RÖPORTAJ | Nevin Bulut Atak, Eskişehir Ekspres

Kendinizden bahseder misiniz, siyasetle tanışmanız nasıl oldu?

Merhabalar Eskişehir Ekspres ailesi, öncelikle bugünüme kattığınız güzellik için teşekkür etmek istiyorum.  Evli ve iki çocuk annesiyim. Kendimi bildim bileli meraklı ve yaşam enerjisi yüksek bir insan oldum. Bu yüzden ilgi alanı olarak da, yaşantı olarak da yeniliğe, keşfe açık bir tarzım var. Emniyet teşkilatından emekli olduktan sonra hayatımda meşgul olduğum şeyler arasında siyaset yükselmeye başladı. Bazı şeyler teoride çok güzel geliyor. Ülkemizde mikrofon uzatılan herkes hemen her sorunu çözüyor. Ama bu siyasetse hiç de öyle değil. Demokrasilerde ve modern toplumlarda, alınan kararların meşru olabilmesi için iktidarın bu kararlardan etkilenenlerce seçilmesi ve onların tercihlerini yansıtması temel ilkedir. Bu noktada, herkesin seçme hakkına sahip olmasının yanı sıra siyasal katılımın her türünden faydalanılarak bireylerin ve toplumun dengeli temsili önem arz etmektedir. Bu çerçevede, dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınların yetki, karar alma süreç ve mekanizmalarına katılımı büyük önem taşımaktadır. Kadının her düzeyde yönetime etkin katılımı sağlanmadan, karar alma süreçlerine toplumsal cinsiyet ana yaklaşımı yerleştirilmeden kalkınma ve çağdaşlık hedeflerine ulaşılamayacağı açıktır. Bu gereklilik hem ulusal siyaset hem de yerel siyaset için geçerlidir. Kadınların yerel yönetimlerde eksik temsili gerçeğinden yola çıkılarak ilk önce yerel yönetimler ve yerel siyasette kadınların görünür kılınması, kadınların yerelde kendi sorunlarını dile getirip, yerel çözümün parçası olmaları gerekmektedir. Yani “kadın siyasete katılmalıdır, bu katılım siyasete katma değer sağlayacaktır.”

Artan kadın cinayetleriyle ilgili sizce ne gibi önleyici tedbirler alınabilir?

Kadına yönelik şiddeti önlemek adına yapılması gereken ilk şey; toplumsal farkındalığın geliştirilmesi. Ülkemizde şiddeti önlemeye yönelik yasalar pek çok ülkeden daha özenli düzenlenmiş durumda. Bununla beraber toplumsal farkındalığı harekete geçirmek adına eğitim müfredatını güçlendirmemiz gerekiyor. Ayrıca medya organlarının şiddeti özendiren ya da normalleştiren sahneleri ekrana taşımaktan kaçınmasının büyük katkısı olacağını düşünüyorum. İnsan ilişkilerinde şiddete başvurmanın temel sebebi doğru iletişim kuramamak. Konuşacağımız yere bağırıyor, uyaracağımız yerde şiddet uyguluyoruz. Kişiler arası iletişimi güçlendirmek için eğitimler düzenlenmelidir. Kadın ve erkeğin hem varlık anlamında hem de insan hakları bağlamında eşit olduğunu tüm topluma kabul ettirmeliyiz. Dini argümanla ifade edersek, biz buna “kulluk” diyoruz. Kadın ve erkeğin temelde birbirinin dostu ve yardımcısı olan ancak birbiriyle tamamlanan iki insan olduğunu vurgulayarak tüm toplumun buna inanmasını sağlamalıyız.

Kadınların yeteri kadar siyasetle ilgilendiğini düşünüyor musunuz ve kadınlar siyasette hak ettiği yerde mi şu anda?

Basit bir gözlemle de tespit edileceği üzere tüm dünyada kadınların siyasal katılımı, siyasi organlarda yer alma durumları erkeklerden düşüktür. İstatistiksel veriler de bunu ortaya koymaktadır. Bölgesel olarak bakıldığında bu konuda en yüksek oranlara sahip ülkelerin İskandinav ülkeleri; en düşük oranlara sahip ülkelerin de Arap ve Pasifik ülkeleri olduğu görülmektedir. İskandinav ülkelerinde yüzde 41,5, Arap ülkelerinde yüzde 16,1, Pasifik ülkelerinde ise yüzde 15,7’dir. Türkiye’nin içine dahil edildiği bölge Asya’dır. Bu bölgede de kadın temsil oranı yüzde 18,4’tür. Türkiye’de meclisteki kadın milletvekili temsili oranı 1987’ye kadar inişli çıkışlı bir durum sergilemiştir. 1987’den bu yana yavaş bir hızla da olsa düzenli bir artış söz konusudur. Bu artışın hızı 2007 ve 2011 yıllarında katlanarak artmıştır. Bir başka deyişle 1987’de kadınların TBMM’de temsil oranı yüzde 1,3 iken 2011’de bu oran yüzde 14,4’e,  2015’de bu oran yüzde14,7’ye ulaşmıştır. 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan son seçimde ise bu oran yüzde 17,32’dir. Bu artışlara rağmen Türkiye’deki kadın temsil oranları, kendi içinde bulunduğu Asya bölgesinden hatta kadın temsil oranında en sonda yer alan Arap ve Pasifik ülkelerinin bölgesel ortalamasından daha düşüktür. Dünya parlamentolarında kadınların temsil oranı yüzde 22’dir. Türkiye, kadınlara seçme ve seçilme haklarını en erken tanıyan ülkelerden birisidir. 1934 yılından bu yana kadınlar milletvekili seçme ve seçilme haklarına sahiptirler. Buna rağmen Türkiyeli kadınların parlamentoda temsil oranı dünya ortalamasının çok altındadır. Kadının siyasal katılımı yeterli değildir. Herhangi bir problemin çözümü için strateji geliştirmeden önce o problemin sebeplerine, kaynağına bakmak gereklidir. Öyleyse önce siyasal katılımda kadınların ikinci planda kalması sorununun sebepleri üzerinde biraz durmakta yarar vardır.

Siyasi engeller: Bunların en temellerinden birisi erkek egemen siyaset yapısı ve tasavvurudur. Tarihsel ve siyasal olarak liderliğe ve siyasi aktörlüğe erkeksi bir kimlik verildiği için kadınlar sosyalleşme sürecinde siyasete ve liderliğe yönlendirilmemekte, siyaset erkek işi olarak görülmektedir.

Sosyo ekonomik ve psikolojik engeller: Kadının ev ve işten oluşan çifte sorumluluğu/yükümlülüğü; eğitim, beceri, siyasi ilgi eksikliği sayılabilir. Hemen hemen bütün toplumlarda kadınların ilk ve en önemli sorumluluk alanı olarak aile yani kadının aile içinde eş ve anne olması belirlenmiştir. Özel alandaki bu ağır sorumluluk, kadınların yoğun zaman gerektiren siyasi faaliyetlere katılmalarına engel olmakta, en azından bu katılımı güçleştirmektedir. Başarılı siyasetçi kadınların evlerine yeterince zaman ayırmadıkları, evlerine yeterli zaman ayıranların da siyasette pek başarılı olamadıkları yönünde bir algı vardır. Kadınların siyasetle ilgilenmelerinin evliliği ve aile kurmayı güçleştirdiği yönündeki algı ve korkular. Bir de siyasetin kirli olduğu ona dokunanın temiz kalmasının güç olduğu, hele hele dokunan kadınsa kendini bu kirden koruyamayacağı algısı da vardır.

Leman Çelik Sivri’nin hayata geçirmek istediği projeleri ve hedefleri

  1.  Kadınların siyasette aktif yer almasını sağlayıcı uygulamalar,
  2.  Birlikten kuvvet doğar ilkesiyle mümkün olduğu kadar fazla sayıdaki STK’larla ortak katılım ile  kadınların siyasal alanda daha çok var olmalarını sağlamak,
  3.  Medyanın algı oluşturmadaki etkisi tartışmasızdır. Bu nedenle özellikle kadınla ilgili kamu kuruluşları ve STK’lar iş birliği halinde, büyük kitlelere ulaşan medya araçları ile ortak çalışmalar yapmak.
  4.  Evlilik Okulu
  5.  Ana Baba Okulu
  6.  İhtiyaç duyulan alanlarda eğitimler
  7.  Orta ve ileri yaşlardaki insanlar için teknoloji okur-yazarlık eğitimleri
  8.  Orta ve ileri yaşlardaki insanlar için sosyal medya okur-yazarlık eğitimleri
  9.  Eleştirel düşünme eğitimleri
  10.  Şefika Gaspıralı gibi Türk kültür ve tarihinde öneme sahip kadınların tanınırlığını arttırmak 
  11.  Eskişehir çevresindeki tarihi mekanların tanınırlığını arttırmak
  12.  Kadını hayatın her alanında güçlendirmek. 

Bir kadın siyasetçi olarak diğer siyasi partileri temsil eden kadın siyasetçilerle Eskişehir’i ilgilendiren konularda birlik olunabiliyor mu sizce?

Tüm kadınlar el ele verirse tüm sorunların çözülebileceğine inanıyorum. Çünkü kadın tuğlaları birbirine bağlayan harç gibidir. Duvarı oluşturan tüm nesneleri ayırt etmeden birbirine bağlayan harç gibi kadınlarında birlik ve beraberliğin kaynağı olacağını düşünüyorum. Eskişehir’i ilgilendiren konularda tüm siyasi partilerimizi temsil eden kadın siyasetçilerin inşallah bir gün birlik olacağına inanıyorum.

Sizce Eskişehir’in en önemli sorunu nedir?

Eskişehir’imizin en önemli sorunları, trafik, otopark ve içme suyudur. 

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan. Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir; Turan… Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar müslümanız. Ne mutlu Türk’üm diyene... 

Gazete Eskişehir Ekspres'in Aralık sayısından...