Alkan, "Eğitim sistemimiz ilkokuldan başlayarak üniversite sonrasına kadar, kelimenin tam anlamıyla yarışma ve elemeye dayalı, sınav odaklı bir anlayış doğrultusunda oluşturulmuştur. Bu elemeye dayalı sistem içinde 6 Haziran Pazar günü yapılacak olan LGS sınavına Eskişehir'de girecek yaklaşık 10 bin 300 öğrencimize başarılar dileriz. Yapılacak olan bu sınav öğrencilerimizin yaşamı ve geleceği açısından belirleyici öneme sahip bir sınavdır. Salgın koşullarının devam ettiği, bulaş ve yayılma riskinin sürdüğü bir dönemde, ne kadar önlem alındığı söylenirse söylensin, sınavlara katılacak öğrenciler ve onlarla birlikte okullara gelecek velilerimizin ciddi kaygıları bulunmaktadır. Salgın koşullarında eğitim öğretimin bütün eksikliklerine rağmen uzaktan yapılmaya çalışıldığı, çok sayıda öğrencinin uzaktan eğitime erişiminde ciddi sorunlar yaşandığı bir dönemde, LGS  gibi sınavların kapsamında değişiklik ya da seyreltme yapılmayarak öğrencilerin bütün örgün eğitim müfredatından sorumlu tutulması yeni haksızlıkları ve adaletsizlikleri beraberinde getirecektir" dedi.

"Öğrenciler sınav cenderesinden kurtarılmalı"

Alkan, "Aradan 15 ay geçmesine rağmen, hala çok sayıda öğrencinin uzaktan eğitime erişimde çok ciddi sorunlar yaşadığı bir dönemde her şey yolundaymış gibi hareket etmek doğru değildir. Uzaktan eğitim koşullarında yapılacak olan merkezi sınavlarda müfredat ve ders içerikleri tüm farklılıklar dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Uzaktan eğitime erişemeyen öğrencilerin içinde bulunduğu koşullar mutlaka dikkate alınmalıdır. Öğrencilerin sınavlarda hangi konulardan sorumlu olacağı masa başında değil, sahadan alınacak veriler doğrultusunda belirlenmelidir. Eğitimde temel sorun eğitim politikasının olmaması ve sınav merkezli eğitimdir. Ortaöğretime geçiş sistemi (Liselere Geçiş Sistemi) açısından iktidarın hayata geçirmeye çalıştığı eğitim politikasının özünü, özellikle yoksul emekçi çocuklarını meslek liselerine, imam hatip liselerine ya da açık liselere yönlendirerek, çocuklara bir anlamda “Kırk katır mı, kırk satır mı?” dayatması yapmak olduğu anlaşılmaktadır. Öğrencilerimiz sınav cenderesinden kurtarılmalıdır. Eğitimin hiçbir kademesinde öğrencilere ve dolayısıyla ailelerine dayatmada bulunulmamalı, eğitim sisteminin öncelikli sorunu olan ‘sınav merkezli eğitim’ anlayışı terk edilmelidir. Her öğrencinin kendi ilgi ve becerisi doğrultusunda hangi alanda okuyacağına kendisinin karar vereceği eğitim sistemi oluşturulmalıdır" dedi.