Basın açıklaması, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, Millet İttifakı partilerinin il başkanları ve milletvekillerinin katılımlarıyla Eskişehir CHP İl Teşkilat Binası’nda gerçekleşti.

“Bir teşekkür borcum var…”

Toplantıda konuşan Büyükerşen, bu süreçte emek veren herkese teşekkürlerini ileterek şunları söyledi;

“Bir teşekkür borcumu bir kez daha hepinizin huzurunda iletmek istiyorum. Yıllar öncesinde talebem olan çok değerli talebem Sayın Bakan, Sayın Milletvekili İbrahim Yaşar Dedelek ve Demokrat Parti İl Başkanım Hüseyin Bey ile bizi bu ittifak içerisinde destekleyen diğer partili arkadaşlarımıza şükran borçluyuz. Hiçbir menfaatleri olmadığı halde benim ricam üzerine, hatta benim rica etmeme bile kalmadan kendileri gelip bu seçimlerde çok eskiden beri etkileri olan köylerde ‘olayın ne olduğunu, bu seçimlerin ne olduğunu’ anlatmak ve ittifaka oy talep etmenin en doğru yol olacağını anlatmak üzere görev yapacağız dediler. Hala partili olan veya olmayan ama İbrahim Dedelek’in yapmış olduğu plan üzerine bütün köyleri gezen ve her Allah’ın günü de bana internet üzerinden veya telefonla mesaj atarak bugün hangi köylerde hangi görevi yaptık diye bilgi veren ve görev sırasında köydekilerle çektikleri fotoğrafları da belge olarak göndermek gibi büyük bir görev ifa eden dostlarıma şükran borçluyum.”

“Eskişehir’de 70 bin Eskişehirli sandığa gitmedi. Mutlaka sandığa gitmelerini söylemeliyiz”

Büyükerşen, konuşmasına şu sözlerle devam etti;

“Her şey söylendi. Bütün konuşan arkadaşlarım anlattılar durumu. Söyleyecek hiçbir şey kalmadı. Yalnız benim son bir size resmi belirtmemde yarar var. Şu bir gerçek ki; nüfusu 1 milyona yaklaşmakta olan Eskişehir’de 70 bin Eskişehirli sandığa gitmedi. Bunun sebebini de öğrenmek, konuşmak, gitmediğini bildiklerimizle dostça arkadaşça bir araya gelerek ‘neden gitmediklerini’ ve gitmemelerinin sadece ülkeye değil kendilerine de neler kaybettirdiklerini anlatmak lazım. Tek tek anlatmak lazım. Çocuklarının geleceğinden, kendilerinin geçim sıkıntılarından…. Artık Türkiye öyle bir noktada öylesine bir seçim yapıyor ki ülkenin geleceği aynı zamanda çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğinin belirleneceği ülkenin çağdaş modern demokratik ülkeler arasında yer almasını sağlayabilmesi için bu seçimin, önümüzdeki 12-13 gün sonra atacağımız oyların önemini bilmesini istiyoruz. Öğretmeliyiz, düşünmemiş olabilirler. Mutlaka sandığa gitmelerini söylemeliyiz. Seçimlere mutlaka gitmenin ne kadar büyük vatanseverlik olduğunu anlatmamız lazım. Hatta öyle ki hangi görüşten olursa olsun mutlaka sandığa gitmeleri konusunda ısrarcı olmamız lazım. İllaki bizim görüşümüzden, siyasi düşüncelerimizi paylaşmış olması şart değil. O bir vatan görevi.”

“Oy verme hakkına kavuşan gençlerimizin üzerinde hassasiyetle duralım”

Büyükerşen, “6 vekilin 4 vekilini çıkarttık ittifak olarak. Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayımız da yüzde 50’nin üzerinde oy aldı. Net olarak baktığınız zaman ama yine de bu süreç içerisinde yaşı 18’i tamamlayarak seçmen olacak arkadaşlarımız var. Onların da bir an önce bu seçimlerde oy kullanmalarının kendi geleceklerini tayin etmek olduğunu, aileleri dahil anlatmamız lazım. Üniversite okuyamamış olanların sıkıntıları, iş bulamamış binlerce gencin ne me lazımcılıkla ‘zaten işsizim ben’ dememeleri kendisine bu toplumun gelir ve iş sağlayacak güçte olduğunu ama onun da kendi vereceği oya bağlı olduğunu anlatmamız lazım. Teker teker ‘gelin arkadaş tartışalım’ deyin. Bu kısa süreçte, iki seçim arasındaki sürede oy verme hakkına kavuşan gençlerimizin üzerinde hassasiyetle duralım. Sayıları sakın size küçük gelmesin. Ayrıca ben yapabileceğim bir hizmetin bu dönem gerekli olduğuna inanıyorum. Oturup mektup göndermek istiyorum bütün genç arkadaşlarıma.100 binden fazla öğrenci arkadaşlarıma hoca olarak son nasihatlarımı mektupla yapmak, onların dikkatini çekmek istiyorum. Dağıtılması da postayla mı olur, bilemiyorum, elden dağıtım sistemi mi uygulanır, gençlik kollarımız bu konuda seferber mi olur…ama öyle yerde öyle bir zamanda dağıtmalılar ki dikkatle okumaları için. Çünkü bizde genellikle el ilanları için alışkanlıktır bakıp buruşturup atmak. Sakın öyle yapmayın. Kapalı alanlarda dağıtın özellikle. Açık alanlardan çok kapalı alanlarda bu işi yaparsanız, açık alanlarda da topluca oldukları alanlara denk gelirseniz kendilerine dikkatle okumalarını, vatan borcu olduğunu ilave ederek sözlerinize okutunuz diyorum. Sizin de elinize geçerse, benim burada söylediklerimi konuştuklarınıza mutlaka hatırlatın” diye konuştu. 

“Mutlaka bu ikinci görevi kazanmamız lazım”

Büyükerşen, konuşmasını sonlandırmadan önce şu ifadelere yer verdi;

“Saygı sevginin ötesinde daha büyük bir sevgi var, vatan ve millet sevgisi. Bu konuda ‘Atatürk’ün Mehmetçikleriyiz’ diye bağıran gençler artık meydanda göğüs göğüse savaşmak zorunda bu grevde. Mutlu bir Türkiye’nin şimdiden kurulabilmesi, çiçek açılabilmesi için mutlaka bu ikinci görevi kazanmamız lazım. Dünyada pek çok örnek var. Birinci dönemi kaybeden pek çok parti ikinci dönemde beklenmedik şekilde zafer elde ettiler. Daha bu işin hukuki tarafı var ama konuşmak istemiyorum, onları bırakalım kendi hallerine. Eninde sonunda yapılan sahtekarlıkların hırsızlıkların, sadece para çalmak değildir hırsızlık, belki de ne büyük hırsızlık oy çalmaktır. Yani bir milletin kaderiyle, geleceğiyle oynamanın hırsızlığı ağır suçu gerektirir. Gün gelir inşallah o günleri de yaşarız.”

“12 milyon oyu hiç kimse kendi tekelinde görmesin”

Toplantıda söz alan Kurt, sözlerine şu ifadelerle başladı;

“14 Mayıs bitti. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı, şöyle ilan etti durumu; hiçbir aday kazanamamıştır. Dolayısıyla birileri kazandık havalarına girmemeli. Biz de kaybettik havasında olmamalıyız. O maç bitti. 2’nci bir devre oynamıyoruz. Yeni bir maç oynuyoruz. Türkiye’de yaklaşık 12 milyon seçmen ya sandığa gitmedi ya geçersiz oy verdi ya Sinan Oğan ve Muharrem İnce’ye oy verdi. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan’ın alamadığı bir 12 milyon oy var. Bu oyu hiç kimse kendi tekelinde görmesin. 49’un üzerine eklemeyeceğiz. Sıfırdan başlıyoruz ve biz o 12 milyon oya talibiz. O 12 milyon oyu 45’e kaybetmeden alacağız.”

“14 Mayıs’ta eksikliklerimizi gördük, müdahale edeceğiz”

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, sözlerine şöyle devam etti;

“İttifakımız içerisindeki partilerin ve bizim 14 Mayıs’ta eksikliklerimizi gördük, müdahale edeceğiz. Kim nereye müdahale edecek, kim nerede çalışacak öğrendik ve başlıyoruz. Biz buradayız. Hiç kimse umudunu yitirmesin. Türkiye 28 Mayıs’ta bir seçim yapmıyor bir referandum yapıyor. Ya otokrat bir yönetim devam edecek ya demokrasi kazanacak. Bakın ya çocukları öğretmen oldu halde atanamayan anneler babalar çocuklarının atanması için Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verecek ya da Recep Tayyip Erdoğan’a verip çocukları yine atanamayacak. Ya torpili olamadığı için iş bulamayanların annesi babası Kemal Kılıçdaroğlu’na verecek iş bulacak ya da Tayyip Erdoğan’a verip işsizliğe devam edecek. Bu kadar net. Hiçbir biçimde olsa da olur olmasa da olur noktada değiliz. 20 yıldır ülkeyi ezici bir çoğunlukla yöneten Recep Tayyip Erdoğan’ın bundan sonraki 5 yılda bu ülkeye vereceği hiçbir şey yoktur. O nedenle hiçbirimiz moralimizi bozmuyoruz. Biz kaybetmedik. Kaybeden Tayyip Erdoğan’dır.”

“28 Mayıs’ı hep birlikte Eskişehir’de organize edeceğiz”

Kurt, “Şimdi 28 Mayıs’ı hep birlikte Eskişehir’de organize edeceğiz. Eskişehir’de 63 bin seçmenimiz sandığa gitmedi. Bunları bulacağız, bunları da sandığa getireceğiz. 10 bin seçmenimizin oyu geçersiz sayıldı onları da doğru oy kullanmaya zorlayacağız. 73 bin oy alma potansiyelimiz vardır. Yani yüzde 60’ın üzerinde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Eskişehir’de oy alması kaçınılmazdır. Hiçbir şeyden korkmuyoruz. Hiçbir devlet gücü bizi engelleyemez. En demokratik hakkımızı kullanıyoruz. Seçim yasasına göre birinci turda kazanılmıyorsa, ikinci tura iki aday katılır. Şimdi muhalif güçlerin tümünü Sayın Kılıçdaroğlu’na oy vermeye davet ediyoruz ama tek tek de bu 73 bin kişiyi Eskişehir’de bulup, oy kullanmasını sağlamak boynumuzun borcudur. Kazanıyoruz!” şeklinde konuştu. 

“Söylemlerimizi, sloganlarımızı değiştireceğiz”

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç da sözlerine şu şekilde başladı;

“Söylemlerimizi, sloganlarımızı değiştireceğiz. Yani ilk yaptığımız sloganları artık kullanmayacağız. Vatandaşa farklı noktalardan, bunlardan kesinlikle vazgeçmelerini sağlayacak sloganları yapmaya başlayacağız. Ayrıca Eskişehir çok güzel, tertemiz bir seçim geçirdi. Bir kişinin burnu bile kanamadı. O açıdan, o görevi yapan, sandıkta da teşekkürümü yaptım, oradaki arkadaşlarımıza, hepsine teşekkür ediyorum.”

“13. Cumhurbaşkanı Kemal Bey’i seçmeye hazır mıyız?”

Ataç, konuşmasını sonlandırırken şunları söyledi;

“Bugün Millet İttifakı 4 milletvekiliyle ve Kemal Bey’in Cumhurbaşkanlığı’nın yürüyüşünün kuvvetle destekleyen bir il olarak, Anadolu’nun ortasında nazar boncuğu gibi duruyor. Hepinizin eline sağlık arkadaşalar. Bu kolay bir şey değil. Baktığınızda çok farklı şeyler olmuş Türkiye’de. Sandık başındaki arkadaşlarımızı yine yerlerine getireceğiz. Hiç eksiksiz olarak orada olacaklar. Bunları kendileriyle bir bir görüşüp yapacağız. Ayrıca, hatalı oy kullanan, geçersiz oy kullanan ve oy kullanmayan kişilerin mahallelerine kadar evlerine kadar gideceğiz. Eğer bizim zaafiyetimiz olan noktalara ulaşıp, oraları tedavi etmezsek işimiz zor. Ama edersek bu seçimi alır gideriz ve Kemal Bey’i Çankaya’ya çıkarırız. Benim hiçbir umutsuzluğum yok, umut sizsiniz arkadaşlar. Eğer bir önceki umudumuza umut katarak yola çıkarsak 13. Cumhurbaşkanı Kemal Bey’i seçmeye hazır mıyız?”

Toplantıda söz alan Eskişehir CHP Milletvekilleri ise şu ifadelere yer verdiler;

“Bu seçimin henüz bir kazananı yoktur ama kaybedeni bellidir”

Eskişehir CHP Milletvekili İbrahim Arslan, “Öyle bir algı yaratılmaya çalışıldı ki… Sanki seçimi birileri kazanmış ve iş bitmiş gibi balkon konuşmasına kadar döndürülen bir süreç. Bu seçimin henüz bir kazananı yoktur ama kaybedeni bellidir. Kaybedeni Cumhur İttifakı’nın bileşenleridir. Siyaset, toplumsal kimlikler üzerinden değil, toplumsal sorunlar üzerinden yapılmalıdır. Doğrusu budur ama ne yazık ki kara propaganda altında Türkiye’nin işsizliği, yoksulluğu, açlığı, hak-hukuk-adalet meselesi, hukukun üstünlüğü meselesi ne yazık ki konuşulmadı. Seçimin ikinci tura kalması umudumuzu karartacak bir durum değildir. Sevgili dostlar seçim henüz tamamlanmamıştır. Sevgili hemşerilerimiz, dün olduğu gibi bugün de Türkiye’nin aydınlık geleceğine sahip çıkmıştır. Sizden iki şey istiyoruz; biz az ile yetinemeyiz. Her birimiz kendi geleceğimiz ve Türkiye’nin geleceği için 28 Mayıs’ta bir irade daha ortaya koyacağız. Yürekten inanıyorum ki, Eskişehirliler 28 Mayıs’ta yüzde 51 ile yetinmeyerek daha yukarılara taşıyacağına zerre kadar şüphem yok. Bu seçimlerde ‘birleşe birleşe kazanacağız’ dedik. İşte hep birlikteyiz. Birleşe birleşe iz kazanacağız” diye konuştu.

“28 Mayıs’ta zafer bizim olacak”

CHP Eskişehir milletvekili Jale Nur Süllü, “Bir 14 Mayıs seçimi geçirdik. Bu seçimlerde bir az önce başkanlarımın da belirttiği gibi, kazananı olmayan bir seçim geçirdik ama herkesin bildiği gibi devlet gücüyle karşımıza geldiler ama ona rağmen kazanamadılar. Dolayısıyla 28 Mayıs’ta da kazanamayacaklar. Burada Atatürk’ün bir sözünü hatırlatmak isterim, ‘umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır’. Biz asla umudumuzu yitirmedik. Bütün vatandaşımızın da umudunu yitirmesine izin vermeyeceğiz. Biliyoruz ki, umut bizdedir. Bu 28 Mayıs’ta zafer bizim olacak. Bu seçimin kazananı biz olacağız” ifadelerine yer verdi.

“Kara propagandayla karşı karşıya kaldık”

CHP Eskişehir milletvekili Utku Çakırözer, “Seçimlerin herkese hayırlı olmasını diliyorum. Seçilen 6 milletvekili olarak Eskişehir’imiz için çalışacağız. Bize güvendiniz, inandınız. Bizi Eskişehir’de birinci yaptınız. Şimdi sıra 28 Mayıs Seçimlerinde Türkiye’ye hak, hukuk, adaleti getirmek. Ben her zaman Türkiye’ye örnek olan Eskişehir’imizin şimdi de yine Sayın Kılıçdaroğlu’nu desteklediyse farkı artırarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu Çankaya’ya, Atatürk’ün koltuğuna çıkarılmasına örnek teşkil edeceğine inanıyorum. 14 Mayıs seçimlerine saatler kala hem Eskişehir’de hem de Türkiye’nin dört bir yanında nasıl kara bir propaganda yapıldığını hepimiz gözlemledik. 28 Mayıs’ta ne yapacağız? İşte buradayız. Burada olmayanları kucaklayıp birleşe birleşe kazanacağız. Umutluyuz, kararlıyız, başaracağız. Hep birlikte başaracağız” şeklinde konuştu.