Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Eskişehir Ekspres’in konuğu oldu sorularımızı yanıtladı. Gündeme dair konular hakkında önemli açıklamalarda bulunan Çakırözer, Eskişehir’in en büyük sorununun, kente verilecek hizmetler veya alınacak kararlarda belediyelerle işbirliği yapılmaması olduğunu ifade etti. 

"Eskişehir’de COVID ile mücadele şeffaf bir şekilde yönetilemiyor"

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs sürecinin şehrimizde iyi yönetildiğini düşünüyor musunuz?

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını vakaları maalesef ülke genelinde yeniden artış göstermeye başladı. Şehrimizde de vaka sayıları artmaya başlaması hepimiz için kaygı verici. Salgının ilk yayılmaya başladığı dönemde, sürecin en az şekilde atlatılabilmesi adına sivil toplum örgütlerimiz, sağlık emekçilerimiz, belediyelerimiz ile görüşmeler gerçekleştirdik. Bu görüşmeler sonrasında ortaya çıkan talep ve önerileri Eskişehir Valiliğine aktardık. Görüşmeler sonrasında hem o dönemki Valimizden hem de yeni gelen Valimizden iki şey istedik. Bunlardan ilki, Eskişehir’deki Covid-19 vakalarının düzenli olarak, şeffaf bir şekilde Eskişehir halkı ile paylaşılmasıydı. İkincisi ise, salgınla mücadele kapsamında oluşturulan pandemi kurullarına sağlık örgütlerinin temsilcilerinin da alınması oldu. Salgında ilk dalga atlatılıp ikinci dalgaya geçildi. Şimdi Dünya Sağlık Örgütü temsilcileri tarafından üçüncü dalganın gelebileceği uyarıları yapılıyor ama maalesef Eskişehir’de Covid-19 salgını ile mücadele şeffaf bir şekilde yönetilemiyor. ‘Şehrimizde ne kadar hastamız var, kaç yurttaşımızı salgın dolayısıyla yitirdik, hastanelerin durumu nedir’ hala bu konulara ilişkin yetkili bir ağızdan açıklama gelmiş değil. Aynı şekilde salgınla mücadele kapsamında oluşturulan kurullar arasında sağlık örgütlerinin temsilcileri de hala alınmadı.  Geç olmadan bu taleplerin karşılanmasının şehrimiz adına sürecin daha iyi yönetilmesine katkı sağlayacağı inancındayım. 

"Belediyelerimiz büyük fedakarlık gösterdi"

Bunun yanı sıra Eskişehir’de hem merkezde, hem de ilçelerde belediyelerimizin tüm kaynaklarını salgınla mücadele kapsamında seferber etmesi hepimiz için çok önemliydi. Salgınla mücadele kapsamında yeniden kısıtlamalar getirildi. Özellikle 65 yaş üstü yurttaşlarımız için getirilen kısıtlama ve onlara hizmet götürebilmek için tüm olanaklarını seferber eden belediyelerimiz ve belediye çalışanları bu süreçte çok büyük fedakarlık göstermekte.  Daha salgının başladığı ilk aylarda Eskişehir Büyükşehir Belediyemiz başta olmak üzere, merkezde Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerimiz ile taşrada Han, Mahmudiye, Seyitgazi, Alpu belediyelerimiz salgınla mücadele kapsamında yediden yetmişe tüm hemşehrilerimize hizmet için seferber oldu. Gıda yardımından, maske, hijyen yardımına hemşehrilerimizin taleplerini karşılamaya çalıştı. 

"Yüzbinlerce emekçi etkilendi"

Pandemi sürecinde esnaf ve diğer çalışanlar ekonomik olarak da çok etkilendi. Siz de bu süreçte sürekli sahada olan biri olarak esnaflar ve diğer çalışanları dinlediniz. Çalışanların talepleri ne yöndeydi?

Salgının başından bu yana fırsat buldukça esnafımızla, tüccarımızla buluştuk. İşletmelerde onları ziyaret ettik, talepleri dinledik. Salgın önlemleri kapsamında getirilen kısıtlamalar en çok kapısına kilit vurulan işletmelerimizi ve burada çalışan yüz binlerce emekçimizi etkiledi. Salgının başında alınan önlemler kapsamında kafe, lokanta, kıraathane gibi işletmeler kapatılmış, burada çalışan yüzbinlerce insan mağdur edilmişti. Şimdi o işletmelere henüz yaşadıkları krizi atlatamamışken, ikinci kez kısıtlama getirildi. Eskişehir’imizde 5 binin üzerinde Türkiye genelinde ise 383 bin iş yeri ve buralarda çalışan 2 milyon kişi aileleriyle birlikte zor duruma düştü.

"Esnafların talepleri ortak"

Bu süreçte en öncelikli talep ise nakit desteği oldu. Nereye gitsek insanlar borçlarını ödeyememekten şikayetçi. Taşbaşı Çarşısı’ndan tutun Bağlar, Büyükdere, İki Eylül, Doktorlar’da işletmeleri, esnafımızı ziyaret ettik. Kobileri, iş insanlarımızı dinledik. İşletme sahibi de yanında çalıştırdığı personeli de borç içinde. Talepler ortak. İşletmelerin tamamına krizi atlatabilecekleri düzeyde nakit desteği verilmeli. Paket servisi yapamayan işletmeler için kiralar dondurulmalı. Devlet kiraya, faturalara destek sağlamalı.  Kredi ödemeleri ertelenmeli. İcra iflas dosyaları dondurulmalı. İşletme sahiplerinin yanında çalıştırdığı personele en az asgari ücret tutarında nakit desteği verilmeli. 

"COVID-19 ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhranı maalesef katladı"

TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen torba yasa ile emekçilerin kıdem ve ihbar tazminatı ile emeklilik konularına ilişkin düzenlemelere tepki gösterdiniz. Bu düzenlemelere tepki göstermenizdeki gerekçeleriniz neydi?

Hükümet, yasa teklifinin gerekçesini “İşsizliğin azaltılması, istihdamın artırılması ve işçinin korunması” olarak ifade etse de teklif, başta kıdem tazminatı olmak üzere emekçilerin pek çok temel hakkını gasp etmekteydi. İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nde 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçilere belirli süreli iş sözleşmeleri dayatan, emekçilerin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve iş güvencesini yok eden ve emeklilik haklarını tırpanlayan maddeler vardı. Bu yasa maddeleri emekçilerimizin ve onların temsil edildiği sendikaların mücadelesi sonrasında Meclis Genel Kurul görüşmeleri sırasında tekliften çıkarıldı. 

"Emekçimizin hakkı gasp edilmesin diye karşı çıktık"

Şunu baştan belirtmek gerekir ki; Covid-19 öncesinde de yurttaşımız ekonomik olarak zor durumdaydı. Ülkede işsiz sayısı 9 milyon sınırındaydı. Covid-19 pandemisi ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhranı maalesef katladı. Çünkü iktidar işçiyi, işvereni, yurttaşı, muhalefeti dinlemedi. Pandemi sürecini yönetemedi, hala da yönetemiyor. Meclis’te emekçimiz, emeklimiz, çiftçimiz, esnafımız için iyileştirmeler yapalım diyoruz, ama bu hafta görüştüğümüz teklifte maden işletmelerine daha çok imtiyaz, doğayı talan edecek düzenlemeleri görüşüyoruz. Türkiye’nin en büyük şirketlerini, fabrikalarını, otellerini, limanlarını, enerji üretim tesislerini, elektrik ile doğalgaz dağıtım şebekelerini ve arazilerini yerli ve yabancı özel şirketlere sattılar. Kamu Özel İşbirliği projeleri diye ülke kaynakları beşli çeteye peşkeş çekildi. Artık hazinenin, bütçenin öncelikleri değişmelidir. Ekonomimize zarar veren,  ülke kaynaklarının haksız yerlere aktarılmasını ön gören projelerden artık vazgeçilmelidir. Bu projelere aktarılan kaynaklar Eskişehir’imizde kapanma noktasına gelen esnafımıza, kobimize, günde 39 liraya çalışmaya zorlanan emekçilerimize, çiftçimize, emeklimize harcanmalıdır.  İşte biz bu yüzden, emekçimizin hakkı gasp edilmesin, ülke kaynakları bu ülkenin yurttaşları için harcansın diye bu maddelere karşı çıktık..

"CHP erken seçime hazır"

Son zamanlarda erken seçim söylemleri gündeme geliyor. Sizce erken seçim olmalı mı?

Ülkede demokraside, ekonomide, yargıda geldiğimiz nokta belli. Ülke artık yönetilemiyor. Şirketler kapanıyor, 10 milyonun üzerinde insanımız işsiz. Bu kötü yönetimin tek sorumlusu ise 18 yıldır bu ülkeyi yönetenler. Eğer insanlar çöp konteynırlarından yemek arayacak hale getirildiyse ülkeyi yönetenlerin artık değişme vakti gelmiş demektir. Türkiye bu beceriksiz, liyakatsiz yönetim tarzından en kısa sürede kurtulmalıdır. İnsanlarımız artık Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu çok iyi görüyorlar. Sandık önlerine geldiklerinde bu kötü yönetimin, işsizliğin, yoksulluğun, kutuplaşmanın hesabını bu iktidardan soracaklarına inanıyorum. Cumhuriyet Halk Partimiz de programıyla da iktidara geldiğinde bu programı uygulayacak deneyimli kadrolarıyla da erken seçime hazırdır. 

"İşe önce çiftçimizi, üreticiyi desteklemekten başlamalıyız"

İlçe ve köy ziyaretlerinizde çiftçilerle bir araya geliyorsunuz, çiftçinin durumu hakkında gözlemleriniz nedir?

Tepebaşı’mızdan Odunpazarı’na, dünyanın en güzel kirazlarının yetiştiği Mihallıçcık’tan, İç Anadolu’nun Antalya’sı Sarıcakaya’mıza şehrimizin dört bir yanında fırsat buldukça çiftçilerimizle bir araya geliyoruz. Mihalgazi’de, Sivrihisar’da, Çifteler’de, İnönü’de nerede bir çiftçinin derdi varsa orada olduk. Çiftçilerimiz afet demeden, mazot, elektrik, girdi maliyetlerine rağmen bu şehrin, tüm ülkenin yurttaşları için üretmeye çalışıyor. Hem Eskişehir’imizde hem de Türkiye’de çiftçinin en temel sorunu devletten beklediği desteği alamaması. Bu yılın başından itibaren Eskişehir’de çiftçilerimiz dolu, sel, kuraklık gibi afetlerle karşı karşıya kaldı. Çiftçi ekti, biçti ama ürününü tarladan alamadı. Devlet çiftçiye zararlarını karşılayacak desteği çok gördü. Daha geçtiğimiz aylarda tarlalarda şeker pancarı hasadı yapıldı. Çiftçi üretti, hasadı yaptı, fiyatlar açıklanmadan ürünlerini fabrikaya teslim etti. Günlerce şeker pancarı fiyatının açıklanmasını bekledik. Çiftçi şeker pancarında ton başına 390-400 lira gibi fiyat beklerken, açıklaya açıklaya 339 lira açıkladılar. Çiftçiye reva görülen rakam bu! Çiftçi üretiyor ama alın terinin karşılığını alamıyor. Yetmiyor, bu iktidar gidiyor ülkeyi ithal cennetine çeviriyor. Kendi çiftçisini değil, başka ülkelerin çiftçisini destekliyor. Eğer bizler ekonomideki bu kötü gidişattan kurtulmak istiyorsak işe önce çiftçimizi, üreticiyi desteklemekten başlamalıyız.

"Belediyelerimiz ile işbirliği yapılmıyor"

Sizce şehrimizin en önemli sorunu nedir?

Şehrimizin en büyük sorunu Ankara’daki tek adam yönetiminin Eskişehir’de belediyelerimizi ve onların temsil ettiği yaklaşık 1 milyon yurttaşımızı hiçe sayan politikalarıdır. Dünya olarak büyük bir salgınla mücadele ettiğimiz bir dönemde bile belediyelerimizin fakire fukaraya sıcak yemek veren aşevlerinin engellenmesi bunun en çarpıcı örneğidir. Eskişehir ile ilgili alınan kararlarda Eskişehir’e verilecek hizmetlerde Büyükşehir Belediyemiz, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerimiz ile diğer ilçe belediyelerimizle hiçbir zaman işbirliği yapılmaması şehrin en temel sorunlarından biridir.

"Eskişehirspor’umuzun yanında olmaya devam edeceğiz..."

Eskişehir’in en değerli markalarından Eskişehir-spor’un son durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Eskişehirspor’un efsanevi günlerine dönebilmesi için bir milletvekili olarak sizin önerileriniz nedir?

Anadolu yıldızı Eskişehirspor’umuz muhteşem taraftarı ve cefakar oyuncularıyla her zaman Anadolu futboluna örnek olmuş bir takımdır. Ne yazık ki hem içinde bulunduğumuz pandemi dönemi, hem de takımın içinde bulunduğu ekonomik durum Eskişehirspor’umuzu zor duruma soktu. Ama hangi koşulda olursa olsun bizler Anadolu efsanesi Eskişehirspor’umuzun yanında olduk, yanında olmaya da devam edeceğiz. Hem kulüp, hem futbolcularımız, hem vefakar taraftarımız, hem de Eskişehirliler Eskişehirspor’umuz için destek bekliyor. İktidar muhalefet hep birlikte Eskişehirspor’umuza destek olmak zorundayız. 

"Eskişehir üvey evlat muamelesi görüyor"

Eskişehir sanayicisi, çiftçisi, esnafı, işçisi ve genel olarak tüm Eskişehir AKP döneminde hak ettiği hizmetleri alamamıştır. Bunda AKP iktidarının, yerel yönetimler CHP’de olduğu için bu şehre yönelik uyguladığı ‘üvey evlat’ muamelesi yatmaktadır. Eskişehir’in ihtiyacı olan Güney Çevre Yolu, ölüm yoluna dönen Seyitgazi-Afyon ile Alpu-Mihalıçcık karayollarının yapımı için 20 yıldır en ufak bir girişimde dahi bulunulmamıştır. Yaklaşık 20 yıllık iktidarlarında Eskişehir’e tek bir fabrika dahi açmayan bu iktidar bu şehrin en önemli Türkiye markası olan TÜLOMSAŞ’ı fiilen yok etmiştir. Öte yandan Eskişehir’in doğasını, çevre ile iç içe yaşam dengesini de bozacak adımlar da yine bu iktidar döneminde atılmıştır. Tüm Eskişehirliler karşı olmasına rağmen hala aralarında Alpu Ovamızın da bulunduğu 149 alanda maden arama ihalesine çıkılmaktadır. Sivrihisar’ımızda Kaymaz Beldemizin dibine siyanürlü atık göleti kuruyorlar. Eskişehirlilerin sağlığını hiçe sayıyorlar. Ama tüm bunlara rağmen belediyelerimiz Eskişehir’imizin ve hemşehrilerimizin taleplerinin karşılanması konusunda var gücüyle çalışmalarını sürdürüyor. Sizlerin aracılığıyla tüm belediyelerimize, belediye başkanlarımıza ve ekiplerine bir kez daha yürekten teşekkür ederim. 

Gazete Eskişehir Ekspres'in Aralık sayısından...