Abdurrahman Yüceer, Büyükşehir Meclisinde görüşülerek servis araç sayısının artırılması ile ilgili olarak, “18 Ekim 2019 tarihli UKOME kararı ile birlikte uygulamaya konulan ve ilk etabı yapılan ihaleler kapsamında şehrimize ilk 2 yılda 500’e yakın daha sonra ki yıllarda her sene 100’e yakın “S” plaka satış, kiralama yolu ile gerçekleştirmek istenmektedir. “S” plaka tahsisi şehrimizdeki servis işletmecisi esnafımıza ciddi yaralar vermesi kaçınılmaz olan bir durum. Mevcutta 1329 “S” plakalı aracın şehrimizin mevcut ihtiyacını karşılamadığı, yersiz rakam ve istatistiklerle ve büyük bütçeler harcanarak hazırlatılmış yanlı ve yandaş plan ve projeler referans alınıp ve ihale sürecine geçilmiştir” dedi.

Servis işletmecisi esnafının omuzlarına ağır yükler bindi

Öncelikle servis işletmeciliği sorunlarını 2 kısıma ayırıp, Covid 19 öncesi ve sonrası diye adlandırırsak sıkıntımızı ve meramımızı daha iyi anlatacağımız inancındayım. Covid 19 öncesini servis işletmeciliği sektörümüzün sıkıntılarını ulusal ve yerel anlamda ikiye bölmek isterim. Ulusalda 15 Ağustos 2017’de bir özel anaokulu özmal aracında eğitim gördüğü okuluna getirilmek üzere evinden alınıp özmal okul aracında unutulan küçük Alperen’in üzücü bir o kadar da vicdanları yaralayan olay milat kabul ederek başlamak isterim. Belirttiğimiz gibi olayın meydana geldiği araç tahditli bu işi meslek haline getirmiş ticari plakalı bir araç olmayıp, özel işletmenin özmal aracında meydana gelmiştir. Lakin bu üzücü olayın sonrasında bütün olumsuz düşünce ve nefret, asıl kusur sorumlusu özel anaokulu ve işletmecilerine değil, sadece aracın muhtevası yani öğrenci taşıyan minibüs olması sebebi ile gerek basın, gerekse devlet bürokrasisi kurban olarak ticari plakalı, sadece bu işten evine ekmek götürme gayretinde olan yaklaşık 300 bin servis işletmesi esnafı hedef almış, toplum algısında yaptığımız işe olan bakış açısını ciddi şekilde olumsuz etkilemiştir. Asıl ihmal ve taksir sahipleri, kurban edilen servis işletmecisi esnafın arkasına saklandırılmış ve gösterilmemiştir. Sonrasında Milli Eğitim, iç işleri ve çalışma ve sosyal güvenlik bakanlıklarının birlikte hazırladıkları genelge ile servis işletmecisi esnafın omuzlarına ağır yükler bindirmiştir ve bindirmeye devam etmektedir. 

Sahipsiz ve üvey evlat muamelesine tabi tutulmuştur

Yaklaşık maliyeti 40 bin TL’yi bulan araçlarımıza yüksek çözünürlüklü, devamlı kayıt yapabilen GPRS ile devamlı görüntü takibi yapılabilen kameralar ve sensörlü koltuk zorunluluğu getirildi. Bunu da öğrenci servisi yapan araçlara takılması mecbur kılındı. Teknik altyapısı olmayan, genelgeye uygun hale getirmek isteyen esnafın da tedarikçi ve montaj işini yapan işletmeye ulaşamamasından kaynaklı, istenilen özelliklerdeki malzemenin bulunamayışı ve sonrasında araç muayene ve çalışma ruhsatı almakta ciddi sorunlar yaşanmış ve halen yaşanmaktadır. Öyle ki genelgeye uygun sıfır km araçlarda dahi bir kaç marka dışında satışı bile yapılamamaktadır. Çünkü dünyada böyle ağır mevzuat ve tadilatlı araç örneği yoktur. Hepimiz izliyor ve görüyoruzdur yeni çekilen yabancı sinemalarda dahi Avrupa ve AB birliği ülkelerinde bile hangi model ve ne tür araçlarla öğrenci servisi yaptıkları malumunuzdur. Dikkat edin, sarı renkli belki 25-30 yaşlarında okul otobüsleri ile servis yapmaktadırlar. Ki bu ülkelerin çoğu otomotiv sektöründe başı çeken ve gsmh ve buna bağlı kişi başına düşen milli gelirin bizden çok iyi olduğu ülkeler. Bilmeyenler için belirteyim bizdeki düzenleme öğrenci servisi yapan bir aracın 12 yaşından büyük olmaması gerekmektedir. Yani araçlarımız daha eskimeden değiştirmek zorunda kalıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda eski araçları değiştirmek isteyen esnafın alacağı ticari sıfır km araçlarda devlet ÖTV muafiyeti getirmiştir. Taksilerin kullandığı binek otomotivlerde bu muafiyet ile yüzde 40-50 arası bir indirim söz konusu olmuşken, bu oran servis yapan esnafın aldığı ticari araçlarda yüzde 3-6 oranında kalmıştır. Oysa ki maalesef gerçek usule tabi bizlerin bu devlete katma değer ve vergi üretimi ile diğer esnaf arkadaşların kazandırdığı vergi arasında da uçurum vardır. Velhasılı yine servis işletmecisi esnafımız sahipsiz ve üvey evlat muamelesine tabii tutulmuştur. Araçlarımızı bu yaş sınırında değiştirmekle birlikte devamlı borç yükünün altında ezilmemize sebep olmaktadır. Ortalama 350 bin, 400 bin TL’lik bir servis aracının aylık 3 bin TL sadece amortisman gideri çıkmaktadır. Daha basit bir dille ifade etmek gerekirse aracı eskimeden yenilemek zorunda kalan bir servisçi esnafının yaşı geldiğinde değiştirmek için her ay kazancından 3 bin TL bir kenara koyması gerekiyor. Bunun yanı sıra hemen hemen haftada iki defa düzenleme gelen döviz, altın, hisse senedi ile yarışan akaryakıt fiyatlarının belirsizliği sözleşmelerini en az bir yıllık yapan esnafımızı da ciddi anlamda zora sokuyor. Öyle ki fiyat tarifemizin de yıllık olarak belirleniyor olup, takdir edilen miktarların, gelen artışların devamlı altında kaldığı için gün geçtikçe evine, çocuklarına götürmek istenilen rızkın, paranın alım gücü devamlı düşürmektedir.

Yanlı ve yandaş plan ve projeler referans alınıp ihale sürecine geçildi

Covid-19 öncesi ulusal anlamda sıkıntılarımız böyle iken yerelde de malumunuz geçtiğimiz senenin sonlarında Büyükşehir Belediye bürokrasisi ile yaşadıklarımız var bir de. 18 Ekim 2019 tarihli UKOME kararı ile birlikte uygulamaya konulan ve ilk etabı yapılan ihaleler kapsamında şehrimize ilk 2 yılda 500’e yakın daha sonraki yıllarda her sene 100’e yakın “S” plaka satış, kiralama yolu ile gerçekleştirmek istenmekte. “S” plaka tahsisi şehrimizdeki servis işletmecisi esnafımıza ciddi yaralar vermesi kaçınılmaz olan bir durum. Mevcutta  bin 329 “S” plakalı aracın şehrimizin mevcut ihtiyacını karşılamadığı, yersiz rakam ve istatistiklerle ve büyük bütçeler harcanarak hazırlatılmış yanlı ve yandaş plan ve projeler referans alınıp ve ihale sürecine geçilmiştir. Bu konu ile alakalı geçtiğimiz aylarda sıkıntılarımızı dilimizin döndüğü, gücümüzün yettiği kadarı ile gerçek rakam, istatistik ve raporlarla ilgili kurum ve kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştık. Konu hala idari mahkemelerce görüşülmekte olup, sırf belediyenin bütçe açığını kapatmak adına binlerce esnafımızın mağduriyetine dikkat çekmek istiyoruz. Bu kararın beslediği yersiz referans kaynaklarının en temeli araç sayısının ihtiyacı karşılamadığı ve bununla birlikte servis ücretlerinin yüksek istendiğidir. Buna bağlı servis hizmeti alan özel işletmelerin kendi özmal araçları ile mevcut hizmeti tedarik yoluna yöneldiği husunsundadır. Masa başında bilgisi olmadan fikir sahibi olanların bu bahaneleri bizleri yani bu işi meslek edinen servis işletmecisi esnafı için neresinden bakarsanız bakın, neresinden tutarsanız tutun elde kalır mazeretlerdir. Bu konu ile alakalı büyükşehir bürokrasisinin bizlerden detaylı bir görüş ve bilgilendirme istememesi de masa başında bilgi sahibi olmadıkları söylemimizi de güçlendiriyor. Öyle ki belediyenin şikayetvari ve kamuoyuna hedef gösterdiği hususların yetki ve denetimi de kendisindedir. Mademki servis ihtiyacı vardır; her sene belediyeden araçlarımızın çalışabilmesi için aldığımız çalışma ruhsatını almayan 100’lerce esnafımız bu ruhsatı neden almamaktadırlar. Bu rakamlar kendilerinde mevcuttur. Bunları da paylaşsınlar. İstatistiklerine bunları da eklesinler. Bu çalışma ruhsatını almamak demek o aracın iş bulamayıp, çalışamaması bir kenarda beklemesi veya atıl durumda kalmasından kaynaklıdır.

Bizleri farklı göstermeye çalışanlara son derece kırgınız

Vergi giderleri, mal sahibi ve çalışanların SGK prim ve diğer sosyal hakları, her sene aldığımız artışın üstünde fatura edilen araç sigorta, kasko, muayene, belediye harçları, teknik bakım giderleri ve çalışan maaşları da koyarsak böylesi bir ortamda nefes almakta zorlandığımız daha iyi anlaşılır diye ümit ediyorum. Bizler bu ülkenin öcüleri değiliz. Bizlerinde çocukları var. Kendi evlatlarımıza reva görmediğimiz hiçbir muameleyi bize emanet edilen yavrularımıza yapmamız mümkün değildir. Böylesi zor şartlarda helal kazanç peşinde evlerimize ekmek götürme gayretinde olan bizleri olduğumuzdan farklı gösteren ve farklı davrananlara dair son derece üzgün ve kırgınız. 

Herkes işini yapmalı

Defaatle sorduğumuz soruyu tekrar sormak gerekirse; Yine özel okul ve işletmelerin özmal araca meyili öğrenci velisine servis ücreti olarak talep ve fatura ettikleri rakam ile hizmeti verecek olan servis işletmecisi esnafa teklif ettikleri ve hizmet aldıkları rakam nedir? Biz söyleyelim ki bununla alakalı tarafların faturaları kesin delil ve kanaat sebebidir ki ortalama bir hesapla 10.000.000 TL’lik yatırım yapan bir özel okul kampüsünün sırf veliye fatura ettikleri tutar ile servisçi esnafına verdikleri bedel ile arasındaki farktan yatırımını 5 yıl içerisinde karşılayabiliyor. Aradaki rantın büyüklüğünü daha iyi anlaşılması için bu bilgiyi veriyorum. Haricen çoğu asgari ücret ile ders verdirdikleri öğretmenlerimizi yapması gereken işi olmadığı halde sırf ulaşım masraflarından kurtulmak adına özmal araçlarında rehber personel olarak kullanmaktadır. Yine işletmelerinde değişik işlerde kullandığı kişileri haricen servis şoförü olarak kullanmaları söz konusudur. bunun neticesinde başta belirttiğimiz gibi İzmir’li küçük Alperen’in elim ve son derece vicdanları yaralayan ihmal ve sorumsuzluklar meydana geliyor. Herkes işini yapmalı. Bizler öğretmenlerimizin servis araçlarında dikte ile rehberlik yapmasına, yine işletmenin güvenlikçisinin, peyzajcısının, diğer hizmet personelinin servis şoförlüğü yapmasını da onlara yapılan bir hak gasbı olduğuna inanıyoruz. Maalesef Büyükşehir Belediye bürokrasisi de buna çanak tutuyor. Herkes işini yapmalı ve yaptığı işin hakkını vermeli. Bizlerin bu nokta da alnımız ak. Öyle olduğunu kimi zaman günde 3 defa denetim uygulamasına giren araç ve esnafımızda görüyoruz. Verdiğimiz hizmetinde, kazandığımız helal kazancında her daim arkasındayız ve olmaya devam edeceğiz.

Belediyenin bir çözüm önerisi yok

Yine kendi paylaştıkları rakamlar referans alınırsa (ki milli eğitim müdürlüğünden gelen rakamlar bu yönde değil) 5 sene önce 20-30 olan özmal araçlar günümüzde 400’e yaklaşmıştır. Özel okul velisinden alınan servis hizmet bedelinin yüksekliğinden esnafımızı sorumlu tutan Büyükşehir Belediyesi bu işin belirlenmesi ve denetiminin kendinde olduğunun dahi farkında değildir. Bu bahaneler ile ilave “S” plaka tahsisi karar ve uygulamaları ile yavuz hırsız ev sahibini bastırmak istemesinden başka bir şey değildir. Diğer bir endişem ise şehrin bütünü ile alakalıdır ki bu ihale edilen ve edilmeye devam etmekte ısrarcı olunan ilave “S” plakalı araçların şehir trafiğine eklendikten sonra şehrin zaten gün geçtikçe sıkıntısı artan trafik yüküne katacağı ilave yük ve olumsuzluklar adınadır. Bu da ayrı bir muammadır. Bununla alakalı belediyenin tarafımıza veya bizi geçtik kamuoyuna beyan ettiği hiç bir çözüm önerisi yoktur. Bu sıkıntıları yaşayarak görmek istemiyoruz. Telafisi zor bu karar ile servis işletmecisi esnafın kaderi ile oynanmasının yanı sıra şehrin kaderi ile oynanmak istenmektedir. 

Servisçi esnafı nasıl geçineceğini bilememektedir

Ve son olarak Covid-19 sonrası sektörümüzün maruz kaldığı sıkıntılara değinecek olursak; şehrimizde sektörün kazancının yaklaşık yüzde 70’lik oranı öğrenci taşımacılığından karşılamaktadır. Zaten yıllık dönemde 9 ay (180 iş günü) çalışabilen esnafımız pandemi ile birlikte 3,5 ay işsiz kalmıştır. Hele ki sadece öğrenci servisi yapan yaklaşık 700 esnafımız bütün giderleri devam ederken (çalışan maaşları, mal sahibi ve çalışan sgk prim ve diğer hakları, vergileri,  araç amortisman ve yıllık sigorta, kasko, muayane vb. masrafları vs) kontak kapatmak zorunda kalmış ve pandeminin ne kadar devam edeceği,  sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda belirsizlikle ne yapacağını nasıl geçineceğini bilememektedir. Mevcutta devletin şu ana kadar yaptığı kredi ile borçlandırmak ve bazı giderleri bir kaç ay süre ile ertelemek olmuştur. Bunlar esnafımıza günde nefes aldırmak adına yapılmıştır ama gelecekte zaten borç yükünün altında ezilen esnafımızın kredi ödeme vadeleri ve mevcut gider ertelemelerin zamanı geldikçe daha da altından kalkamaz bir hal alması söz konusudur. Bu 3,5 aylık çalışamamanın maliyeti tahminimizce esnafımızı bir çalışma dönemi geriye atmıştır. Yani ancak önümüzdeki senenin kazancı ile pandemi öncesi dönemdeki ekonomik rutinine dönebileceklerdir. Servisçi esnafı olarak bizler araç modellerimizi yenilemek ve sektörde faaliyetlerimizi sürdürebilmek için ülkemiz de faaliyet gösteren yabancı sermayeli otomotiv firmaları ile bankalara borçlanıp yüksek faizli krediler ödemek zorunda kalıyoruz. Okul-personel servis yönetmeliklerinde araçlarımızda yaş sınırlarımız okul servisi yapan araçlarımızda 12 personel servisi yapan araçlarımızda 19 olacak şekilde belirlenmiştir. Ülkemizin yaşamış olduğu bu zorlu günlerde döviz kurlarını bahane ederek araç fiyatlarında aşırı artışlar yapılmış. Mevcut araçlarımızı yenilememiz çok güç hale gelmiştir. Yönetmeliğimize daha uygun şartlarda devam edebilmemiz için uygulama da okul ve personel servis yönetmeliğindeki yaş sınırları kademeli olarak yükseltilmesi uygun olacaktır. aynı zamanda taşımacılıkta araç yaş sınırı düzenlemesi yeniden  yapılandığında halen çalışan araçların yeniden  hizmete kazandırılması ülkemiz ekonomisi açısından da fayda sağlayacaktır. Bununla alakalı çözüm önerilerimiz yaşanacak daha farklı sıkıntıları çok net görememekle beraber, mazot desteği, ticari araç alımlarında fayda verebilecek vergi indirimleri, SGK ve diğer hakların çalışamayan esnafımız adına ödenmesi, ticari araçlarımızın yıllık rutin masraflarında indirime gidilmesi, vergi affı-indirimi ve mevcut vergi borçların bir kısmında indirimle beraber makul yapılandırma. Kolay ve düşük faizli destekler, yine çalışamayan esnafımıza maaş ve geçim hibeleri, sicil affı gibi konular ihtiyaç ve taleplerimizdir. 

Lise mezunu genç bir insan o sorumluluğu alabilecek mi?

Bunun yanı sıra rehber personelimize son yönetmelikle halk eğitim merkezlerinden lise mezunu olmak, rehber personel olmaya uygundur sertifikası almak, 22 yaşını doldurma zorunluluğu getirilmiştir. Şu anda özellikle servis ablası olarak bilinen rehber personelin en az yüzde 50’si ilkokul mezunudur. Araçlarımızda 10 yıldır servis rehberliği yapan personelimiz var. Lise mezunu genç bir insan o sorumluluğu alabilecek mi? Genelde esnafımız eşleriyle çalıştıkları için rehberliği bir anneden daha iyi başka birinin yapabileceğini düşünmüyorum. İlköğretim mezunu bir kadın servis rehberliği yapamaz mı? İlköğretim mezunu kişilerin de servis rehber personeli olarak çalışması için başvurularımızı yaptık.

Son olarak Covid-19 pandemisinden, başta milletimiz olmak üzere tüm insanlığın bir an önce kurtulmasını, bu illete yakalanıp atlatanlara geçmiş olsun dileklerimizi, vefat edenlere ise rahmet diliyorum. Bu zor zamanların da geçeceğinin inancı ile daha sağlıklı, refah ve huzur içinde günlerin özlemini yaşıyorum. Ayrıca bu elim vesile ile sektörümüzün sıkıntılarını dile getirmekten dolayı verdiğiniz imkân ve destek için teşekkür ediyorum.