Dünya Ekonomik Forumu’nun 2021 yılı Küresel Risk Raporuna göre, önümüzdeki 10 yıl boyunca dünya ekonomisini etkileyecek ilk beş riskin arasında su krizini de kapsayan doğal kaynak krizi bulunduğunu belirten Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü açıklamalarda bulundu: “Ülkemiz nüfusunun 2030 yılında 100 milyona ulaşacağı ve kişi başına düşen su miktarının 1.120 m³e gerileyeceği öngörülüyor. Veriler, son 50 yılda Türkiye’deki sulak alanların yarısının sağlıklı yapısını kaybettiğini gösteriyor. Türkiye “su fakiri” olma yolunda ilerliyor. Yetersiz yağışlar ve bilinçsiz tüketim, tarımsal kuraklığa yol açıyor. TÜİK verilerine göre toplam tarım alanlarının yüzde 68.6’sı sulanmıyor. Rekolte düşüşü, tarımsal üretimin azalması ile artan gıda enflasyonu durdurulamıyor. Küresel ısınma ile dünyada iki milyar insan gıda güvenliğinden yoksun yaşamak zorunda kalıyor. Gıda, su ve enerji savaşlarının yaşanmasının olasılığı ile tarımsal üretim, planlanmalı.” 

Susuz tarım teşvik edilmeli 

“Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin raporuna göre, 2020-2021 döneminde Türkiye'de 22 ilde tarımsal kuraklık yaşanıyor. Ekim-Nisan ayları arasında yağışların, geçen yıla oranla yüzde 18, 6 azalması ile buğday, arpa, mısır olmak üzere hububat üretimi, olumsuz etkiledi. Çiftçiyi yeni üretim yöntemlerine teşvik edecek politikaları acilen uygulamalıyız. Tarımsal sulama altyapısının iyileştirilmesi, damlama su sistemlerine geçiş için çiftçi teşvik edilmediğinden “susuz tarım” sürecine hazırlamak gerçeği ile karşı karşıya. Bu gerçeğe karşın, tarlalar mısır, soğan gibi yoğun su isteyen ürünlerle dolu, çiftçi vahşi sulama yöntemleri, açık sulama kanallarıyla tarım yapmaya devam ediyor. Küresel iklim krizi gerçeğine uygun tarım politikalarını uygulamak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın görevidir. “

Eskişehir’in en verimli ovaları kuraklığa teslim

“Eskişehir de yakın gelecekte susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. 2012’de %54 olan Porsuk Barajı’nın su seviyesi, bu yıl %42 civarında. Tarımsal sulama süreci yaz aylarında, bu seviye daha da düşüyor. Şehrin tarımsal sulama sisteminin çok eski olması ve ana sulama kanallarının yaklaşık olarak %83’nün toprak kanal olması ile su iletiminde büyük kayıplar gerçekleşiyor. Bu kayıplara eklenen kuraklık ile çiftçinin ürünü tarlada susuzluktan yanıyor. Sondajlarda her geçen yıl su ya daha derine inilerek bulunuyor ya da bulunamıyor. Sivrihisar’da suların çekilmesi ile  13 adet obruk oluşmuş. Büyükşehir Belediyemiz başta olmak üzere Cumhuriyet Halk Partili belediyelerimiz, yeni tarımsal yöntemleri çiftçilerimize aktarmak için yoğun çaba harcıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan küresel iklim krizi gerçeği ile ürün deseni, çiftçi eğitimleri ve tarımsal sulama sorunlarının giderilmesi için yatırımların yapılmasını talep ediyoruz.”