Okulların sona ermesi ve yaz tatilinin başlaması ile birlikte gençler ve özellikle çocuklar, internette her zamankinden daha çok zaman geçiriyor. Çeşitli konularda bilgilenmenin yanı sıra sosyalleşmek ve oyun oynamak için kullanılan internet, beraberinde bazı sorunları da getiriyor. Çocuklar, derya deniz internet ve sosyal medya üzerinde kendilerini tehlikeye sokacak bazı durumlarla da karşılaşabiliyor. Gençler arasında yaygınlaşan siber zorbalık, ciddi bir tehlike olarak görülüyor. 

"Yüz yüze söylenemeyen birçok şey sanal ortamda rahatlıkla söylenebiliyor": Dr. Öğr. Üyesi Damla Eyüboğlu, "Okulların tatil olmasıyla birlikte çocuk ve gençlerin daha fazla sosyal medyada ve oyunlarda zaman harcadıklarını görüyoruz. Siber zorbalık, internette daha çok zaman geçiren gençler için riskli bir durum haline gelmekte. Çünkü gençlerin sokakta maruz kaldıkları zorbalık, internet ortamına da taşınmış durumda. Mail adresi, sosyal medya hesaplarının şifrelerini ele geçirmek gibi teknik zorbalık yapmak yanında daha çok psikolojik yönü ağırlıklı olan sosyal hesaplardan, rahatsız edici mesajlar yollama, alay etme, lakap takma, küfür etme, sözlü taciz etme, fotoğraf ve video isteme veya gönderme şeklindeki davranışlar siber zorbalık olarak tanımlanır. Bu durum sürekli olarak veya belli aralıklarla tekrar eden kişiye zarar vermeye yönelik davranışları içerebilir. Yüz yüze söylenemeyen birçok şey sanal ortamda rahatlıkla söylenebiliyor. Zorbalığı yapan kişi tanıdığı veya tanımadığı biri olabilir. Bu davranışları sergileyen gençler çoğunlukla bulundukları grup içerisinde popüler veya etkin olmak için zorbalık yapıyor fakat aynı zamanda bu durum bir psikolojik sorunla ilişkili de olabilir” dedi. 

"Gençler grup olarak da başka bir gence zorbalık yapabiliyor": Damla Eyüboğlu açıklamasında “Sosyal medyanın insanlar üzerindeki etkilerinin günlük hayatta birçok alanda görülüyor bu nedenle gençlerin tanık oldukları 'zorbalık' adı altında değerlendirilen davranışları kanıksaması ve bunu bir ilişki biçimi haline getirilmesinin de önemli bir risk oluşturuyor. Gençler grup olarak da başka bir gence zorbalık yapabiliyor. Bu gibi durumlarda zorbalığa maruz kalan gencin baş edebilmesinin oldukça güçleşirken genellikle içe dönük, sakin, sosyal ilişkileri zayıf, öz güven sorunu yaşayan gençler daha fazla zorbalığa maruz kalıyor" ifadelerini kullandı. 

"Siber zorbalık ailelerin tahmininden daha fazla yaşanmakta": Zorbalığa maruz kalan gençlerin çoğunluğunun bu durumu paylaşmaktan çekindiğini dile getiren ESOGÜ Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Damla Eyüboğlu, "Siber zorbalık ailelerin tahmininden daha fazla yaşanırken giderek de artıyor. Gençlerin bu durumu ailesiyle paylaşabilmesi için ailenin genç ile iyi iletişim kurması, yargılamadan, kızmadan çocuğu dinlemesi ve sonrasında onu anladığını hissettirerek birlikte bir çözüm yolu araması gerekiyor. Aksi takdirde zorbalığa maruz kalan gencin ömür boyu taşımak zorunda kalacağı izler bırakıp sağlıklı bir birey olmasının önüne geçebiliyor. Böyle bir durumla karşılaşıldığında mutlaka profesyonel destek alınması gerekiyor" şeklinde konuştu. 

Siber zorbalıktan gençleri korumak için önce ailelerin bu konuda gençleri bilgilendirmeleri ve gerektiğinde yardım almalarını kolaylaştırılması gerektiğini ve okullarda da konuyla ilgili çalışmaların yapılması gerektiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Damla Eyüboğlu, sanal ortamda gençleri koruyan güvenlik önlemlerinin ve denetim mekanizmalarının arttırılması gerektiğini de dile getirerek konuşmasını sonlandırdı.