Kripto paraların varlığı ekonomik, finansal, teknolojik ve hukuki yönleriyle bütüncül bir yaklaşımla ele alındı. Panel kapsamında, Blockchain (Blokzincir) teknolojisinin nasıl ortaya çıktığı, sistemin çalışma mantığı, kripto paraların işleyiş mekanizması, güvenilirliği ve geleceği faklı boyutlarıyla ele alındı. İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen panelin oturum başkanlığını İstanbul Medipol Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hatice Karahan üstlendi. Güney Kampüs Konferans Salonunda yapılan panelde Şehir Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Faruk Aysan, FED Eski Araştırma Direktörü Erkin Şahinöz ile Medipol’den Prof. Dr. Gökhan Silahtaroğlu ile Doç. Dr. Murat Volkan Dülger yer aldı.

CİDDİ RİSKLERİ VARKripto paraların risklerine değinen Prof. Dr. Günay, ‘’Kamuoyunda en fazla popüler olan Bitcoin ancak Ethereum, Ripple, Litecoin, Zcash gibi piyasada onlarca kripto paralar da bulunmakta. Sanal paraları anlamak için önce blok zinciri (blockchain) nedir biraz farkında olmak lazım. Buna göre geleceğe yönelik avantaj ve dezavantajlarını değerlendirebiliriz. Satoşi Nakamoto takma adını kullanan kişi/kişiler tarafından oluşturulan blok zinciri, aslında şifrelenmiş işlem takibi sağlayan bir dağıtım veri tabanı. Bu ağın arkasında kim var tam bilinmiyor, bu önemli bir risk. Blok zinciri teknolojisi kendisini her 10 dakikalık aralıklarla güncelliyor, zincirleme sistem ortaya çıkıyor. Bu her 10 dakikada bir güncellenen işlemlerin her birine "blok" deniliyor. Böylece kendi kendini denetleyen bir dijital ekosistem ağı oluşuyor. Bu sistemin üç avantajı var; şeffaflık, güvenilirlik ve ‘P2P’ dediğimiz aracısız işlem.  Aynı anda milyonlarca bilgisayarda barındırıldığından, veri tabanındaki veriye internetteki herkes erişebiliyor, takip edebiliyor ancak hackerların erişip kırabileceği merkezi sürümü yok. Blok zincir teknolojisi bir merkeze bağlı olmaksızın işlem yapmaya izin verdiği için doğrudan alıcı ile satıcı işlem yapabiliyor. Aracıları ortadan kaldırdığı için mevcut sistem muhalif duruyor. Bu aynı zamanda eleştirilen bir nokta, aracıları ortadan kaldırdığı için mevcut sistem aktörleri muhalif.’’ şeklinde açıklamada bulundu.

POLİTİKA GELİŞTİRİLMELİFinans sektörünün bu gelişmelerden etkileneceğini ce buna yönelik politikalar geliştirilmesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Günay, ‘’Bu dijital teknolojiden finans sektörü ve iş dünyasının etkileneceği bir gerçek. Dünya Bankası 2015'te yapılan para transferlerinin 430 milyar ABD dolarını aştığını paylaştı. En çok etkilenen sektör de bankacılık, finans ve bilişim olacak. 2022 itibarıyla bankaların Blockchain’i kullanması durumunda masraflarını 20 milyar dolar azaltabileceği öngörülüyor. Bu da daha az şubeleşme, daha az eleman istihdamı demektir. Blok zincir teknolojisi, Endüstri 4.0 ile birlikte iyi düşülmesi ve buna göre politika geliştirilmesi gereken önemli alan. Bitcoin gibi Blok zincir teknolojisine dayalı sanal paralar konusunda ise temkinli olmakta yarar var. Kripto paraların arkasında kimler var belli değil. Piyasada değişim birimi olarak henüz kabul görmüş değil, bu nedenle alışverişte para olma tanımına uymuyor. En önemlisi dünyada daha hiç bir ülkede regülasyonu yok, yani devlet tarafından denetim ve düzenlemesi. Herhangi bir itilaf durumunda başvurulacak bir merci yok. Hukuki açıdan da çok boş alanlar bulunmakta. Başta Bitcoin olmak üzere tüm sanal paralar şu anda yatırım aracı olarak kullanılıyor.’’ dedi.

TEMKİNLİ OLUNProf. Dr. Günay, gençlere ise ‘’Gençler arasında sanal paralara yatırım oldukça popüler. Ama ben temkinli olmalarını tavsiye ediyorum. Henüz kim tarafından ortaya çıkarıldığı belli olmayan, arkasında kimin/kimlerin olduğu bilinmeyen yatırımlara odaklanmamlarını, kendilerini gelişen yeni teknolojileri takip etmelerini ve geliştirmelerini tavsiye ederim. Şu anda blok zinciri geliştiricilere büyük rağbet var. Gençlerimiz de bilinmeyen bir akımın arkasından gitmek yerine, yeni blok zincir sistemlerini çıkaran beyinler olarak dünyaya açılsınlar, rekabet etsinler.’’ şeklinde seslendi.