Eskişehir Baro Başkanı Mustafa Elagöz, Gazete Eskişehir Ekspres’in konuğu oldu, sorularımızı yanıtladı. Elagöz, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 

Salgın sürecinde bir destek görmedik

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs süreci avukatları nasıl etkiledi?

Can pazarında hukuki mücadele vermeye çalışıyoruz. Herkes için zorlayıcı bir süreç ama hukuk camiası açısından daha sıkıntılı. Covid sebebiyle Mart ayından Haziran ayına kadar adli faaliyetlerin ve duruşmaların ertelenmesiyle birlikte yaklaşık üç ay avukat büroları kapalı kaldı. Ancak bu süreçte avukatlar maalesef kira, vergi, çalışan ücretleri ve ofis masraflarını aynen ödemek zorunda kaldılar. Covid salgını sebebiyle avukatlar olarak bizler devletimizden de bir destek gördüğümüzü söyleyemeyiz. Covid salgını her alanı olumsuz etkilediği gibi avukatları da hem maddi hem de manevi olarak ciddi şekilde yıpratmıştır.  Şu an maalesef mart ayından daha kötü bir şekilde adliyeler yine covid sebebiyle en tehlikeli alanlardan biri haline geldi. Avukatlar da bu zor şartlarda görev sorumlulukları gereği bu ortamlarda bulunmak zorunda olduklarından ciddi bir sağlık riski ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Yaşadığımız bu süreç hiç birimiz açısından kolay geçmiyor.

Hâkim ve savcıların sahip olduğu özlük haklarının avukatlara da sağlanması gerekmektedir

Meslektaşlarınızın talepleri ve öncelikli sorunları nelerdir?

Meslektaşlarımızın öncelikli sorunu elbette ki ekonomik kaygılardır. Bilinçsizce açılan hukuk fakülteleri, çok sayıda hukuk mezunu ve bunun beraberinde getirdiği iş kaygısı. Yine en önemli sorunlarımızın başında yargı sistemindeki sorunlardır. Ağır işleyen, hatta bazı noktalarda işlemez hale halen yargı faaliyetleri en çok avukatları zor duruma sokmaktadır. Çünkü avukata vekalet veren yurttaş davasının bir an önce sonuçlanmasını beklerken davalar avukattan kaynaklanmayan sebeplerle çok uzamaktadır. Uzayan davalarda kısa sürede hakim değişiklikleri de bu yargısal faaliyetleri daha da uzatmakta olup, sağlıklı ve doğru kararların çıkmaması vatandaşla avukatını karşı karşıya getirmektedir. Yine adliyelerde duruşma saatlerinin sarkması bazen bir duruşma için avukatın gün boyu ofisine uğrayamadan adliyede duruşma beklemesine sebebiyet vermektedir ki bu durum artık tahammül edilemez bir hal almıştır. En önemli sorunlardan birisi de başta adliyeler olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarında avukatın hak ve yetkisi dâhilinde olan hususlarda dirençle karşı karşıya kalması, avukatın bilgi ve belge almakta ciddi sorunlarla karşılaşmasıdır. Oysaki avukatın delil toplama yetkisi artırılsa yargılama daha hızlı şekilde sonuçlanacaktır.  Yine bir diğer sorun da avukatların sosyal güvencesidir, hâkim ve savcıların sahip olduğu özlük haklarının avukatlara da sağlanması gerekmektedir. 

Barolar yargı reformu çalışmalarına dahil edilmedi

Yargı reformu zaman zaman tartışılıyor, sizin bu düzenlemeye yaklaşımınız nedir?

Ülkemizde son 18 yıldır siyasal iktidar tarafından yargı reformu adı altında getirilen düzenlemeler maalesef yargı sorunlarına çözüm sağlayamadığı gibi sorunun kaynağı olmaktadır; çünkü zihniyet değiştirilmediği müddetçe yapılan reformlar yazılı metin olmaktan başka anlam ifade etmemektedir. Bu reformlar yapılırken sahada olan ve sorunları her gün yaşayarak gören avukatların ve onların meslek örgütü baroların görüşleri sorulmadığı gibi bu reform çalışmalarına barolar dâhil edilmemektedir. Yargının asli ve kurucu unsuru olan avukatların ve onların meslek örgütü olan baroların dâhil olmadığı her reform çalışması durumu her gün daha da içinden çıkılmaz bir hale sokmaktadır. Demokrasiye, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve adalete inancı olmayanların yapacakları reformların ülkemize fayda getireceğine inanmıyorum. Gerçekten yargıda reform yapılmak isteniyorsa siyasal iktidarın yargı üzerindeki tahakkümünden vazgeçmesi gerekmektedir.

Baro Başkanı Elagöz’den avukat olmak isteyenlere tavsiyeler…

Avukat olmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz neler olur başkanım?

Dürüst,etik, adil ve ilkeli hareket etmelerini tavsiye edebilirim. Kısa yoldan iş yapmak para kazanmak hedefi ile hareket etmemelerini, mesleğin onuruna ve kurallarına uygun hareket etmeleri gerektiğini ve meslek yeminlerini her zaman hatırlamalarını, gerek mesleki yaşamlarında gerekse özel yaşamlarında avukatlık mesleğinin gerektirdiği şekilde davranmalarını ve mesleki anlamda kendilerini geliştirmek için hukuk alanındaki yeni gelişmeler hakkında her zaman bilgilerini taze tutmaları gerektiğini tavsiye ederim. 

Kısa süre önce Kadın Hakları Merkezi Eskişehir Barosu bünyesinde kuruldu. Bu merkez nasıl çalışacak ve kimler bu merkezden yararlanabilecek biraz açar mısınız?

Şiddete maruz kalmış veya şiddet tehdidi altında ne yapacağını bilmeyen ve hukuken izleyeceği yolu bilmeye ihtiyacı olan ancak vekil tayin edebilecek ekonomik durumda olmayan kadınlar için Eskişehir Barosu Kadın Hakları Merkezi gerekli hukuki desteği vererek izlenmesi gereken adımları gösterecektir. Ülkemizde ilgili yasal hükümler çerçevesinde ceza ve özellikle boşanma davalarında kişinin ekonomik durumunun elverişli olmaması halinde Avukat yardımından yararlanması imkan dahilindedir. Ancak bu imkan, henüz dava açılmayan hallerde ve özellikle kişinin ne yapacağına henüz karar veremediği aşamada devreye girememektedir. İşte Eskişehir Barosu Kadın Hakları Merkezi tam olarak burada kişinin ihtiyacı olan hukuki desteği sağlamakta ve hiçbir aşamada hukuki yardımdan mahrum kalmaması için devreye girmektedir. Kadınlar, herhangi bir suretle şiddet mağduru yahut tehlikesi altında olunması halinde Kadın Hakları Merkezimize gelerek izlenmesi gereken hukuki yolları danışabilirler ve ekonomik durumları avukatlık ücreti ödemeye müsait olmaması halinde başvuracağı yöntemleri öğrenebilirler. Kadın Hakları Merkezimizde görevli avukatımız gerekli her türlü desteği sağlayacaktır. Örneğin, 6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’dan ne şekilde yararlanabileceği ve eylemin suç oluşturması halinde gerekli şikâyetleri nasıl yapabileceği konusunda gerekli destek sağlanacaktır. 

Kadın cinayetlerine karşı neler yapılmalı?

Kadın cinayetleri ve çocuk istismarı neredeyse her gün duyduğumuz haberler haline geldi, bu konuda sizce neler yapılmalı ki bu tür üzücü olaylar bir daha yaşanmasın?

Sistemli ve toplumun tüm kamu kurum ve kuruluşları ile bütüncül politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Önceliğimiz önleyici hukuk tedbirlerinin etkinleştirilmesi olmalıdır. Doğru yargılamalar ile failler cezalandırılmalı asla takdiri/iyi hal indirimi gibi indirim sebepleri bu tarz dosyalarda uygulanmamalıdır. Eğitime önem ve öncelik verilmelidir. Her şeyden önce yaşam hakkına saygı duyulmalı ve en birincil Anayasal hak olan yaşama hakkı koruma altına alınabilmelidir. Bu bağlamda İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı Kanun etkin ve yetkin bir şekilde uygulanmalı,sözleşmenin uygulanması için mali, hukuki ve teknik alt yapı oluşturulmalıdır. Kadına karşı şiddete ilişkin bir devlet politikasının da ortaya konulması gerekli olup bu politikadan asla taviz verilmemelidir.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Son olarak hukukun üstünlüğünün egemen olduğu, halkın refah içinde yaşadığı, ekonomik ve hukuki kaygılar yaşamadığımız bir Türkiye istiyoruz. 

Gazete Eskişehir Ekspres'in Ocak-2021 sayısından...