“31 Mart seçimleri öncesinde apar topar, etrafı çevrilerek bir Millet Bahçesi çalışması başlatıldı” diyen Adar, “Sosyal demokrat belediyelerin ve sosyal demokrat anlayışın temelinde öncelikle işin planlaması vardır. Eğer işi doğru planlarsanız, fizibilitesini doğru çıkarırsanız o zaman iş bittiğinde de ne maliyet yönünden ne de işin yapımı yönünden hiçbir sıkıntı ile karşılaşmazsınız. Başlangıçta insanlara ne vaat ettiyseniz, fotoğraflarda neyi koyduysanız insanlarda o iş bittiğinde o fotoğraflara uygun olup olmadığını çok rahatlıkla denetleyebilirler. Bizim Türk milletinin geneldeki alışkanlığı devam ediyor. Türkiye’nin pek çok yerinde Millet Bahçeleri yapımı söz konusu oldu. Hızlı bir şekilde Millet Bahçelerinin ihalesi de nasıl yapıldığı çok belli olmadığı şeklinde ihale edildi, tabela asıldı. Millet Bahçesi yapılıyor diye, etrafına da fotoğraflar konuldu. İsmi arkadan gelsin misali bir kent planlama öncelikle o kentin 5000’lik planlarının yapılmasıyla başlanır. Daha sonra o 25 binlik planlar bizim nazım imar planı dediğimiz beş binlik planlara dönüşür. En sonda da uygulama planları olan 1/1000’lik planlara dönüşür. İşin uygulaması başlanır ama burada bu yok” dedi.

"Bugün bir işe yaramıyor"

Eskişehir ile ilgili kentte gerçek anlamda bir şey yapılmak isteniyorsa kent yöneticilerinin fikirlerine başvurulması gerektiğini ifade eden Adar, Hat boyunu örnek gösterdi, “Çarpıcı örneklerini Eskişehir’de yaşıyoruz. Bildiğiniz gibi Yüksek hızlı tren yer altına alındı. Büyükşehir Belediyesi bu konuyla ilgili bir öneride bulundu. Arslanbey çiftliğinden girsin, Sazova’dan çıksın denildi. Buradaki hedef doğu batı istikametinde trafikte bir rahatlama sağlamaktı.  Bildiğiniz gibi kısa mesafede yerin altına alındı. Ama yıllarca o yolun üstünün yapımı bekletildi ve sonunda kent yöneticilerinin bilgisinin tamamen dışında bir yapılaşmaya gidildi. Binlerce ton beton döküldü üzerine. Bugün hiçbir işe yaramayan pozisyonda oldu. Bu eğer ortak hareketle yapılsaydı ve kentin faydasına yapılmış olsaydı o zaman çok daha iyi bir işlerlik kazanacaktı.”

Susuzluk kapıda

Aşağıılıca’dan Eskişehir’e getirilecek su için 25 milyonluk ödeneğin bütçeden çıkarıldığını kaydeden Adar, “Yapılamadı. Eğer o yıl bütçeye konulsaydı o gün 25 milyonla çözülebilecek iş bu gün 70-80 milyona çıktı. Bu son derece önemli bir kayıptır. Bunun başka bir kaybı bugünlerde yaşanıyor. Eskişehir’in kullanma suyu Porsuk nehrinden elde ediliyor. Murat Dağına gittiğimde Porsuk nehrinin su seviyesi son derece düşük bir noktada. Yakın bir gelecekte Eskişehir susuz kalabilir. Buradaki kaybın bir başka nedeni de DSİ’nin almış olduğu bir kararla Polatlı’daki tarımsal alanların sulanması için çok daha fazla su verilmeye başladı. Ama öncelik bir kentin kullandığı su olmalı. Elbette tarım da çok önemli. Ama tarımsal sulamada DSİ’nin söylediğiyle yaptığı birbirine uymuyor. Bu nedenle suyu kullanımında biraz daha duyarlı hareket etmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.