Buluşan, “2018-2019 üretim yılımız hububat ve diğer ürünler olarak, sağanak şeklindeki yağışlardan dolayı ürünlerimiz güzel. Hastalık veya büyümeme gibi bir sıkıntı yok. Bu tabi sadece kendi bölgemizde böyle. Biz Tepebaşı’ndaki yağışlardan memnunuz. Dolu oldu ama ürünler büyümediği için zarar görmedi. Mayıs ayının sonuna kadar yağış alırsak hububat özellikle daha güzel olacak. Tepebaşı bölgemizde bol miktarda sebze çıkıyor, Ramazan bereketi diyebiliriz. Ama tabi ki bolluk üreticiye bazen çok büyük zararlar veriyor, çünkü ürününü satamaz duruma geliyor” dedi. 

"Tanzim noktaları fayda getirmedi": Ekonomik krizin üreticiye etkisi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Buluşan, “Patates, soğan sanki hepsi dolara endeksli gibi bir çalışma oldu. Her şeyden önce şunu söylüyoruz, biz üretici olarak ülkemizi vatanımızı seviyoruz. Başka yapacak bir işimiz yok, Sabırla üretmeye devam edeceğiz. Halk bu soğanı neden 7 liraya kadar tüketti? Bunları artık düşünmemiz lazım. Halkımızı ve üreticimizi aldatan bir senaryo var. Seçim üstü olduğu için herkes domates, biber, patlıcan demeye başladı. Hükümetimizin tanzim noktaları hiçbir zaman üreticiye fayda getirmediği gibi dengeleri de alt üst etti. Tanzim noktasında yapılan satışlar doğru bir satış olmadı” diye konuştu. 

"Ülke strese sokuldu": Buluşan, şöyle devam etti: Bugün ki Dolar havası ile ülke strese sokuldu. Yüzde yüze kadar yapılan zamlar var. 2018’de sattığım fiyata ürün satamıyorum ama zirai ürünlerin artışı ortada. Her geçtiğimiz yıl bir önceki yılı arıyoruz. Üretim de belli tüketim de belli. Biz neden fazla üretip maliyetimizi artıralım. Üreticimizi bilinçlendirmeliyiz. Biz Ziraat Odası olarak buna hazırız ama öyle bir noktaya geldik ki, tarımda ziraat odaları tarım il müdürlükleri artık daha fazla ortak çalışma içerisinde olmalı. Üretimde tarımda çok büyük sıkıntılarımız var. Zirai girdiler sürekli arttıkça üretici ekmeyeyim boşuna zarar etmeyeyim diye düşünüyor. Biz de üreticisiyiz biz de öyle düşünüyoruz, ekmesek daha kardayım gibi bir düşünceye varıyoruz, bu düşünce ülkemizi açlığa yokluğa götürür.