Dr. Bozkurt, Uluslararası Dil Sınavları Akreditasyon Merkezi (ALTE) tarafından, Türkçe Yeterlilik Sınavı’nın uluslararası bir geçerliliğin olması büyük bir gelişme ve yaklaşık 14 yıldır Türkçe öğretmiş biri kişi olarak uluslararası öğrencilerin, 'Dünyanın her yerinde tanınabilecek bir sertifika sınavınız var mı?' sorusuna cevap veremediklerini dile getirdi. Dr. Ferdi Bozkurt, “Yunus Emre Enstitüsü’nün böyle bir çalışmayı başlatması, çok gerekli bir adımdı ve Türkçe Yeterlik Sınavı'nın uluslararası geçerlilik kazandırılmasında ise 3,5 senedir geniş bir kadro tarafından gerçekleştirilen emeklerin neticesidir” dedi.

“Türk Dili çerçevesinde yapılan çalışmalar hepimizi gururlandırır”

Yunus Emre Enstitüsü’nün başlattığı projenin, Türk Dili için çok iyi bir başlangıç olduğunu fakat 10-20 yıl önce gerçekleştirilseydi daha güzel yerlere varılabileceğini, çünkü yabancı dil öğretimde dünya ile aynı kulvarda olmadıklarını söyleyen Bozkurt, “Türkçe, iyi öğretildiği takdirde, bugün dünya dili olarak kabul edilen İngilizce'den, Fransızca'dan ve İspanyolca'dan geri kalmayacak bir seviyededir. Netice itibarı ile dilimizle ilgili yapılan çalışmalar hepimizi gururlandırır” diye vurguladı.

“Türkiye Cumhuriyeti, TRT AVAZ'ı kurarak ortak medya çalışmalarına ön ayak oldu”

Medyanın önemli bir güç olduğunu dile getiren Ferdi Bozkurt, Türk Dünyası Ortak Medya Platformu’nda Türkçe konuşan devletlerin ortak hareket edilebileceği bir proje olduğunu ifade eden Ferdi Bozkurt, “Türkiye Cumhuriyeti, TRT AVAZ’ı kurarak, ortak medya çalışmalarına ön ayak oldu ve yıllardan beri güzel faaliyetler yapıyorlar. Türkçe Dünyası'ndaki ortak bir medya birliği fikri için asıl sorulması gereken soru şudur: ‘İletişimi sağlamak için hangi dili konuşacağız?’ İsmail Bey Gaspıralı’nın da dediği gibi, ‘Dilde, fikirde, işte birlik’ sözü, tam da bu faaliyeti anlatıyor aslında” diyerek duruma açıklık kazandırdı.

“Platformdaki ortak dilin, Türkiye Türkçesi çerçevesinde bir dil hareketiyle gerçekleşmesi gerekiyor”

Türk Dünyası Devletleri arasında, nüfus ve ekonomik olarak en güçlü olanın Türkiye Cumhuriyeti olmasının yanı sıra; basın yayının, neşriyatın, bilimin ve en fazla üniversitenin de Türkiye'de olmasından dolayı meselenin altını çizen Bozkurt düşüncelerini şu sözlerle tamamladı:

“Platformdaki ortak dil çalışmalarının, Türkiye Türkçesi çerçevesinde yapılandırılması gerekiyor. Bu sorunu çözümü ise; dil uzmanlarının, iletişimcilerin, iktisatçıların ve sosyologların bir araya gelip araştırmalar yapmalarıdır."