Eskişehir Barosu avukatları, meslektaşlarına yapılan silahlı saldırıyı Eskişehir Adliyesi önünde toplanarak protesto etti. Çoğunluğu kadın avukatların yer aldığı eylemde konuşan Eskişehir Baro Başkanı Av. Mustafa Elagöz, süreci yakından takip ettiklerini söyledi. Avukat Merve Gül Durmaz’ın hayati tehlikesinin olmadığını ancak iki bacağında da kırıklar bulunduğunu ifade eden Elagöz, şunları söyledi: 

“Meslektaşımız dün eski eşi tarafından şehrin ortasında silahlı saldırıya maruz kalmış, her iki bacağından da kemik kırığına sebebiyet verecek derecede yaralanmıştır. Öncesinde defalarca kez almış olduğu uzaklaştırma kararları, savcılık şikayetleri, açılan ceza davaları, verilen tedbir kararları eski eş şiddetini durdurmaya yetmemiştir. Bu kez, eski eşi tarafından ateşli silahla güpegündüz yaralanmış, dahası bu şiddet o esnada yoldan geçen ve meslektaşımıza yardımcı olmak isteyen bir vatandaşa da sirayet etmiştir. Meslektaşımıza karşı yapılan bu saldırıyı kınadığımızı, meslektaşımızın yanında olduğumuzu, başta baro yönetimi olmak üzere meslektaşlarımızla birlikte sürecin her aşamasında hem meslektaşımızın, hem de olay sırasında insanlık adına meslektaşımıza yardım ederken ilk kurşunun hedefi haline gelen vatandaşımızın da hukuki sürecinde yanında olacağımızı huzurlarınızda bir kez daha bildiriyoruz” dedi.

"İstanbul Sözleşmesi duruşması vardı" 

Elagöz, sözlerine şöyle devam etti:

“Meslektaşımızın maruz kaldığı kadına yönelik şiddetin ülkemizde ulaştığı boyut tüm vahametiyle ortada iken ilk imzacısı ve onaylayanı olduğumuz İstanbul Sözleşmesi olarak bilenen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinden” Cumhurbaşkanı tarafından bir gecede, hukuksuzca verilen çekilme kararı sonrasında; açmış olduğumuz ve Danıştay’da görülmekte olan iptal davalarının kabul edilerek bir an önce kadının en temel hakkı olan yaşam hakkının devlet eliyle ihlaline göz yumulduğu günlerin geride kalmasını diliyoruz. Ne acıdır ki, dün olay saatinde Danıştay’da İstanbul Sözleşmesinden hukuksuzca çekilmenin iptaline yönelik davanın duruşması vardı. Şahsımda olay saatinde bu duruşma salonundaydı. Akşama kadar İstanbul Sözleşmesinden çekilmenin hukuki ve sosyal sonuçlarına ilişkin savunmalar yapılırken böyle bir olayın cereyan etmesi ülkemizde kadına Karşı Şiddetin artık önlenemez hale geldiğini de açıkça ortaya koymuştur. Bir kadının şehrin ortasında, gündüz vakti eski eşi tarafından ateşli silahla yaralanması, bir kez daha İstanbul Sözleşmesine ne denli ihtiyacımızın olduğunu açıkça göstermektedir. Bugüne kadar bizler hep İstanbul Sözleşmesi Yaşatır dedik. İstanbul Sözleşmesi Yaşatır demek yalnızca bir slogandan ibaret değil, kadınların yaşam mücadelesinin temel dayanağıdır. Kadına yönelik şiddetle mücadelede edinilen kazanımlardan ödün verilmesi ise ülkemizde maalesef kadınların yaşam mücadelesini elinden almak demektir.”