Koroner arter bypass ameliyatının kalbi besleyen damarların zaman içinde daralması ya da tamamen tıkanması durumunda yapıldığını aktaran Doç. Dr. Burak Erdolu, ameliyat ile tıkanan damara yeni bir damar ilave edilerek, kan akımına yeni bir yol açmasını ve böylece kalbin, ihtiyacı olan kanı bu yeni damar aracılığı ile alarak, uygun şekilde çalışmasına devam edebilmesini sağladıklarını anlattı. Dr. Erdolu, son yapılan çalışmalara göre, bypassın diğer yöntemlere göre çok daha yüksek başarı oranı olduğu kaydetti.

Bypass olmak mı olmamak mı riskli?

Kimler bypass ameliyatı olabilir, sorusunu yanıtlayan Doç. Dr. Erdolu, “Kişinin tıkalı damarları stent ile açılmaya uygun değilse bypass gündeme gelir. Ailede kalp hastalığı olması, sigara içilmesi, fazla kilo, şeker hastalığı, hipertansiyon, hiperlipidemi (yüksek kolestetol) hastaları kalp damar hastalıkları bakımından yüksek risk grubundadırlar. Anjiyo ile yapılan görüntüleme sonrasında tıkalı damarların durumu, ameliyat konusunda karar vermemizi sağlar. Bypass ameliyatı sonrası komplikasyon görülme oranı yüzde1-1,5 arasındadır genel olarak. Hastaya özel risk durumu artabilir, ameliyatın riski mi, yoksa ameliyat olmamanın riski mi daha yüksek önce bunu değerlendiririz ve buna göre karar veririz.” şeklinde konuştu.

Ameliyat öncesi

Ameliyat öncesi hazırlıklar hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Erdolu, “Hastaya bir nevi check-up yapılarak diğer organların ve kalbin durumuna bakılır. Ameliyat süreci servis, ameliyathane ve yoğun bakım ekibinin de hasta takibine doğrudan dâhil olduğu en az 10 kişilik bir ekip işidir. Standart bypass yönteminde; göğüs kemiği kesilerek işlem yapılır, hastanın yine kendi vücudundan alınan damarlarla tıkanmış ve kan akışını sağlamayan damarlar yerine dikilir. Tüm hastaları en az 1 gece yoğun bakımda tutarız.” dedi.

Ameliyat süresinin, tıkalı damar durumuna göre; 2-3 saat arasında değiştiğini aktaran Dr. Erdolu, “Ameliyat öncesinde hastanede 1 gün kalan hasta, ameliyat sonrasında en az 1 gece yoğun bakımda kalır. Daha sonrasında da hastanın 2,3 gün daha hastanede kalmasını ve takip etmeyi istiyoruz.” diye konuştu.

Bypass sonrası tembellik yapılmamalı

Bypass sonrasında hastanın solunum cihazından ayrılmasının ardından hastayı öksürterek, bazı cihazlara üfleterek akciğer kapasitesini arttırmaya çalıştıklarını ifade eden Dr. Burak Erdolu, ameliyat sonrası için şunları söyledi:

“Erken dönemde hastanın tembellik yapmamasını, sürekli uyumamasını isteriz, böylece akciğer kapasitesini arttırmayı, eski haline döndürmeyi amaçlarız. Bypass hastaları bilsin ki; her gün bir öncekinden daha iyi olacaktır. Hasta ilk 1 ay en çok göğüs kemiğine dikkat etmeli, çünkü bu kemik ameliyat sırasında ortadan ikiye kesiliyor ve çelik tellerle dikiliyor, iyileşme süresince sırt üstü yatmalarını istiyoruz, 1 aydan sonra ise her şey yolundaysa hasta günlük rutinine dönebilir. Kalp damar cerrahisi bir ekip işidir, ilk 24 saat en ufak bir hatayı dahi kaldırmaz, özellikle yoğun bakım hemşirelerinin de çok dikkatli ve tecrübeli olması gerekir.”

Kapalı bypass

Kapalı bypass ameliyatları hakkında da bilgi veren Dr. Erdolu, şöyle konuştu:

“Kapalı bypass ameliyatları, minimal bir kesi ile (yaklaşık 7 cm) yapılan bypass ameliyatlarıdır, bu ameliyatlar bazen çalışan kalpte de yapılabilir. Cerrah için daha zorlu ve uzmanlık isteyen bir cerrahi uygulama olmasına karşın, yöntemin hasta için avantajları çoktur. Uygun olan hastalarda ve tecrübeli merkezlerde yapılmalıdır, minimal kesi ile yapılan bu ameliyatlarda göğüs kemiği kesilmediği için iyileşme daha hızlı, ağrı oranı da daha azdır.”

Damar sağlığı için bunlara dikkat!

Son olarak damar sağlığı için önerilerde bulunan Doç. Dr. Burak Erdolu, “Otururken uzun süre bacaklarımız hareketsiz kalmamalı, geriye doğru kıvrılmamalıdır. Damar sağlığı açısından kişi gün içerisinde yürüyüş yapılmalıdır. Kişi kiloluysa düzenli beslenme ile kilo vermeli, şekerli ve yağlı gıdalardan uzak durmalıdır. Sigara içilmemeli, strese dikkat edilmeli ve yılda 2 kez damar sağlığı kontrollerini yaptırmalıdır.”