Fitness Milli Takım sporcusu Fahrettin Çoroğlu, 21 Eylül tarihinde yapılacak olan Türkiye Şampiyonası için gün sayıyor. Kariyerinde dünyanın en prestijli vücut geliştirme ve fitness şampiyonlarından biri olan NAC World Championship ve NAC Pro Athlete derecelerini bulunduran Çoroğlu, aynı zamanda IFBB (Uluslararası Vücut Geliştirme ve Fitness Federasyonu) tarafından da 6 kez Türkiye Şampiyonluğu ile hem yurtiçinde hem de yurtdışında dikkatleri üzerine çekiyor. Küçük yaşlarda anatomisinin iyi olduğunu fark edince hobisini profesyonelliğe çevirdiğini aktaran milli sporcu Çoroğlu, “İstanbul’da düzenlenecek olan Türkiye Şampiyonası sonrası milli takım ile İspanya’daki Dünya Şampiyonluğu’nu hedefliyorum” dedi. “Şu an günde 6 litre su tüketiyorum” İlk Türkiye Şampiyonluğu’nu 19 yaşında kazanan 37 yaşındaki başarılı sporcu Çoroğlu, “Yarışma sürecinde beslenmem genellikle protein ağırlıklı oluyor. Karbonhidratı düşüyorum ki biraz yağ oranım düşsün. Ekstradan hızlı ve tempolu yürüyüşler ile kordiyolara başlıyorum. Faydaları bakımından sebze ve salatayı ihmal etmiyorum. Özellikle zeytin yağ kullanmayı tercih ediyorum. Şu an 6 litre su tüketiyorum ama bazı dönemlerde ise 8, 10, 12 litrelere kadar çıktığı oluyor” şeklinde konuştu. “Haftanın 7 günü çalışıyorum” “Yarışma dönemine 3 ay kala haftada 6 gün antrenman yapıyorum” diyen Çoroğlu, “Sadece bir gün ara veriyorum. O zaman da yine salona gidip eksik bölgelerimi çalıştırıyorum. Aslında hiç ara vermiyorum da diyebiliyoruz. Yani haftanın 7 günü çalışıyorum. Sabahları kardiyo ve akşamları ise ağırlık olmak üzere günümü çift idman ile tamamlıyorum. Çok tehlikeli antrenmanlardan uzak duruyorum ve antrenman öncesi mutlaka 5-10 dakika ısınma hareketleri ile vücudumu hazırlıyorum. Bugüne kadar daha hiç sakatlık yaşamadım” diye ifade etti. “Motivasyonumu kendim yükseltiyorum” Yarışma sürecinde tamamen işine odaklandığını ve zaman zaman vücudunun agresiflikler gösterebildiğini dile getiren Çoroğlu, konu ile alakalı olarak şu sözleri söyledi: “Uyguladığım diyetler ve yarışma sürecinde kimseyi kırmamaya çalışıyorum. Psikolojimi kontrol edebiliyorum ve motivasyonumu kendim yükseltiyorum. Fakat son 1-2 ay kala yalnız kalmaya çalışıyorum. Dışarıda çok vakit geçirmeden tamamen diyetime ve antrenmanlarıma konsantreyim. İnsanlara bu branştaki tavsiyem ise aceleci olmadan, sabırla ve öğrenerek yollarına devam etmelerine yönündedir. Çünkü fitness sadece ağırlığı kaldırıp indirme sporu değil tamamen bilimsel bir spordur. Doğru yapılmadığı takdirde de sadece zaman kaybıdır. Eğer bu işin acemisi ise birey, tecrübeli bir antrenör ile çalışsın. Bu imkân yok ise internetten araştırarak ve okuyarak yapsınlar. Eskiye göre sektörümüz daha iyiye gidiyor. Daha çok spor yapan var ama yine de Avrupa’dan ve Amerika’dan gerideyiz. Yavaş yavaş da olsa geriden gelen bir sektör var. Hak ettiğimiz yerde olduğumuzu düşünmüyorum.”