ÖZEL NEVİN BULUT ATAK | ESKİŞEHİR EKSPRES

Türk-İş İl Temsilcisi olarak hedefleriniz nedir?

Türk-İş’in  il temsilciliği uzun zamandır boştu. Görselde boştu. Biz elimizden geldiği kadar şube başkanlarımızla bir araya gelmeye birbirimize destek olmaya çalıştık. Akabinde biraz zaman lazımdı atama için. Arkadaşlarımızla bir araya geldik sonrasında. Türk-İş’e bağlı şube başkanlarımız bu işi benim yapmam gerektiği noktasında bir araya geldiler. Türk-İş Yönetim Kurulu da kararını verdi ve atamamızı gerçekleştirdiler. Türk-İş olarak çok büyük bir kurumuz. Yıllardır lokomotifliği biz yaptık. Bundan sonra da kimseye bırakmaya niyetimiz yok. Bu süreçten sonra da kaybettiğimiz o boşlukları doldurup, kaybettiğimiz zamanları telafi etmek için hızla girişimlere başladık. Sadece işyerlerindeki sorunlarımız değil, çalışanlarımızın toplumdaki, sosyal yaşantılarındaki sorunları da bizleri ilgilendiriyor. Her alanda insanların uğraşları, ihtiyaçları, sıkıntıları neyse tespit edip yardım etmemiz gerekiyor. Tespit çalışmalarımızı önümüzdeki süreç içerisinde yapacağız. İşyerleriyle, farklı firmalarla anlaşmalarımız olacak, bunları daha önce de yapıyorduk, Türk-İş bünyesinde artık hep beraber yapmaya başlayacağız. Yasal olan haklarımızdaki kayıplarımız, sözleşme süreçlerinde yaşadığımız sıkıntılarda birbirimize destek olarak gideceğiz. En önemli unsurda örgütsüz olan işyerlerinde, sendikasız çalışan işçileri Türk-İş çatısı altında toplamak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Her işçinin sendikalı olmak hakkıdır. Bu haktan kimsenin mahrum kalmasını istemiyoruz. Bunun mücadelesini vereceğiz. Türk-İş’e bağlı sendikalar bu noktada birbirine her türlü desteği vermeye hazırlar. Bu görev ağır bir yük. Bu sorumluluk tek başına taşınmaz. Arkadaşlarımdan da ben bu noktada her konuda destek alacağımızın sözünü aldık ve yola çıktık.

Günümüzde işçilerin haklarını almaları konusunda geldiği noktayı değerlendirir misiniz?

İşçilerin hakkı dendiği zaman sendika ilk akla gelendir. Şu anda Türkiye genelinde işçi olarak çalışan sayısı ile sendikalı olarak çalışan işçi sayısı oranı çok düşük seviyelerde. Eskişehir için de, yüz bin çalışan varsa en fazla yirmi bini sendikalı. İnsanlarda işini kaybetme korkusu var,  işverenler sendikalara öcü gibi bakıyor. İşverenler sanki sendika gelirse bizim işyerimizi batırır, batarız, altından kalkamayız gözüyle bakıyor. Ama biz her zaman şunu vaad ediyoruz, sendikalı işyerinde iş kalitesi vardır, performans, huzur, düzen vardır. Bunların olması da üretime mutlaka yansıyor. Ben hiçbir zaman sendika var diye hiçbir işyerinin battığını görmedim. Bilakis sendikalı bir işyeri kalkınır. Bunu sendika vaad ediyor zaten. Sendika ile çalışmadıktan sonra bunun farkını görmeleri zor. 

İşveren ile sendika temsilcilerinin çatışması nerede başlıyor?

Biz asgari ücrete kimsenin çalışmasını istemiyoruz. Ücret zammını biz istiyoruz. Sosyal haklar istiyoruz. Yakacak, ikramiye, bayram izin haklarını istiyoruz.  Yasal olarak Mevzuatta olup da alamadıkları hakları bizler hep talep ediyoruz. Ancak bunun karşılığında da düzenli performanslı çalışmayı vaad ediyoruz. Biz kendi denetimimizi kendimiz yapıyoruz. Bugün bizim iş kolumuzda Eskişehir’in en büyük fabrikaları sendikal yapıya sahip.  Arçelik örnektir. Biz buzdolabı üretiyoruz. İşçilerin tamamı asgari ücretin çok çok üstünde. Hepsinin ikramiyeleri sosyal hakları var. Mesaileri yüzde yüz ödeniyor. Arçelik bugün neden batmıyor? Bugün Arçelik’de 4 bin kişi çalışıyor. Hepsi sendikalı. Sendikalı olan yerde disiplin, düzen, huzur kalite var. İşçilerimiz bunların hepsini hak ediyor. Sendikalı olan yan sanayilerimiz var. Bunlar da haklarını alıyorlar. Sendikasız olup da aynı işi yaptıran işyerleri var. Bu noktada haksızlık oluyor. 

Sendikasız çalışan işçilere ne söylemek istersiniz?

Bir işyeri işçi varsa, işçi de işyeri varsa çalışabiliyor. İşçiyle işyeri ayrılmaz bir parça. Örgütlenmeye gittiğimiz işyerlerinde arkadaşlarımıza sendikaya üye olma çağrısı yaptığımızda ‘biz geleceğiz bu fabrikayı batıracağız’ demiyoruz. Biz her zaman ‘Sizin ücretlerinizi düzenleyeceğiz, sizin insanca muamele görmenizi sağlayacağız, sosyal hayatınızı düzene sokmak için elimizden geleni yapacağız, ama sizlerde çalışıp bunun karşılığını vereceksiniz’ diyoruz. Bu zamana kadar da hiçbir sorun yaşamadık. Hisarlar Makine örneğin… Orayı örgütledik, sözleşmelerini imzaladık sosyal haklarını alıyorlar. Daha önceden almıyordu sendika yoktu fabrika batma noktasına gelmişti.  Bugün fabrika şuanda şu sıkıntılı süreçte bile iyi gidiyor. Hep birlikte çalışacağız burayı kalkındırıp karşılığını alacağız diyoruz.  Şu anda Hisar’lar da işletmede memnun sendikalı olduğundan, işçiler de memnun.  İşçilerin haklarını bilmesi lazım. Sendikalı olduğu zaman işten atılırlarsa yasal süreçlerin hepsini biz takip ediyoruz. İşten atılanlara iş imkanı da sağlıyoruz. Kimse ortada kalmıyor. Sendikalı olmak işveren için de işçi için de faydalı bir durum.

İçinde bulunduğumuz ekonomik şartlar işçileri nasıl etkiliyor?

Enflasyonun yüksek çıkması, Dolar’daki artışlar piyasaları biraz olumsuz etkiledi. Bazı fırsatçılar ürünlere hak etmediği kadar zam yaptılar. İnsanların ekonomik dengeleri ister istemez bozuldu. Üretimde tüketime dayalı bir düşüş oldu. Fabrikaların personel fazlalığı gündeme geldi. Ama biz kendi işkolumuzda, kendi işyerlerimizde şu ana kadar büyük bir sıkıntı yaşamadık. Ufak tefek duruşlarla destekliyoruz işvereni. Geçici olarak bu sıkıntıların devam edeceğini birkaç aya kadar da her şeyin yoluna gireceğini düşünüyoruz. Son zamanlarda teşvikle ilgili bir yasada gündemde. O teşvikte çıkarsa işverenler işçileri çıkartma yoluna değil de mevcut durumu idare etme yoluna gideceklerini düşünüyorum.

Siz aynı zamanda Türk Metal Sendikası şube başkanlığı görevini yürütüyorsunuz, yükünüzün ağır olacağını düşündünüz mü?

Biz bu işin temelinden geldik. 24 yıllık işçilik hayatım var. Birçok fabrikada işçilik yaparak bu noktaya geldik.  İşçilikten geldiğimiz için de işçinin sorunlarını sıkıntılarını en iyi bileniz. Bu noktada büyük bir sendikanın bir parçası olarak da bu gücümüzü elimizden geldiği kadar kullanacağız. Altından kalkamayacağımız bir yük olduğunu ben düşünmüyorum. Sağ olsun güzel ekibimiz var. Onların desteğiyle de bu yükün altından kalkarız. Biz her zaman huzurdan yana olduk. Devletimizin, milletimizin yanında olduk.  Ülkemiz memleketimiz sıkıntılı süreçler yaşadı, bundan öncede yaşadık, bundan sonrada yaşayacağız. Bu süreçte de devletimizin milletimizin yanındayız. Türk-İş, Türk Metal Sendikası olarak her zaman bayrağımızın altında duruş sergiledik. Bu duruşumuzu da kimse değiştiremez. Taşın altına elimizi koymaya hazırız.