Yazılı olarak yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi, “Sendikamızın Genişletilmiş Başkanlar Kurulu 26 Aralık 2018 tarihinde İstanbul’da toplanarak gündemindeki konuları görüşmüş ve aşağıdaki sonuç bildirgesini kamuoyuyla paylaşmayı uygun görmüştür.  2018 yılının son günlerindeyiz. Yılı, asgari ücrette yapılan ve hayal kırıklığına neden olan artışla kapatıyoruz. Türkiye’de çalışanların neredeyse yarısının aylık yaşam ücretini belirleyen asgari ücretin AGİ dahil 2.020 lira olarak belirlenmesi milyonlarca emekçinin açlık sınırında yaşamaya devam edeceği anlamına gelmektedir. Bir kez daha görülmüştür ki Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçiler temsil edilmemektedir. Sendikamızın asgari ücretin yaşanabilir bir ücret düzeyine yükselmesi için verdiği mücadele bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı kararlılıkla sürecektir.

Süregelen hayat pahalılığı işçiler için yoksullaşmayı derinleştirmektedir. Diğer yandan gelir dağılımındaki bozulma artmaktadır. Krizde aynı gemideyiz masalına zenginin daha zenginleşmesi eşlik etmektedir. Sendikamız, sermayenin her dönem krizden çıkış için uygulamaya koyduğu esnek ve güvencesiz çalışma biçimine ve neo liberal politikalara karşı insan onuruna yakışır biçimiyle güvenceli, düzenli ve sendikalı çalışma mücadelesini sürdürecektir.

Sendikamız Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, krizin sorumluluğunun işçilere yıkılmasını reddetmektedir. Başta üyelerimiz olmak üzere bir bütün olarak işçi sınıfına kriz koşullarında sermaye tarafından bedel ödetilmesine karşı kararlı bir mücadele içinde olacağını ifade etmektedir.

Krizi patronlar için fırsata çevirmeye çalışan siyasi iktidar, işsizlik sigortası fonunu yağmaladıktan sonra şimdi de yeni bir fon yaratmak için kıdem tazminatını gündeme almıştır. İşçiler için kıdem tazminatın ortadan kalkması, patronlar için yeni bir kaynak transferi anlamına gelen bu girişime karşı üretimden gelen gücün kullanımı dahil olmak üzere her türlü mücadele verilecektir.

Siyasi iktidarın işçilerin cebinden alıp patronlara kaynak yaratma girişiminden bir diğeri ise Zorunlu Bireysel Emeklik Sistemidir. İki yıl önce yürürlüğe giren sistem işçiler tarafından reddedilmiştir. Milyonlarca işçi sistemden kendi iradesiyle ayrılmıştır. Beklenen sonucu alamayan iktidar, şimdi sistemden çıkan çalışanları yeniden dahil etmeye başlayacaktır. Sendikamız üyeleri bu soyguna rıza göstermeme ve daha önce yaptıkları gibi zorunlu BES’e dahil edildiklerinde sistemden çıkarak tepkilerini gösterme kararlılığındadır.

Emeklilikte yaşa takılanların haklı talepleri çalışanların gündemindedir. Bu talep kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır. Sendikamız, emeklilikte yaşa takılanların gasp edilen emeklilik hakkının iade edilmesi için yürütülen mücadelenin içinde yer almaya devam edecek”

Kadına yönelik şiddeti kınıyoruz

Yapılan açıklamada ayrıca kadına yönelik şiddete dikkat çekilerek, “Her geçen gün kadınlar ve erkekler arasındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliği derinleşmektedir.  Bu eşitşizliğin bir sonucu olarak, kamusal ve özel alanda kadına yönelik erkek şiddeti ve kadın cinayetleri artarak devam etmektedir.  Sendikamız kadına yönelik fiziksel şiddeti, sözlü ve cinsel tacizi kınamaktadır.  Yaşamın her alanında kadına yönelik artan şiddetin, tacizin ve mobbingin ortadan kaldırılması için çalışmalar hayata geçirecektir.

Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuz, sendikamızın 2018 yılında yürüttüğü çalışmaları ve mücadeleyi değerlendirmiş, sendikamızın, işkolumuzun ve Türkiye işçi sınıfının geleceği adına 2019 yılı için gereken çalışmaların yapılması için tartışma yürütmüştür. Kurulumuz, başta MESS grup toplu iş sözleşmesi olmak üzere, tüm toplu iş sözleşmelerinde metal işçilerinin daha ileri haklar elde etmesi için her zamanki kararlılıkla mücadele edeceğini vurgulamıştır.Birleşik Metal-İş Sendikası önümüzdeki yılda da sendikal anlayış ve ilkeleriyle örgütlenmeleriyle, eğitim ve araştırmalarıyla, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında yürüttüğü çalışmalarla metal işçilerinin sendikal mücadelesinin adresi olmaya devam edecektir”