Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Yürütme Kurulu Üyesi ve Anadolu Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, Sanal Laboratuvar Projesi'nin detaylarını Eskişehir Ekspres Yazıişleri Müdürü Nevin Bulut Atak'a anlattı. Prof. Dr. Gündoğan, aralarında Eskişehir Teknik Üniversitesi öğrencilerinin de bulunduğu binlerce öğrencinin faydalanacağı projenin amacı ve bu projeden nasıl yararlanacakları konusunda önemli bilgiler verdi. 

Sanal Laboratuvar Projesi fikri nereden doğdu? YÖK Sanal Laboratuvar uygulaması hangi alanları kapsıyor?

Küresel salgın nedeniyle geçtiğimiz mart ayında üniversitelerimizde uzaktan öğretime geçilmesiyle birlikte laboratuvar uygulamaları gerektiren derslere ilişkin çözümler aranmaya başlamıştı. Bu süreçte YÖK tarafından hazırlanan proje ile laboratuvar uygulamalarının en yoğun olduğu iki laboratuvar dersi, genel kimya ve genel fizik laboratuvarı dersleri belirlendi. Temel bilimler, mühendislik ve sağlık bilimleri gibi zorunlu laboratuvar uygulamalarının olduğu alanlarda birçok programımız bulunuyor. Temel bilimlerin laboratuvar derslerinin yanında mühendislik programlarımızda, her mühendislik alanının kendine özgü laboratuvar uygulamaları olduğu gibi tıp, diş hekimliği, eczacılık gibi uygulamaya dayalı alanların da kendi laboratuvarları bulunuyor. Biz öncelikle en yaygın kullanılan laboratuvarları sanal ortama taşımak istedik. Mümkün olan en çok sayıda öğrencinin aldığı dersler olması gerekiyordu. Bunlar da Genel Kimya ve Genel Fizik Laboratuvarları olarak belirlendi.

Projede kimler yer aldı, ne kadar sürede tamamlandı ve bütçesi ne kadar?

Proje, YÖK koordinatörlüğünde 11 farklı üniversiteden kimya, fizik ve uzaktan öğretim alanında uzman 24 akademisyenin ve TÜBİTAK’tan 12 uzmanın katkısıyla hayata geçti. 11 Haziran 2020’de başlatılan projemizdeki deneylerin yılsonunda tamamlanması planlanıyor. Tabii ki uygulanmaya başlanan laboratuvar derslerimiz 2020-2021 Eğitim ve Öğretim Yılı sonuna kadar devam edecek. Bu projeye için kamu bütçesinden hiçbir harcama yapılmadı. Tamamen kurumlar arası işbirliği ve akademisyenlerimizin gönüllü çalışmalarının ürünü olarak ortaya çıktı. Ancak şu kadarını söylemeliyim ki ortaya çıkan ürünün piyasa değeri milyon liralarla ifade ediliyor.

Üniversiteler ve öğrenciler bu laboratuvardan nasıl yararlanacaklar? Üniversitelerin ek bir yatırım yapması gerekiyor mu?

Uygulamanın çok basit bir mimarisi var. Uygulamaya giriş e-devlet üzerinden yapılacak. Her üniversiteden bir operatör belirlenerek yetkilendirildi ve kendilerine gerekli eğitim verildi. Bu operatörler de üniversitede o dersi verecek öğretim elemanlarının sisteme girişlerini yapacaklar. Öğretim elemanları da derslerini alan öğrencilerin kullanıcı kaydını gerçekleştirecek. Üniversitelerin yeni bir altyapı kurmalarına veya program almalarına ihtiyaç bulunmamaktadır. Aynı şekilde öğrencilerin de bilgisayarlarına ek bir program yüklemelerine ihtiyaç yoktur. Uygulama ne üniversiteye ne de öğretim elemanı ve öğrencilere ek bir maliyet yüklememektedir.

YÖK Sanal Laboratuvar uygulaması pandemi dönemi ile mi sınırlı olacak?

Elbette ki hayır. Pandemi koşulları bu uygulamayı hazırlamamıza vesile oldu ama sanal laboratuvar uygulaması gerçek laboratuvarlarımız fiilen kullanılmaya başlasa bile devam edecektir. Çünkü bu uygulama öğrenmeyi pekiştirerek eğitim öğretimin niteliğini artıracaktır. Aynı zamanda birçok alanda tasarruf sağlayacaktır. Öğrencilerimizin gerçek laboratuvar ortamında bir kere yapabilecekleri deneyleri sanal ortamda hiçbir sarf malzemesine gerek kalmadan defalarca yapabileceklerdir. Gençlerimiz bize göre sanal ortamları çok daha iyi kullanıyorlar. Dolayısıyla rahatlıkla uyum sağlayacaklarını düşünüyorum.

YÖK Sanal Laboratuvardan hangi üniversiteler yararlanacak ve bu üniversiteler neye göre seçildi?

Başlangıçta, yani 26 Ekimden itibaren 18 üniversitemiz ve bu iki laboratuvar dersini alan yaklaşık 15 bin öğrencimiz yararlanacak. Bu üniversiteler bizim bundan iki yıl önce başlattığımız Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi kapsamında yer alan üniversitelerimiz. Bu projenin ilk aşamasında seçilen üniversitelerimizdeki öğretim elemanlarımızın dijital yetkinliklerinin artırılması hedeflendi. Bu kapsamda 15 bine yakın öğretim elemanı ve 60 binin üzerinde öğrenciye eğitim verildi. İkinci aşamada bu üniversitelerimizden seçilen öğretim elemanlarına siber güvenlik alanında eğiticilerin eğitimi verildi. Önümüzdeki dönem de bu hocalarımız kendi üniversitelerinde aldıkları eğitimi diğer akademisyen ve öğrencilere aktaracaklar. Üçüncü aşamada da sanal laboratuvar uygulaması hazırlandı. Uygulama elbette bu üniversitelerimizle sınırlı kalmayacak. Önümüzdeki dönemlerde üniversite ve öğrenci sayımızı artırmayı planlıyoruz.

Son yıllarda YÖK büyük bir değişim içerisinde görünüyor. Sürekli projeler hazırlıyor ve uyguluyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

YÖK’ün insanların kafasındaki algısı son yıllarda müspet yönde değişmeye başladı. Eskiden bir takım siyasi mülahazalarla gündeme gelen YÖK artık yok. Proje üreten, yenilikleri tartışan, üniversitelere yetki devri yapan, geleceğin bilim insanlarının yetişmesi için burs programları düzenleyen bir YÖK var. Onun için “Yeni YÖK” diyoruz. Araştırma Üniversiteleri, Misyon Farklılaşması ve Bölgesel Kalkınma Odaklı Üniversiteler, Dijital Dönüşüm, Hedef Odaklı Uluslararasılaşma, Açık Bilim-Açık Erişim, Temel Bilimler Üstün Başarı Sınıfları (TEBİP), YÖK Anadolu Projesi gibi birçok proje son dönemde uygulamaya geçti. Artık YÖK düzenleyici ve denetleyici fonksiyonlar üstlenen bir üst kurul olmasının yanında proje üreten ve üniversiteler ile ilgili kamu kurumlarının potansiyellerini daha verimli kullanmalarını sağlayan bir arayüz haline gelmiştir.

Kaynak: Eskişehir Ekspres