2021 yılında kurulan ve CHP Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü’nün de üyesi olduğu iklim krizi ve kuraklıkla mücadele konusunda kurulan meclis araştırma komisyonunun raporuna parti grubu olarak 106 sayfa şerh yazdıklarını belirten Süllü, “Aralık 2021’de yayınlanan raporun üzerinden 1,5 yıl geçmesine karşın, hiçbir öneri dikkate alınıp uygulanmadı. Sadece 2021 yılında 82 milyon ton çimento üretilmiş, yani nüfus başına 1 ton. 128 milyon metrekare inşaat bitmiş. 151 milyon metrekare inşaat izin verilmiş. 200 milyon metre kare alan asfaltla kaplanmış. Dökülen bu asfaltlarla, betonlaşmayla toprak suya kavuşamaz hale geliyor” sözleriyle betonlaşmanın doğa üzerindeki tahribatına dikkat çekti.

"Sadece kuraklık değil felaketler de artıyor" 

“Çiftçiler ekinler için yağış beklerken artan aşırı iklim olayları, dökülen asfalt ve betonlarla doğal afet olmaktan çıkıyor felaketler yaşanıyor Tarım ve Orman Bakanı yaşanan son sel felaketi sonrası, toprak suya kavuştu dedi ama, bilim insanlarının uyarılarına karşın, yanlış betonlaşma vatandaşlarımızın canına mal oldu, maddi hasar meydana geldi, toprağın verimli bölümü sel suları ile sürüklendi; ekinler sular altında kaldı” diyen CHP Eskişehir Milletvekili Süllü betonlaşma ile iklim krizini hızlandıran politikaların sadece kuraklığın etkilerini değil, felaketleri de arttığını söyleyerek 1950’lerde Türkiye’de ortalama 100 meteorolojik olay yaşanırken 2021 yılında 1024 aşırı iklim olayının yaşandığının altını çizdi. 

"Kuraklığın ağır bedeli" 

Her geçen yıl azalan yağışlarla barajların doluluk oranının da düştüğünü, Eskişehir’den örnek vererek açıklayan Süllü, “2013 yılında yüzde 90 doluluk oranına sahip Porsuk Barajı 2023 Mart ayında yüzde 39,3 doluluk oranıyla tarımsal sulama ve kullanma suyu açısından büyük risk yaratıyor.  Çiftçiler kuraklıkla boğuşurken kuyulardan su çektiğinde hem yer altı su rezervlerini tükettiği için hem de yüksek elektrik faturaları ile daha fazla yoksullaşıyor. Kuraklıkla boğuşmamak için o kadar çok şey var ki yapılması gereken ama yapılmayan. Yaşanan felaketlere iklim krizinin etkileri, kader diyemeyiz. Esas kuraklık zihinlerde.  Su kıtlığı da deprem de sel de tarımsal üretim de, çiftçinin yoksullaşması da kısaca vatandaşın başına gelen tüm felaketler bilimden, akıldan, vicdandan uzak rantı önceleyen kurak zihinlerin sonuçları. 14 Mayıs seçimleriyle ülkede kurak zihinlerinin yönetimi son bulacak; vatandaşlarımız baharın bolluk bereketine kavuşacak” vurgusu ile konuşmasını tamamladı.