6 Şubat'ta gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından ESTÜ'de görevli afet yönetimi uzmanları, arama kurtarma personeli ve diğer gönüllülerden oluşan 65 kişilik ekip, 4 araçla deprem bölgesine ulaştı.

Yıkımın yaşandığı Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine de giden ve 13 gün bölgede bulunan ekip üyeleri, öncelikli olarak arama kurtarma çalışmalarına destek verdi.

Bölgede yıkımın boyutunu belirlemek üzere Kahramanmaraş Valiliği Elbistan Afet Koordinasyon Merkezinde Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Haritalama Ofisinin kurulmasıyla çalışmalara başlayan Tün ve ekibi, insansız hava araçları (İHA) görüntüleri ve sokak sokak dolaşılarak çekilen bina fotoğrafları doğrultusunda kritik öneme sahip, tamamen yıkılmış veya kısmi yıkılmış yapıların konumlarını belirledi.

Elde edilen veriler, bölgede arama kurtarma çalışması yapan ekipler ile diğer ilgililere eş zamanlı ulaştırıldı. Haritalardaki verilerin ışığında çalışmalarını yürüten ekipler, birçok kişiye daha hızlı müdahalede bulundu.

Dr. Öğr. Üyesi Muammer Tün, 3 ay önce Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinde kentsel dirençlilik projesi kapsamında çalışma yaptıklarını ve çeşitli ön tespitlerde bulunduklarını söyledi.

Tün, bölgedeki fay araştırmaları, kritik yapıların yapısal dirençliliği ve sosyal dirençlilik gibi konuları diğer araştırmacı ekiplerle birlikte yürüttüklerini ancak AFAD destekli araştırma çalışmaları devam ederken böyle bir afetle karşı karşıya kalındığını belirtti.

Depremlerin ardından Elbistan'da ilk gün, 3 valinin koordinasyonunda göreve başladıklarını kaydeden Dr. Tün, "Enkaz yönetiminden arama kurtarmasına ve diğer tüm hizmetlere varıncaya kadar destek olduk. Özellikle mevcut durumun etki analizini ortaya koyma, kaç tane yapı yıkıldı, nerede yıkıldı, bunların kadastro bilgisi ve coğrafi bilgi sistemlerindeki haritalarını üretme düşüncesiyle orada göreve başladık." dedi.

Bölgede emniyet teşkilatının topladığı verilerde 500 yıkık yapı bilgisinin bulunduğunu anlatan Muammer Tün, "Bunlar nerede, hangi ada parselde, hangi coğrafi konumda bilinmiyordu. Canlı kurtarma, arama kurtarma, enkaz yönetimi ve kriz yönetimi aşamasındaki tüm lojistik faaliyetler, hizmetler, etki analizi dahil üretebileceğimiz bir verinin henüz üretilemediğini gördük. Oradaki ofisimizde hemen bu çalışmalara başladık." ifadesini kullandı.

Enkazlardaki kar örtüsü harita oluşturmayı olumsuz etkiledi

Tün, Milli Savunma Bakanlığı Harita Genel Müdürlüğü ile koordine halinde olduklarına değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Komutanlarımız hemen bölgeye ulaştı. Hızlıca İHA'ları uçurarak yüksek çözünürlükte ortofoto görüntüler üretilmeye başlandı. Hemen açtık. Dedik ki 'Yıkılan binaların yerlerini hemen sayısal harita olarak işleyelim.' ancak Elbistan depremi gündüz oldu ve kar hala yağıyordu. Tüm enkazların üzerinde 30-35 santimetrelik kar örtüsü olduğundan dolayı neredeyse bembeyaz bir görüntüyle karşılaştık. Bu, maalesef yıkım haritasını oluşturmamızı olumsuz etkiledi. Tamamen yıkılmış veya kısmi yıkılmış yapılar bizim için kritikti. Hem sayısını hem coğrafi konumunu belirleyerek tüm operasyonu bu haritalar üzerinden yürütmek gerekiyordu. Enkaz yönetimi arama kurtarma için kritik haritalardı."

Sokak sokak tarama yapmaya karar verdiklerini anlatan Tün, şunları söyledi:

"Bu aşamada TÜBİTAK 1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programına "Yüksek Çözünürlüklü Hava Fotoğrafları ve Yersel Alan Taraması İle Yıkık Binaların Hızlı Tespiti" başlıklı proje ile başvuruldu ve kabul alınarak tüm saha ve ofis çalışmalarımız Elbistan Afet Koordinasyon Merkezi destekleri yanı sıra proje destekli yürütülmeye devam etti. Oradaki görevli ve gönüllü ekipleri planlı ve koordineli bir şekilde yönlendirdik. Hızlı bir şekilde bina bina cephe fotoğrafları toplanarak bu fotoğraflar da ada parselle ilişkilendirilerek hasar dağılım haritalarını sayısal olarak, mahalle mahalle üretmiş olduk."

Tün, elde edilen verileri raporlayarak yetkililere sunduklarını belirterek, "Kriz yönetimi aşamasında özellikle müdahale sürecinde çok sağlıklı ve doğru kararlar alma, hızlı operasyonel faaliyetler yürütebilme noktasında orada bize ciddi bir kazanım sağladı. Onun haricinde tabii bundan sonraki süreçte de bunlar toplumsal hafıza adına kıymetli belgeler, kıymetli raporlar. Biz bu raporları eş zamanlı olarak tüm ilgili paydaşlarla paylaşmış olduk." dedi.

"50 devlet orada olsa baş edebilecek bir güce sahip değildi"

Yaşanan afetin büyüklüğünü ve bölgeye dair gözlemlerini paylaşan Dr. Öğr. Üyesi Muammer Tün, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Karşı karşıya kaldığımız afetle bir devlet değil, 50 devlet orada olsa baş edebilecek bir güce sahip değildi. İnanılmaz bir afetle karşı karşıyaydık. Düşünün, ilk saatlerde önceliğimiz canlı almaktı ama neyle karşı karşıya olunduğunu, bu afetin boyutunu ortaya koyma noktasında harita üretemiyorduk. Bunu bir devlet değil, tekrar vurguluyorum, 50 devlet olsa inanın baş edilebilecek bir afet değildi. Bizim ortaya koyduğumuz çalışma artık kriz yönetiminin ilk anından itibaren krizi doğru yönetebilme, hızlı ve doğru kararlar alabilme noktasında önemli bir çıktı sağladı."