Küçükbaş üreticileriyle bir araya gelerek sorunlarını dinleyen CHP Eskişehir Milletvekili Süllü “Tarım ve hayvancılığın 20 yılda dışarıya bağımlı hale getirilmesi ile döviz kurundaki artıştan etkilenen yem, saman, yonca ve nakliye fiyatlarındaki artış, üreticiyi zorda bırakıyor. Zor günler geçiren üreticinin besleme maliyetlerini düşürebilmek için denediği alternatif besleme yöntemleri ise verimi düşürüyor.  2021 yılında 58 milyon küçükbaş hayvan varlığına sahip ülkemizde bu sayı giderek azalıyor; sağlıklı et ve süte ulaşmak imkânsız hale geliyor.” dedi.

"Evine ekmek götürmeyen anne baba gibiyiz" 

Kuzu büyütme yem çuvalının 400 TL oluşundan yakınan üretici, CHP Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü’ye durumlarını şu sözlerle aktardı: “Üretici bu fiyatla yem alamayınca, ıslah edilmemiş ve besleme kapasitesi düşük meralarda hayvanlarını doyurmaya çalışıyor. Tıpkı evine ekmek götüremeyen anne baba gibiyiz. Ya anaç hayvanlarımızı kesime gönderip ayakta kalmaya çalışacağız ya da bu işi bırakacağız. Geçim kaynağımızdan vazgeçersek ne yapacağız? Hayatını küçükbaş ile geçirmiş aileler olarak başka işle uğraşamayız. Bakanlık koyun başına 30 TL destek veriyor. Bu desteği verse ne, vermese ne olur? Ben destek istemiyorum, maliyetleri ucuzlatsınlar, hayvanım para etsin. Karnımı doyuracak şekilde satış yapabileyim. Cumhurbaşkanı ucuz et yedireceğiz diyor. Bizim ürettiğimiz hayvanın maliyeti belli. Üreticinin durumu belli. Yurt dışından getirdikleri hayvanlarla üretim kalitemiz düştü. Hayvanlarımız aşı bilmezken şimdi hastalıktan kırılıyor.”
Aileden küçükbaş üretimi yapanların bir daha geri dönmemek üzere işi bıraktığını ve bin bir emekle yetiştirdiği damızlık hayvanlarını satmak zorunda kaldığını söyleyen Süllü, sorunların yaklaşık 280 Bin küçükbaş üreticisini aileleri ile 1 Milyon, yan sektörlerle 4-5 Milyon kişiyi olumsuz etkilediğinin altını çizdi.

"Üreticinin emeği kazanca dönmüyor" 

AKP yönetiminin üreticinin sesini duymadığını belirten Süllü, “Ünlü işletmelerde et sunumlarıyla gösteri yapanlar alkışlanırken o eti bin bir emekle yetiştirenler, aynı itibarın binde birini bile göremiyor; emeğini kazanca dönüştüremiyor. Kasaplık kuzunun kilo fiyatı80-90 TL, canlı kilo fiyatı 40 TL. Olması gereken karkasta 100 TL, canlıda 60TL. Bu fiyat bile ancak maliyetleri karşılıyor. Üretici kuzu başına 700-800 TL zarar ediyor.  Bir koyun, 100 kilo yem tüketiyor. Diğer maliyetleri de üzerine koyduğunuzda bir kuzunun maliyeti 3 Bin TL’yi buluyor. Bugün 280 bin üreticinin evinde yangın var ve bu yangından 85 Milyon etkileneceğiz. Üretici yaptığı işte istikrar istiyor, devlet güvencesi istiyor. Üreticinin bu kaygılarla üretimi sürdürmesi imkânsız. Bakanlık oturduğu yerden et fiyatı belirlemek, günlük çözümlerle marketçilik yapmak yerine, gelsin üreticinin halini görsün.” dedi.