2005 yılında partiye üye oldunuz. 2015 yılında başkan oldunuz. Başkan olmanıza kadar geçen 10 seneyi değerlendirir misiniz?

Bu sürecin 10 sene öncesi de var. Partiye aktif bir şekilde üye olmam 2005 yılında başladı. Daha önceden anneden, babadan, dayıdan, deden bu politiklik içimize işledi. Daha sonra sahada çalışmak istedim ve partiye üye oldum. Verilen görevleri yapmak istedim, kendim görev talep ettim. Vişnelik mahalle temsilcisi oldum. 2014 yerel seçimlerinde de Kazım Kurt ile beraber tüm mahallelerde saha çalışmalarında aktif bir şekilde görev aldım. Cumhuriyet Halk Partisi’nin politikalarını, sosyal belediyecilik anlayışını anlattık her beraber. Bir kongre sürecine girdi parti. O kongrede de bu ekip beni ilçe başkanı olarak aday gösterdi. İki dönem göre yaptık. Görev süremiz boyunca toplantılar düzenledik, kahve, dernek, ev toplantıları, mahalle örgütlenmeleri yaptık. Sandıklarımızı ve müşahitlerimizi eksiksiz bir şekilde doldurduk. Eksiklik bir şekilde tüm sandıklarımızda arkadaşlarımız görev aldı. 

Güven tazeledikten sonra neler yaptınız?

Tekrardan saha çalışmalarına başladık. Kongremizle gelen muhtarlarla başladık buna. Daha önce de yapmıştık bunu. Belediye başkanı ile arasında köprü olmak için. Sendika ziyaretlerine başladık. Oralarda taşeronları ve son çıkan KHK'ları konuşuyoruz, 2019 hedeflerini anlatıyoruz. Tabi bunlar sadece muhtar ve sendika başkanları olarak kalmayacak dernek ziyaretlerine başlayacağız. Bunun yanında sandık sorulularımızı ve müşahitlerimizi belirlemeye başladık. Yarın ne olacağı belli değil, erken seçim konuşuluyor. Hazır olmak için çalışmalara başladık. İl başkanımızla beraber çok uyumlu bir şekilde çalışıyoruz. 

Partinizde genç üye sayısı az ve bu sayı çoğalmıyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Odunpazarı gençlik kolları başkanımızı seçtik. Oğuzhan Demir arkadaşız. Şimdi o her mahallede bir temsilci görevlendirmeye çalışıyor. İki üniversite ola bir şehirde bu sıkıntıyı yaşamamız gerekiyor ama ben gençlere de hak veriyorum. Üniversiteden ayrılacaklar, iş arayacaklar CV'lerinin önünde herhangi bir partinin bulunmasını istemiyorlar. Zaten Türkiye şartlarında CHP'liysen, AKP iktidarına muhalifsen her yerde kapılar kapandığı için onlara da hak veriyorum. Ben gençlerin partimize üye olmasalar da yüzde 80'inin AKP'ye oy vermediğini, CHP'ye oy verdiğini biliyorum. Hürriyet Hareketi diye bir oluşum kuruldu şuan CHP'nin içinde. Genel başkanımızın talimatı doğrultusunda her şehirde bu oluşum kuruldu. İki üniversite de her fakülte için öğrenci atadılar. Orda genellikle sol kesim ile bizden bağımsız konular konuşuyorlar. 

CHP'nin dokunulmazlıkları kaldırması için onay vermesi sol kesim tarafından e çok eleştirilen konulardan bir tanesi. Gençlere bu konuyu nasıl açıklıyorsunuz?

İlk başta Enis Berberoğlu olayı yaşanmamıştı. Yaşandıktan sonra ah diyebiliyorsunuz bu olaylarda ama biz kendimizden o kadar emiz ki Cumhuriyet Halk Partisi olarak… Herhangi bir yolsuzluğumuz yok, hırsızlığımız yok, kavgamız yok kimseyle o yüzden bizim dokunulmazlık zırhına ihtiyacımız dedi genel merkezimiz. Enis Berberoğlu olayından sonra Türkiye'deki tüm üyelerimizi için keşke öyle bir şey yapmasaydık düşüncesi doğabiliyor ama Enis Berberoğlu'da suçsuz. Aslında suçsuzluğu kanıtlandı ama hala şuanda tutsak. Dokunulmazlıkların kaldırılması tabi ki doğru. Çünkü bizim hiçbir şeyden korkumuz yok. Dokunulmaz zırhına da ihtiyacımız yok. O yüzden dokunulmazlığa gerek yok.

Bu şekilde anlattığınızda kabul ediliyor mu?

Tabi ki… Geçmişte biz hiçbir kesime gitmemişiz, iletişim kurmamışız, kendimizi ifade etmemişiz. Seçim zamanından seçimi zamanına gidildiği için, bu konular konuşulmadığı için sadece havuz  medyasında konuşulanlar bilindiği için de öyle bir algı oluşmuş. Şimdi gittiğimizde hak veriyorlar. Bir temas kurmadığımız için bu sorunlar yaşanış şimdiye kadar. İki sene önce gittiğimizde insanlar 'Niye geldin' diyordu çünkü seçim zamanı değildi. Birkaç kere gittik o iletişimi kurduk. Gitmediğimiz 85 mahalle vardı. O mahallelerin hepsine ayak bastık en az 2-3 sefer. Gençlik kollarımız da aslında yok gibi görünse de üniversitedeki arkadaşlarımızla ciddi bir şekilde temas kurdu. Bu dönem daha iyi olacak diye düşünüyorum.

Derneklere gideceğinizi söylediniz, kırsal kesime, köylere de gidilecek mi bu süreçte?

Tabi ki… Orada yaşayan insanlarımız var sonuçta. Mesela Karacaşehir'de 100 kişi yaşıyorsa o insanların Orhangazi'de bin kişiye yansıması var. Köylerde 5-6 kişi var deyip buralara gitmemezlik olmaz. Hepsine gideceğiz. 

2019 sürecine gidiyoruz. Bu süreçte yönetim anlamında değişen bir şeyler olacak mı? 

Yönetim anlamında genel merkezin talimatları doğrultusunda gidiyor burada her şey. Yerelde tabi ki kendi çalışmalarımızı tabi ki yapacağız. 

Tepebaşı ile aranızda yönetim anlamında uyuşmazlıklar vardı. Tepebaşı'nda yönetim değişti. Uyuşmazlıklar giderildi mi bundan sonraki süreçte?

Aslında bizim uyuşmazlık sorunumuz yoktu. Biz aynı binada olmadığımız, uzak kaldığımız için iletişim problemimiz var.Burası bir aile uyuşmazlık problemi diye bir şey olmaz. Hepimizin ama CHP bayrağını tepede sallandırmak. Eskişehir'de aramızda sorun varmış gibi bir algı yaratılıyor. Olabilir de ama bu bizim kendi içimizde çözeceğimiz sıkıntılardır. Sürekli bir problem varmış gibi, ufak bir sorun varsa da bunu büyüterek bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Ben bunun kongrelerden sonra biteceğini düşünüyorum. Vural başkan ile de bir sorunumuz yoktu. 

Tepebaşı ilçe başkanlığının aynı binaya taşınma ihtimali var mı?

Bu yıl içerisinde öyle bir ihtimal var. İl başkanımız genel merkezimiz ile görüştü. Daha yeni bir binaya geçme ihtimalimiz var. O zaman Tepebaşı ilçe başkanlığımızda aynı binada olacak.

Ferda Kavaklı ile seçimde karşı karşıya gelme durumunuz vardı. Ferda Kavaklı aday olamadı ve 'engellendim' tarzında bir açıklama yaptı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Tüzüğümüz çok açık. 'Bir seçim bölgesinde seçme ve seçilme hakkı bir kez kullanılabilir' diyor tüzüğümüz. Keşke girebilseydi. 

İl kongresini değerlendirecek olursak Porsuk Spor Salonu gibi büyük bir salonda yapıldı ve salon hemen hemen doluydu ve coşkusuz bir topluluk vardı.

Saat ve görsellerimiz anlamıyla biraz sıkıntı yaşadık. İlçe kongresinde sokaklara astığımız brandalardaki görseli il kongresi için de kullandık. İnsanlar büyük bir ihtimalle o görsele alıştığı için hiç okumadı diye düşünüyoruz. Öyle bir hatamız var ilk başta. Kendimizi sorgulamamız gerekiyor. En son 30 bin kişi ile miting yaptık Sıhhıye Meydanı'nda. Fazla da üstüne düşmedik nasılsa dolar mantığıyla. O özeleştiriye de zaten hemen ertesi gün yaptık neden böyle oldu diye.

Siyasete girdiğiniz için hiç pişman oldunuz mu?

Hiç pişman değilim. Bir daha dünyaya gelsem yine yaparım, daha önce girerim.

AK Parti 15 yıldır iktidarda. Türkiye'de birçok şey değişti. Bu süreç Eskişehir'i nasıl etkiledi?

Eskişehir'de hiçbir şey değişmedi aslında. Buraya gelenler 'Keşke her yer Eskişehir olsa' diyorlar. Burası özgürlükler, demokrasi şehri… Burada sıkıntılar var ama insanlar burada kendini rahat hissettiğini ifade ediyor. Türkiye'de aslında her şey değişti. 

Bunu neye bağlıyorsunuz?

Tabi ki Yılmaz Büyükerşen. Onun yaptıkları hiçbir zaman yadsınamaz. Dünyaya mal olmuş bir insan. O yüzden Türkiye genelinde Yılmaz Büyükerşen'e bir saldırı var. Aslında herkesin rol model aldığı biridir. Herkesin de rol model alması gereken kişidir. Yaşı ile ilgili bir polemik yaratıyorlar. Yaşın hiç önemi yok bence. Akılla alakalı bir şey.  Ben bu söylemleri kullananları akıllı davranmaya davet ediyorum. Biz AKP'nin yaptıklarından çok memnunuz şu sıra. Son yaptıklarından dolayı. İnşallah böyle devam ederler. 

Rakibiniz Volkan Doğan. Doğan'ın sert ve net söylemleri var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bu karşılıklı. İlçe başkanları, il başkanları birbirini eleştirebilir ama üslup önemli. Daha önceden daha sert ve daha fevriydi ama son dönemlerde o söylemleri değişti diye düşünüyorum ben. Onun söylemlerine ben öyle cevap vermedim bugüne kadar. Benim yapımda da bu zaten yok. Kavgacı bir yapım yoktur. Gerektiğinde ama çok gerektiğinde konuşurum. Önemli olan üslup. Üslup ne kadar iyi olursa Türkiye'deki, Eskişehir'deki gerginlik o kadar az olur. Topluma da o gerginlik yansımamış olur. 

Siyasette örnek aldığınız biri var mı? 

Tabi ki Yılmaz Büyükerşen var. Almadım desem yalan olur. Almıyorum desem de yanlış yapmış olurum zaten. Kazım Kurt ve Ahmet Ataç örnek aldığım diğer isimler. Bir de genel başkanımız var.