Eskişehir'in İnönü ilçe Belediye Başkanı Kadir Bozkurt'un makam şoförlüğünü yapan Hasan Güçbilmez, kamuoyuna yazılı bir açıklama gönderdi. Güçbilmez, yaşanan süreç ile ilgili, "Valilikten telefon geldi, seni işten atmamız isteniyor" denilerek iş aktim tek taraflı olarak fesh edildi, tazminat ödenmedi, hiçbir şekilde savunmam alınmadı. Valiliğe tekrar giderek konuyu en üst düzeyde soruşturdum. Bana böyle bir şeyin olmasının söz konusu olmadığını, kendilerinin hiçbir zaman sözlü olarak bir kuruma "şu kişiyi işten çıkarın" diye talimat vermelerinin mümkün olamayacağını ifade ettiler" dedi.

Güçbilmez açıklamasında şu ifadelere yer verdi,

"Ben Hasan Güçbilmez.

İnönü Belediye Başkanı Kadir Bozkurt'un önceki makam şoförü (2014-2018)

Beni, İnönü Belediye Başkanı Kadir Bozkurt hakkında Cumhuriyet Savcılığına yaptığım suç duyurusunun medyaya yansıması sonrasında tanıdı çoğunuz. Kadir Bozkurt hakkında bulunduğum suç duyurusu üzerine yerel ve yaygın medyada şahsımla ilgili olarak çıkan haberlerde, gerek başkan tarafından gerek yorum yapan yazarlarımız tarafından kullanılan bazı ifadelere, yanlış bilinen veya aktarılan bazı hususlara netlik kazandırmak maksadıyla bu açıklamayı yapma lüzumu duydum.

İnönü Belediye Başkanı hakkında bulunduğum suç duyurusunun yaygın ve yerel medyaya haber olarak düşmesini müteakiben, Kadir Bozkurt'un medyaya yaptığı açıklamalarda şahsımı halen FETÖ üyesi biriymiş gibi göstermeye gayret ettiğini, bunu yaparken de direkt suçlamak yerine ifadeleri dolandırarak aynı şeyi düşündürdüğüne, böylece şahsımı sanki suçlu biriymişim gibi kamuoyuna yansıtmaya çalıştığına şahit oldum.

Ben İnönü Belediyesinde, Kadir Bozkurt'un makam şoförü olarak çalışmaya 18 Ağustos 2014 tarihinde başladım. Şahsıma yönelik olarak "FETÖ-PDY" üyesi iftirası süreci, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden sonraki günlerde, bir sahte Facebook hesabından Kadir Bozkurt'un Facebook hesabına atılmış ya da Kadir Bozkurt tarafından atıldığı iddia edilen, varlığı şüpheli bir mesajla başlatılmıştır. Ancak Kadir Bozkurt bu iddiaya rağmen yıllar geçtiği halde hakkımda herhangi bir suçlamada bulunmamış, şahsımla ilgili olarak herhangi bir hukuki süreç de o tarihlerde başlatılmamıştır.

Aradan geçen yıllarda ben daha sonra suç duyurusunda bulunmama sebep olan yanlışlara, hatalara ya da kasıtlı işlemlere şahit olmaya başladım. Şahit olduğum bu yanlışlar üzerine makam şoförlüğünü bırakıp şantiyede kamyon şoförü olarak çalışmak istediğimi kendisine ilettim. Sonra da gidip şantiyede kamyon şoförü olarak çalışmaya başladım.

Bunun üzerine Kadir Bozkurt bazı Meclis Üyelerine "Hasan'ı ikna edin, gelsin burada çalışmaya devam etsin" diye ricacı olmuş. Ben kabul etmedim. Bir hafta sonra İstanbul ve Ankara'ya gidiş için bana görevlendirmede bulundular. Ben de bunun üzerine İstanbul ve Ankara'ya gittim, ancak dönüşte yine şantiyede çalışmaya devam ettim. Makam şoförlüğünü bırakıp şantiyede çalışmaya başlamamdan 3 ay kadar sonra hakkımda FETÖ-PDY üyesi olduğum iddiası ile şikayette bulunulduğunu öğrendim. Şikayet üzerine Savcılığa gidip ifade verdim.

15 gün sonra Valilikten Belediyeye "Hakkında adli işlem başlatılmıştır" içeriğinde bir yazı gönderilmiş. Belediye Yazı İşleri Müdürünün Valiliğe gidip sözlü olarak bu konuda bilgi almasından sonra tazminatsız olarak işten atıldığım tarafıma tebliğ edildi. Benim savunmamı alma lüzumu bile hissetmediler. Daha sonraki süreçte yargılanmama başlandı ve yargılama sonunda, hakkımdaki FETÖ-PDY üyeliği suçlamasından beraat ettim. Beraat kararım 25 Kasım 2020 tarihinde itiraz edilmeden kesinleşti.

Medyadaki haberlerde Başkan Bozkurt "3 yıl ağır cezada yargılandı" gibi abartılı bir ifade kullanmıştır. Ancak benim yargılanmam, pandemi nedeniyle adalet sisteminde yaşanan gecikmelere rağmen sadece 2 yıl sürmüştür. Karar kesinleşip beraat ettikten sonraki süreçte, kararı hem Belediyeye hem de Valiliğe ilettim.

Daha önceki tarihlerde bu iddialarla Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuş olmam durumunda, şahsımı kamuoyu nezdinde "FETÖ'cü, FETÖ üyesi, FETÖ'den yargılanan birisi" gibi ifadelerle suçlayıp üste çıkmaya çalışacaklarını ve bu şekilde suçlanan bir kişinin iddialarının adli makamlarda dikkate alınmayabileceğini düşündüğümden, iddialarımla ilgili suç duyurusunu ancak tam olarak beraat ettikten, beraat kararı kesinleştikten sonraki tarihlerde yapabildim" dedi.

"Sarı zarfta işten çıkarılmamla ilgili ifade yoktu"

"Son olarak şu hususu da ifade etmek isterim.Kadir Bozkurt, benim işten atılmam için Valilikten kendilerine sarı bir zarf geldiğini iddia etmektedir. Ancak iş mahkemesinde, belediyede üst düzey bir şahidin ifade ettiği gibi, sarı zarfta işten çıkarılmamla alakalı olarak herhangi bir ifade bulunmuyordu. Daha sonraki günlerde "Valilikten telefon geldi, seni işten atmamız isteniyor" denilerek iş aktim tek taraflı olarak fesh edildi, tazminat ödenmedi, hiçbir şekilde savunmam alınmadı.

Yargılanıp beraat ettikten ve karar kesinleştikten sonra, kararı tebliğ ettiğim Valiliğe tekrar giderek konuyu en üst düzeyde soruşturdum. Bana böyle bir şeyin olmasının söz konusu olmadığını, kendilerinin hiçbir zaman sözlü olarak bir kuruma "Şu kişiyi işten çıkarın" diye talimat vermelerinin mümkün olamayacağını ifade ettiler.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur"