Ektaş, yaşanan gelişme ile ilgili, “Her duyduğumuzda vicdanımızda derin yaralar açan çocuk istismarı olaylarından birinin daha, tarikat uzantılı bir vakıfta yaşanmasının infialini hep birlikte yaşıyoruz. Bu infial ve tepki ortamı bizlere, bebeklerimizi, çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızı, velhasıl toplumumuzu ve yaşamamızı koruması gereken iktidarı tekrar tekrar sorgulamaya itiyor. AK Parti iktidarı, neyi ve kimi korumalı, neyi ve kimi koruyor sorusuna cevap aramaya zorluyor. Yaşadığımız olaylar bize şunları gösteriyor. AK Parti iktidarı ve zihniyeti; Bebeklerimizi koruyamıyor. Beklerimiz yetersiz beslenmenin gelişim bozukluklarının pençesi altındalar. Çocuklarımız; cinsel istismar, şiddet, çocuk işçilik, yetersiz beslenme, kalitesiz eğitim sarmalındalar.Gençlerimiz; Uyuşturucu, işsizlik, torpil girdabındalar. Kadınlarımız; Şiddet, tecavüz, ayrımcılık karanlığındalar. Canlarımız; Kötü muamele, şiddet ve hatta tecavüz batağındalar. Doğamız; Çevre düşmanlığı, ağaç ve yeşil düşmanlığı, rant ekonomisi nedeniyle ölüm döşeğinde. Kültürümüz, kimliğimiz; Arap, Amerikan, Avrupa emperyalizminin, göç dalgalarının, taşeron tarikat ve cemaatlerin saldırıları altında. Milletimiz; Adaletsizlik, hukuksuzluk, fakirlik, cahillik, ayırmacılık, kindarlık zulmü altında” diye konuştu. 

“Festivalleri protesto eden ahlak bekçileri şimdi neden sessiz?”

Ektaş, “İğrenç olay kadar, AK Partinin ve suyunda giden sivil toplum örgütlerinin sessizliği de bizleri üzüyor ve korkutuyor. Hükümetin yanlış politikalarının canavara döndürdüğü enflasyon sonucu ESKİ’nin yaptığı su zammı,  yenisi inşa edildikten sonra yıkılacağı belirtilen bir camimiz, haksız ve hukuksuz şekilde iptal edilen festivaller gibi bir çok örnekte  siyasi rant devşirme gayretiyle protesto gösterisi yapanların, ahlak bekçilerinin; bebeklere, çocuklara, gençlere, kadınlara, hayvanlara, doğaya, Kültürümüze, Kimliğimize karşı yapılan saldırılarda tepkisiz kalmalarını da anlayamıyoruz. Son yaşanan olay bağlamında, çocuklarımıza yönelik istismarı şiddetle kınıyoruz. Sorumluların bir an önce cezalandırılmasını yargıdan, kavga etmek, birbiriyle  atışmak, birbirinin konuşmasını önlemek, birbirine hakaret etmek yerine TBMM’ni ve Milletvekillerini benzer olayların tekrar etmemesi için her türlü tedbirin alınmasını, çözüm yollarının oluşturulmasını sağlamak üzere göreve davet ediyoruz” dedi.