deprem esnasında oruç sayesinde hayatta kaldığını, çünkü yatak odasının komple enkaz altında kalarak yok olduğunu dile getiren İbrahimoğlu, “Üç saat enkaz altında kaldım ve okuyup (Kur’an-ı Kerim), dua ediyorum ve salavat getiriyorum. O esnada üstümüze yağmur yağmaya başladı. Enkaz altında kaldığımda ellerim, parmaklarım yaralandı. Okurken küçük taşları da elime alıp atmaya başladım ‘biz buradayız’ diye haber vermeye çalıştım. O küçücük yerden hava almaya çalıştık. Oruca niyetlenip, sahura kalkınca hayattayım diyebiliriz. Uyurken depreme yakalansaydım sonuç daha vahim olabilirdi çünkü yatak odam hiç yok” diye konuştu.