Genel Başkan seçildikten sonra ülkede temsilciliklerine ziyarette bulunan Kadem Özbay,  sendika binasında düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, “Bundan sonra Eğitim İş’in genel başkanı olarak en az üç yıl biz temsil edeceğiz. Genel Mali Sekreterimiz Hüseyin Selçuk arkadaşımızla beraber hemen göreve gelir gelmez dedik ki örgütümüzü ziyaret etmeliyiz, eğitim- öğretim başladı. Alandaki sorunlar neler? Tam da yerinden, yerelinden bunu anlamalıyız. Ve Türkiye kamuoyuna bu sorunları anlatmalıyız dedik. Bu ziyaretimiz esnasında da bugünkü durağımız Eskişehir. Eskişehir Anadolu’nun aydın yüzüdür. Eskişehir kentleşmesiyle, yaşam şekliyle, çağdaşlığıyla, aydınlanma yüzüyle Türkiye’nin güzel kentlerinden biri. Örgütümüz açısından da yine mücadele ruhu, direnci, çıkardığı kadrolarıyla da önemli bir kentimiz.  Kuvayi Milliye’nin kalbinin attığı bir kent. Dumlupınar, Kütahya savaşlarında da burada destek vermiş, burada mücadelesiyle katkı koymuş, birçok yiğidi de bağrında barındırmış bir kent” dedi. 

"Herhangi bir tedbir alınmadan süreç başladı"

Yeni eğitim-öğretim dönemine de değinen Özbay, "Eğitim öğretim sürecimiz, en azından temel eğitim düzeyinde ilkokul, ana sınıfları, orta okul,  lise düzeyinde geçen hafta eğitim öğretime başladı. Açmak sorun değil de önemli olan kapatmadan devam etmekti. Kapatmadan devam edebilecek bir performans gösterebilmekti. Ancak gördüğümüz tablo şu ki herhangi bir tedbir alınmadan sürecin başlatıldığını görüyoruz. 18 milyonun üzerindeki öğrenciyi 1 milyon öğretmeni ve yine milyonlarca insanı yakında ilgilendiren eğitim öğretim süreci tedbirsizlik ve plansızlıkla başlamış bulunmakta. Okullarımızdaki ve kurumlarımızdaki sorunları irdelediğimizde bakıyoruz ki en temel ihtiyaç olan pandemi koşullarında hijyen malzemesi anlamında ciddi sorunlar olduğunu görüyoruz.  Eskişehir’de de bu sorunları tespit ettik. Hatta yerelden aldığımız bilgiye göre Eskişehir’de belediyelerimiz de sanırım bu tarz ihtiyaçlarda okullarımızın, öğrencilerimizin yanında oluruz iradesi koymuşlar ama buna da sanırım bir engelleme gelmiş. Tabi ki eğer devleti yöneten erk bu sorunları kendileri çözüyorsa, herhangi bir belediyeden, herhangi bir yerden ihtiyaçları verilmemesi çok normal olur ama bu eğer sorunlar çözülemiyorsa bu ülkenin aydın insanları, bu ülkenin gerçek anlamda çocuğunun geleceklerini düşünen insanların katkıları da bizce engellenmemelidir. Eskişehir’e baktığımızda eğitim anlamında başarılı illerimizden biri olduğunu görüyoruz verilen sıralamada. Velilerimizin Eskişehir’de eğitime oldukça ilgi gösterdiğini ve öğrencilerin geleceği için etinden, tırnağından tabiri caizse arttırarak çocuklarının geleceği için katkı koyduğunu, çağdaş ve aydınlanmacı bir yüz görüyoruz ama ona rağmen burada da sınıflarımızın kalabalık olduğunu görüyoruz.  Bir buçuk iki metre adım izleri bulunan okullarımızda bakıyoruz çocuklarımız 40 kişi. Yan yana sıralarda oturtturuluyor. Ve hiçbir tedbir alınmadığına, yalnızca eğitim emekçilerinin üzerine bir yük daha eklendiğini, havalandırması yok sen camı aç, çocuklarımızın hava almasını, nefes almasını sağla. Ders süreleri özellikle çok sık. Bize sorulan bir şey. Bakanlığın da bu konuda bir planının olmadığını görüyoruz. Ders sürelerinin yine azaltılmadığını, sanki hiçbir şey yokmuş gibi aynı koşullarda devam ettirildiğini, maske ile havalandırılması olmayan bir sınıfta öğrencilerimizin nasıl ders işleyeceği ile ilgili bir düşüncelerinin olmadığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.