Geçtiğimiz gün Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy ve eşi Hülya Aksoy, 24 Kasım Öğretmenler Günü çerçevesinde Eskişehir Öğretmenevi’nde gerçekleştirilen programda, aktif ve emekli öğretmenlerle bir araya geldi. Vali Aksoy'un kendilerine gösterdiği jest için teşekkürlerini ileten emekli öğretmenler, programda genç eğitimcilerle kendi yaşadıkları tecrübelerini paylaştı. Programın ardından da açıklamalarda bulunan deneyimli eğitimciler, öğretmenlerin okuttukları çocukların geleceğini hazırlamaları gerektiğine vurgu yaptı. Meslek hayatları boyunca toplum hizmetine aralarında profesörlerin ve generallerin de bulunduğu birçok öğrenci kazandıran emekçi eğitimciler, her çocuğun ayrı bir dünya olduğuna dikkat çekerek aranılan öğretmen olmanın öneminin altını çizdi.

"Talebe nereye gittiğini ne yaptığını ne yapacağını bilmeli"

98 yaşındaki emekli öğretmen Mehmet Uslu, yeni öğretmenlere seslenerek, "Okuttukları çocuğun geleceğini hazırlamalılar, onların kendilerine güç vermeliler. Onlar geleceğin mimarı olacaklar, bu çağda kendisini kurtaracaktır. Bu bilgilere erişmesi lazım. Bilinçli olursa işini yapar, bilinçli olmazsa başkasının emrine gider ve bir şeyini yürütemez. Onun için talebe nereye gittiğini ne yaptığını ne yapacağını bilmeli. Bizim zamanımızda okur yazarların sayısı çok azdı. Köylerde okur yazar yoktu, eğitmenler vardı. Onlar bizleri 3'üncü sınıfa kadar yetiştirdi" dedi.

"Benim bildiğim profesör olan 8-10, general olan 3 öğrencim var"

91 yaşındaki emekli edebiyat öğretmeni Muharrem Kubat, "Efendim öğretmenlik zor değildi, katiyen öyle düşünmüyorum. Öğretmenlik çok zevkli bir meslekti. "Okuldan mezun olalım da bir öğretmenlik yapalım" diye can atıyorduk. Ben rahatsızlandım, 'A"caba öğretmen olur, bir 10 sene çalışır mıyım" diyordum. Kısmet oldu, o rahatsızlığım geçti ve 32 yıl hizmet ettim. 81 yaşıma geldim, 1988 yılında emekli oldum. Yani insan çalıştıkça zevk alıyor, öğrencilere hizmet ettikçe daha çok hizmet etme ihtiyacını duyuyor. Başka bir mesleğe hiç ihtiyaç duymuyor. O nedenle öğretmenlik çok saygıdeğer bir şey. Böyle manevi bir değeri var. Onun için, o günün öğretmenlerini de özlüyorum ama bugünkü arkadaşlar nasıl yetiştiler, nasıl çalışıyorlar onu takdir etmek veya tekdir etmek istemiyorum. Yalnız bizim zamanımızdaki öğretmenlik çok zevkliydi, çok güzeldi. Huzur içinde çalıştık ve aldığımızda Allah bin bereket versin dedik. O süreyle emekliliğimiz geldi, emekli olduk. Okul her sene 5 bin öğrenci ile açılırdı. Her hastanede doktor olan öğrencim vardı. Benim bildiğim profesör olan 8-10, general olan 3 öğrencim var" şeklinde konuştu.

Kavas’tan AK Parti Odunpazarı yönetimine ironili mesaj Kavas’tan AK Parti Odunpazarı yönetimine ironili mesaj

"Öğretmenin karşısına gelen her çocuk ayrı bir dünyadır"

Milli Eğitim Bakanlığı'nın çeşitli birimlerinde 40 yıl boyunca görev yapmış olan 91 yaşındaki emekli öğretmen İlyas Küçükcan ise şunları söyledi:
"Öğretmenlik hayatı hatıralarla dolu. O nedenle herhangi birini tercih etmek mümkün değil. Böyle olunca da yetiştirdiğiniz öğrencilerin toplum hizmetinde nerelere geldiğine bakmak yeterli. Ben uzun meslek yaşantım boyunca şunu ulaşmış mutlu kişilerden birisiyim, aranılan öğretmen oldum. Aranılan öğretmen olmak çok önemli. Öğretmenin karşısına gelen her çocuk ayrı bir dünyadır. Her birinin ayrı bir sevinci, tasası, kaygısı, üzüntüsü vardır. Bütün bunları hesaba katarak öğrenciyle sağlıklı bir diyalog kurabilmişseniz öğretmenlik görevini yapmış sayılırsınız. O nedenle herhangi bir öğrencimi hayatta şu işe gelmiş diye ayırmak mümkün değil" ifadelerini kullandı.

"Böyle bir görevi yaptığım için çok gururluyum, onurluyum"

Programa katılım sağlayan genç matematik öğretmeni Funda Karadağ ise "Şu anda 2'nci yılımdayım. Öncelikle sayın valime ve eşine bizi böyle bir etkinliğe dahil ettikleri, deneyimli öğretmenlerle beraber bir araya getirip tecrübelerinden faydalandırdıkları için teşekkür ederim. Böyle bir görevi yaptığım için çok gururluyum, onurluyum. Hocalarımızın tavsiyelerini dinledik. Hatıralarından bahsettiler, şiir okudular" ifadelerini kullandı. 

Kaynak: ihlas haber ajansı