Geçtiğimiz yıllarda Eskişehir’in Kanlıpınar ilçesinde yeni yapılan bir mescitte nakkaşlık yapan Hüseyin Başgöl, üniversiteye giden genç bir kızın çalıştığını görünce sanatını kendi kızına bu sanatı öğretmeye karar verdi. İlhamını İstanbul Topkapı Müzesi’nin süslemelerinde ustabaşı olarak çalışan İbrahim Ünlürk’ten aldığını söyleyen Başgöl, öğrendiği püf noktaları kızına aktardı. Eskişehir’de daha önce Hacı Hakkı Oğuz Camii ve Kabir Camii’nde çalışan Başgöl, şimdilerde Odunpazarı ilçesine bağlı Karapazar mahallesinde bulunan tarihi bir evde kızıyla birlikte restorasyon yapıyor.

“Kızım 'Gel beraber çalışalım' dedim”

Kızının elinin resim yapmaya yatkın olduğunu görünce birlikte çalışmayı teklif ettiğini, kızının da kendisini kırmadığını dile getiren Hüseyin Başgöl, başka ülkelere de gidip birlikte nakkaşlık yaptıklarını belirtti. Türkiye’de cami, türbe ve tarihi evlerde çalıştıklarını aktaran Başgöl, “Eskişehir Kanlıpınar’da yeni bir mescit yapıldı. Oranın hat yazılarını yazarken güzel sanatlardan üniversiteye giden bir öğrenci yardıma geldi. El sanatında bilgi olarak çok güzel fakat el hüneri zayıftı. Benim kızım da resim yapmaya çok meraklı, eli de yatkın olunca gönlüm çekti, 'Kızım gel beraber çalışalım' dedim. O da kırmadı Allah razı olsun, beraber çalışıyoruz. Benim birinci ustam İbrahim Ünlürk, İstanbul Topkapı Müzesi’nin süslemesinde ustabaşıydı. İlhamımı oradan aldım. Fırçanın bir kullanma sistemi var, her işin bir püf noktası var. Ben püf noktaları İbrahim ustamdan öğrendim. Eskişehir’de Hacı Hakkı Oğuz Camii’nde çalıştım. Kebir Camii’nde ise usta olarak çalıştım. Camilerde hat sanatı yapmak için dış memleketlere de gittik. Çalıştığımız en büyük cami Türkmenistan’daydı ve kubbenin yerden yüksekliği 48 metreydi” ifadelerini kullandı.

“Yanlış bir şey yaparsam babam 'Kızım merak etme, öğrenirsin' diyor”

Babasıyla birlikte çalışmanın çok güzel bir duygu olduğunu söyleyen 16 yaşındaki Nazira Başgöl, çalışırken kendisine çok yumuşak davrandığını belirtti. Yaşıtlarının bu sanata çok ilgi göstermediğini vurgulayan Nazira Başgöl, “İki senedir babamla işe gidip geliyorum. Resimlere ilgim Rusya’da başladı. Babam da sanatla ilgilenince onunla çalışmak istedim. Çok keyifli, ben resim yapmayı çok seviyorum, insanı rahatlatıyor. Babamla çalışmak çok güzel bir duygu, o da yumuşak davranıyor. Destek veriyor, yanlış bir şey yaparsam 'Kızım merak etme, öğrenirsin' diyor. Bir yabancıyla olsa daha zor olurdu. Şu an sanata çok ilgi gösterilmiyor bence. İnsanları daha çok ilgilenmeye teşvik ediyorum, çünkü sanat çok güzel bir şey” diye konuştu.