TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu tarafından yapılan açıklama şöyle:

Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun (ÖYK) 22.09.2017 tarih ve 2017/89 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alınan ve 31.12.2020 tarihine kadar “işletme hakkının verilmesi” yöntemiyle özelleştirilmesine karar verilen Eskişehir, Alpu ilçesi sınırları içerisinde bulunan kömür rezerv alanı ile ilgili 26.09.2017 tarihli Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) ilanı ile başlayan ihale süreci, sayısız uzatmaya rağmen tamamlanamadı.

Son olarak 17 Ekim 2018 tarihine bırakılmış olan ihale, yeni bir kararla 07.02.2019 tarihine uzatıldı. Böylelikle, ihalenin ilk ilan tarihinden 17 ay sonra tamamlanması öngörülmüş oldu.

Başta yerel yönetimler olmak üzere, Eskişehir bölgesinin tepkisini çeken termik santral projesi, 2016 yılında 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen bir maddeye dayalı olarak uygulanmaya konuldu. Yerel linyitin bedelsiz olarak özel şirkete devri karşılığında termik santral yapılmasını öngören yasal düzenleme çok tartışma yaratmasına rağmen, uygulanmaya devam ediyor.

Atıl durumda bulunan kömür kaynaklarının ekonomiye kazandırılması, yatırım maliyetine katlanılmaksızın elektrik üretim santrali yaptırılması gerekçesiyle savunulmaya çalışılan proje, Bakanlar Kurulu tarafından “büyük ova” statüsü tanınan ve çoğunluğu 1.sınıf mutlak tarım arazisi olan bir bölgede yapılmak isteniyor. Mevcut ve devam eden tarımsal üretim faaliyetlerini olumsuz etkilemesi kaçınılmaz olan termik santral projesine yöre sakinlerinin ikna olmaması ve ardı ardına gelen yargı kararları projenin iptal edileceğine dair bir umut yarattı.

Bu noktada, 2017 eylül ayında ve o dönemin koşullarına göre hazırlanan şartname ve eklerine göre tasarlanan ihalenin, 5 kez uzatılarak, bir buçuk yıl sonrasına ertelenmiş olması değerlendirilmelidir. İhale hukukunda hazırlık ve işlem süreci son derece önemlidir. Bir ihale için belirlenen özel koşulların, hazırlandığı dönem koşullarına uygun olması gerekir. Ancak, çeşitli nedenlerle sürecin uzaması halinde, ihale unsurlarının değişmesi söz konusu olduğundan, ihalenin eski koşullarla yürütülmesi ve tamamlanması hukuken mümkün olmayacaktır.

Alpu Termik Santrali ihalesi açısından bakıldığında da Eylül 2017 ile Şubat 2019 tarihleri arasında yaşanan gelişmeler, şartnameye esas veri ve değerlerin tümden değişmesi karşısında, ihale kararının geri alınması ve baştan beri yanlış olan özelleştirme sürecinin sona erdirilmesi gerektiği açıktır.

Yanı sıra, kamu varlığı olan linyit rezervlerinin, hiçbir belirli koşul öngörülmeksizin yaptırılması “planlanan” termik santral tarafından üretilmesi “planlanan” elektrik enerjisi bedeli karşılığında özelleştirilmek istenmesi, yöntem saptırması ile malul bir işlemi göstermektedir. ÇED süreci gibi zorlu ve yükümlülük getiren alan/işlemlerin “kamu” tarafından üstlenilerek yerine getirilmesi sonrasında, ihale yapılarak işin özel sektöre devredilmesi mümkün değildir.

Ötesinde, santralin teknolojisi, yapım koşul ve şartları, süre gibi temel unsurlara dair, iyi yönetim ve şeffaflık ilkeleri gereği kamuoyuna açıklanmış ve alıcılar tarafından kamuoyu önünde kabul edilmiş, sözleşme ve ilgili dokümanlara uyumu şerh düşülmüş koşullar belirlenmeksizin, salt elektrik satış fiyatı üzerinden bir ihaleye çıkılmış olması, üstün kamu yararına aykırılık göstergesidir.

Bu çerçevede, yasal ve maddi temeli bulunmayan ihale süreci ile özelleştirme kararından vazgeçilmesi, 1.sınıf tarım arazilerinin ülkenin bir numaralı önceliği olan gıda üretimine tahsis edilmesi, küresel ısınma nedeniyle azalan yağışlar nedeniyle varlığı giderek büyük önem kazanan yeraltı sularının kömürlü termik santral inadı nedeniyle boşa harcanmasına son verilmesi, bugüne kadar önemli ve anlamlı bir mücadele yürüten Eskişehir halkına bir müjde verilmesi gerekmektedir.

Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu olarak, ülke enerji politikasının başta güneş olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına dayandırılması, toplumsal maliyetleri ile başa çıkılması imkânsız olan termik santral projelerinden bir bütün olarak vazgeçilmesi dileğiyle saygılarımızı sunarız.