Kentimiz olası bir depreme hazır mı? İlgili birimlerce (Belediye, STK vs.) yeteri kadar tedbir alındığını düşünüyor musunuz?

Eskişehir olası bir depreme hazırlıklı değildir. Türkiye’de nerede, hangi ilde hazırlıklıyız derseniz, cevabım yine hiçbir yerde hazırlıklı değiliz olacaktır. Gerçekten hiçbir yerde hazırlıklı değiliz. Bence sadece deprem de değil. Koranavirüse de hazırlıklı olmadığımız son olayda ortaya çıktı. Bizler bu tür olayları ciddiye almıyoruz. Korona da bir afet. Onda da pek ciddi olduğumuz söylenemez. Aldığımız önlemlerin sonucu 2 hafta sonra görülmeye başlanacak. Biz hiçbir konuda hazırlık yapmıyoruz. Başımıza afet geldikten sonra önlem alma işlemlerine başlıyoruz. Bu bizim eğitim eksikliğimizden ve bilimsel olmamamızdan, bilime önem vermememizden kaynaklanıyor. 1999 Marmara Depremi gibi dünyada sayılı bir depremi yaşadık. Yaklaşık 30 bin kişi öldü. 70 bin kişi sakat kaldı. Ama biz bunları unuttuk. Ocak 2020  Elazığ depremi ile yine hatırladık. Ardından Van Depremi yine biraz silkindik. Şimdi koronavirüsü çıktı. Tamamen unutulur. Peki şu anda Koronavirüsü ile mücadele ederken deprem olsa ne olacak? O zaman afet katlanarak gelecek. İşte bugün yaşandı. Zagrep’te 5.4 büyüklüğünde deprem oldu. Yarın bu yaşanan doğal afetin Eskişehir’de yaşanmayacağının hiçbir garantisi yok. Sonuçta, depreme hazır değiliz. Hazır olmak için de hiçbir çaba göstermiyoruz.

Acilen yasal düzenlemelere ihtiyaç var

Fay Yasası’nı biraz açar mısınız, teklifiniz neleri kapsıyor?

2012 yılında MTA Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan “Türkiye Diri fay Haritası” baz alındığında, ülkemizde Bolu, Sakarya, Yalova, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Denizli, Muğla, Eskişehir, Kahramanmaraş, Erzurum, Hakkari, Bingöl gibi 18 kent merkezi, 80’i aşkın ilçe ve 502’yi aşkın köyümüz doğrudan “Aktif fay zonları” üzerine oturmaktadır. Söz konusu yerleşim birimlerinde 100 bini aşkın binanın “Aktif Fay Zonları veya Hatlarının Tehlike Kuşağı Bandı” sınırları içinde kaldığı da yapılan incelemelerden anlaşılmaktadır. Ülkemizde deprem zararlarının azaltılması ve binaların oturduğu zeminlerden kaynaklanan sorunların çözümü için bazı yasal düzenlemelere acilen ihtiyacı vardır. “Aktif Fay Zonları veya Hatlarının Tehlike Kuşağı Bandı” içinde yapı yapılması gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yasaklanmalı, mevcut yapılar ise kentsel dönüşüme tabi tutularak yıkılması ve başka alanlara taşınarak vatandaşımızın can güvenliği sağlanmalıdır. Yine 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunda düzenleme yapılarak zemin araştırmalarının fenni mesul yapı denetim kuruluşları tarafından ciddiye alınarak yerinde denetimi esas alacak şekilde kontrol ve denetimin gerçekleştirilmesi ile 3194 sayılı İmar Kanununda düzenleme yapılarak, kamu tüzel kişiliğine haiz meslek örgütlerinin, kamusal yarar çerçevesinde yapı üretim ve denetim süreçlerine entegre edilmesi, ilgili meslek disiplinleri tarafından üretilen “etüt ve projelerin” mesleki denetimini sağlayarak, ülkemiz mühendislik hizmetlerinin geliştirilmesine katkı vermesi çerçevesinde yeniden düzenlenmesi gerektiği düşünülmektedir.

Okullarda deprem eğitimleri artırılmalı

Toplumda deprem bilinci oluştuğunu düşünüyor musunuz?

Bilinç eğitim ile olur. Bilim ile bilinç pekişir. Ülkemizde bilime dayalı eğitimden uzaklaşılmaktadır. Deprem gibi doğal afetler hurafelerle çözümlenmeye çalışılmaktadır. Okullarda deprem konulu dersler kaldırılmaktadır. Öğrenciler bu konularda bilgi sahibi değillerdir. Japonya gibi deprem riski çok yüksek ülkelerde deprem bilinci daha ilkokul çağında verilmeye başlanmaktadır. Biz Jeoloji Mühendisleri Odası olarak bu bilinci vermeye çalışıyoruz. Birçok okulda bu konuda eğitimler ve sunumlar yapıyoruz. 1-7 Mart Deprem Haftası nedeni ile bizleri çağıran okullara giderek bu konularda eğitimler verdik. Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi olarak sadece Deprem Haftasında değil, her zaman bu tür eğitimler vereceğimizi okulların bilmesini isteriz.

Sağlam bina da yıkılabilir

Eskişehir’deki eski ve olası bir depremde yıkılma  riski yüksek yapılar ile ilgili sizce neler yapılabilir?

Şimdi deprem konusunda şu şekilde yanlış bir algı var. Bunu maalesef teknik kişiler de bunu bu şekilde ifade ediyorlar. “Deprem Öldürmez, Bina Öldürür” anlayışı çok yanlıştır. Bunu duyanlar sadece binaya kendilerini odaklıyorlar. Binanın altında duran, binanın ana temelini oluşturan zemini gözden uzak tutuyorlar. Hatta yok sayıyorlar. Aslında bina ne kadar sağlam yapılmış olursa olsun, eğer zemin kötü ise, depremde o sağlam bina da yıkılır. Sonuçta, zemin ve binanın birlikte ele alınması gereklidir. Jeoloji Mühendisleri zemini iyi gözlemleyecekler. Zeminin tanımını çok iyi yapacaklar. Zemine ait teknik parametreleri yerinde ve laboratuvar deneyleri ile doğru olarak elde edeceklerdir. Bu verileri inşaat mühendislerine verecekler ve bu mühendislerde bu verileri kullanarak tasarımlarını doğru yaptıklarında o binanın, o yapının deprem riski yoktur. Olamaz. Eskişehir’de yıkılma riski yüksek olan binaların hemen ayrıntılı analizinin yapılması gereklidir. Bu binaların bulunduğu yerlerin zemininin de etüdünün jeoloji mühendisleri tarafından yapılması gereklidir. Zemin sondajlarının göstermelik değil, bir denetim çerçevesinde yapılması gerekir.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Deprem konusunda bilinçlenme en öncelikli iş olması gerekir. Eskişehir’de deprem konusunda sorumlu kişilerin sorumluluklarını bir kez daha gözden geçirmeleri gerekir. Yeni teknolojiler kullanılarak Eskişehir’in deprem senaryosunun hazırlanması gerekir. Biz Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi olarak bu çalışmalara her konuda destek olacağımızı belirtiriz. Yeter ki, sorumlulardan bu konuda istek gelsin. Mustafa Kemal Atatürk’ün meşhur sözünü “Afet gelmeden önlem alınması gerekir, geldikten sonra dövünmenin faydası yoktur” unutmamamız gerekir. 

ESKİŞEHİR'İN YENİ DURUMU TARTIŞMA YARATMIŞTI

Türkiye’nin deprem haritası 22 yıl sonra güncellendi

Türkiye’nin deprem haritası 22 yıl aradan sonra güncellenmişti. Yeni haritaya göre; aralarında Eskişehir’in de olduğu 46 ilde deprem tehlikesi riski azalmış olarak gösterilmişti. 

Türkiye’nin deprem bölgeleri haritası AFAD Derpem Dairesi Başkanlığı tarafından Mart 2018’de yenilenmişti. Yeni harita resmen, 1 Ocak 2019’da yürürlüğe girmişti. Yeni harita en güncel deprem kaynak parametreleri, deprem katalogları ile yeni nesil matematiksel modeller dikkate alınarak hazırlandığı ifade edilmişti. Güncellenen harita ile Türkiye’nin en tehlikeli görülen deprem alanı oranı yüzde 42’den yüzde 17’ye indiği belirtilmişti. Yeni deprem haritasında aralarında Eskişehir, Adana, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Gaziantep, Kayseri, Kırşehir, Malatya, Muğla, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Van’ın da bulunduğu 46 ilin deprem riski azaldığı gösterilmişti. Yeni haritada 6 ilin ise deprem riski arttığı kaydedildimişti. Bu iller Tekirdağ, Aksaray, Karaman, Rize, Erzurum ve Trabzon şeklinde belirlenmişti. Ayrıca eski haritada binaların yüzde 44’ü tehlikeli gruptayken yeni haritada bu oran yüzde 26’ya düştüğü ifade edilmişti. 

HATIRLAYALIM!

Ayday: Bu Eskişehir için büyük bir risktir

Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Can Ayday, Ocak 2019’da eskisehirekspres.net’e yaptığı özel açıklamada yeni haritanın Eskişehir için risk taşıdığını ifade ederek “Bundan önce daha emniyetli yapılan binalar biraz daha emniyetsiz olur. Bu da bir risktir. Aslında eski haritaya göre daha emniyetli yapılacak bina daha emniyetsiz yapılabilir. Zemin kayamı yoksa su mu bunlar da ayrıca etken. Bunlarında ayrıca hesabı var. Bundan önce tüm Eskişehir için bir değer alırken artık yeni haritada her mahallede farklı bir değer alıyorsun. Sultandere tarafı emniyetli, çünkü kayalıktır. Ancak Sultandere de faya yakın” uyarısında bulunmuştu.