Alkan, "Bırakın yeterli zam almayı, enflasyon farkını sözleşmeye koydurmayı bile unutan malûm konfederasyon, kamu çalışanlarının yetkili ama etkisiz sendikası Memur-Sen, seyyanen 400 lira zam talep etmekteymiş. 16 milyon insanı masa başındaki ortaoyununa kurban ettikten sonra,  tepki artınca, kulislerde hükümetin seyyanen teklifleri duyulunca, 400 lira zam isteyen Memur-Sen yine şaşırtmadı. Pes dedirten bu sendikal anlıyışı kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Fakat gerçek olan yaşam tarzları ve  lüküs hayatlarıdır" dedi.

Alkan şöyle konuştu;

"Memur Sen yöneticilerinin gerçeklikle bağı kalmamıştır. Elit bir tabaka haline gelen bu sendika yöneticileri pazardan, marketten alış veriş yapmıyorlar herhalde . Ekmeğin fiyatını, sütün, yağın, yumurtanın fiyatını biliyorlar mı? Aldıkları yüksek maaşları açıklamadan korkan bu sendika yöneticileri şimdi de seyyanen zam istiyorlar. Günaydın arkadaşlar. Hükümet ile görüşmeler sırasında kulaklarınızı bizim seslerimize tıkamıştınız. Göstermelik masadan kalkma ile bu işler olmaz.  Sizler hangi ülkede yaşıyorsunuz? Yandaş basını takip etmeyi bırakın. 15 Ocak'da aldığı maaş ile ayın sonunu zor getiren kamu emekçilerinin durumu ortadadır. Pandemide sahipsiz bıraktığınız hemşirelerin , sağlık çalışanlarının, doktorların, öğretmenlerin, büro memurlarının gerçekliğine dönün. Çok değil sizin maaşlarınıza yaptığınız zammın yarısını talep eden bu insanların sesini duyun. Ne diyorlar dinleyin; 'Enflasyonun bizim cebimize yansıması yüzde 36'da iken yüzde 7.36 zam aldık. 3600 ek gösterge unutuldu. Yıpranma hakkına ne oldu? Gönül hareketi lüks araç ve maaş saltanatına dönüştü. Ayçicek yağı kadar değerim yok.' Memur-Sen'in kısa tarihi hep aynı çıkmaz sokaklara uğramaktadır. Siyasal iktidarın memur kolları gibi faaliyet gösteren bu  konfederasyon ve bağlı sendikaları her defasında sahte TÜİK'in enflasyon rakamlarının altına imza attıkları, kamu emekçilerinin hiçbir temel sorununu çözmedikleri mutabakatları “tarihi başarı” olarak yutturmaya çalışmıştır. Sonuçta hangi sendikanın üyesi olursa olsun kaybeden her defasında tüm kamu emekçileri ve emekliler olmuştur."