Kamu Konfederasyonları Platformu adına açıklama yapan Hüseyin Yurtman şöyle konuştu;

"Asgari ücret geçtiğimiz günlerde 8500 TL olarak açıklanmıştır. Ülkenin bu ekonomik şartlarında asgari ücretin alım gücü açısından yüksek olmadığını hepimiz bilmekteyiz. Asgari ücrete yapılan artış sonrası ortalama memur maaşlarına baktığımızda, asgari ücret ile memur maaşlarının neredeyse eşitlendiğini görmekteyiz. 2010 yılında asgari ücret 576 TL iken, ortalama memur maaşı asgari ücretin 3 katıydı. Günümüzde ise yeni açıklanan asgari ücret ile ortalama memur maaşları eşit seviyeye gelmiş, emeklilerin ücretleri ise asgari ücretin dahi altında kalmıştır.

Sorun asgari ücretin çok artırılması değil, kamu çalışanları ve emeklilerinin ücretlerinin komik ve acınacak artışlar düzeyinde kalmasıdır.

Yandaş sendikalar ülke şartlarını ve ekonomik krizi görmezden gelip her toplu sözleşme döneminde kamu çalışanlarını masada sattığı gibi bugün yine kuruluş amaçlarına göre hareket ederek verilen bu bahşişi ayakta alkışlamıştır.  Ülke şartlarına ve ekonomik krize bakılmaksızın açıklanan sefalet artışını kabul etmiyoruz"

"Emekli olunca da geçinemiyoruz"

Yurtman, “Kamu çalışanları ve emeklilerin maaşları tüm kamu sendikalarının talepleri doğrultusunda yeniden belirlenmelidir. Kamu çalışanlarının en düşük maaşının yoksulluk sınırı olan 26 bin 124 liraya yükseltilerek enflasyon oranının da her ay seyyanen maaşlara yansıtılmasını talep ediyoruz. Emekli olmamıza rağmen ölene kadar çalışmak zorunda bırakılmaktayız. Bu şartlarda bizler emekli hayatı yaşayamaz durumda kalırken torunlarımız ve çocuklarımızla da vakit geçirme hakkımızdan yoksun bırakılmaktayız” dedi. 

"Gelir vergisi kamu çalışanları için yüzde 15'te sabitlenmelidir" 

Hüseyin Yurtman şöyle devam etti;

“Yıllardır enflasyon altında maaş zammı alan memurların en büyük sorunlarından biri de vergi yükünün ağır olmasıdır. Tüm memur, emekli ve diğer çalışanların maaşlarından gelir vergisi oranında kesintiler peşin yapılmaktadır. Her ne kadar vergi dilimleri yükseltilse de yılın ikinci altı ayında vergi dilimine girilmesine engel olmayacaktır. İkinci altı ayda yüzde 20 ve yüzde 27’lik vergi dilimine girilmesi nedeniyle yapılacak artış kepçeyle geri alınmaktadır. Bu nedenledir ki vergi dilim oranları kamu görevlileri ve emekliler için yüzde 15’te sabitlenmelidir. Sendika seçme özgürlüğüne darbe veren yüzde 2 barajı derhal geri çekilmelidir. Yandaş sendikalar ve konfederasyonların hızla artan üye kayıplarının önüne geçmek adına iktidar ve ortağının oyları ile getirilen yüzde 2 üye barajı bir sonuç vermeyecek ve yandaş sendikaların üye kayıpları her geçen gün hızla artacaktır.

Kamu çalışanları arasında ayrım yapılmış, birçok meslek grubu 3600 ek göstergeden yararlanırken 1.derecedeki kamu personeli 3600 ek göstergeden yararlanamamıştır. Bu durum adalet terazisini şaşırtmış, kamu çalışanlarının büyük bir bölümü bu düzenlemeden yararlanırken geriye kalan kesim yararlanamamıştır. Talebimiz bu konuda açık ve nettir! Birinci dereceye düşen her kamu çalışanı 3600 ek göstergeden yararlanmalıdır.

Kamuda çalışan işçilere 1956 yılından itibaren her yıl ikramiye ödenmektedir. Bugün yedi konfederasyon olarak tüm bu taleplerimizin karşılanması için hükümeti uyarmak adına bir günlük iş bıraktık"