23 Mart günü Gemlik ilçesi Serbest Bölge’de meydana gelen olayda, Osman Kariman (46) eski sevgilisi Özlem Mutlu’nun (39) güvenlik görevlisi olarak çalıştığı fabrikaya gitti. Kariman, tabancasını çekip Özlem Mutlu’ya peş peşe ateş etti. Mutlu kanlar içinde yere yığılırken, Kariman aynı tabancayı göğsüne dayayıp ateşledi. Ağır yaralanan ikili, ihbar üzerine gelen ambulanslarla Gemlik Devlet Hastanesine kaldırıldı. Ancak Özlem Mutlu ve Osman Kariman, doktorların tüm çabasına rağmen kurtarılamadı. Olaydan sonra Osman Kariman’ı aracıyla fabrikaya getiren Özcan Çinkılınç (47) gözaltına alındı. Çinkılınç, sevk edildiği adliyede cinayete yardım ettiği gerekçesiyle tutuklandı.

Hakkında Bursa 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kasten öldürme’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılan 4 çocuk babası Özcan Çinkılınç’ın yargılanmasına başlandı. Çinkılınç’ın cezaevinden SEBGİS ile katıldığı duruşmada, taraf avukatları ile öldürülen Özlem Mutlu’nun annesi Bahriye Çakır, babası Ömer Çakır ve ayrıldığı eşinden olan kızı Aleyna S. hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan sanık, kebap salonu işlettiğini, mermer işi yapan Osman Kariman’la salonuna mermer yaptırdığı sırada tanıştıklarını, özel hayatıyla ilgili bir bilgisi olmadığını öne sürerek, şunları söyledi:

"Olay tarihinde bana Gemlik’ten sipariş aldığını, ölçü almaya gideceğini, kendi aracının evraklarının eksik olduğunu söyleyerek kendisini götürmemi istedi. Kırmayıp götürdüm. Yol boyunca işlerden konuştuk. Pandemi dolayısıyla iş yerim kapanmak üzereydi. Bana, ’Buralarda büyük bir fabrikaya girersen en azından aylık maaşın olur’ dedi. Fabrikanın önüne geldiğimizde, ’Sen iş başvurusu yap git, benim işim uzun sürer’ dedi. Ben fabrikaya girerken, elinde telefon sağ tarafa doğru bakıyordu. Bana nereden iş aldığını söylememişti. Ben içeri girip başvuru için form aldım ancak orada doldurmadım. Çocuklarıma danışmak için alıp döndüm" dedi.

"Eşimi genç yaşta kaybettim, izin vermezdim"

Çinkılınç, "Osman’ın Özlem ile görüştüğünü ve beraber olduklarını bilmiyordum. Böyle bir olay yapacağından da haberim yoktu. Bu konuda Osman’la hiç konuşmadık. Bilsem engel olmak için elimden geleni yapardım. Ben de genç yaşta eşimi kaybettim. En azından olay yerine götürmezdim. Kimliğimi ve aracın ruhsatını bırakarak fabrikaya girdim, böyle bir şey yapacak olsam niye kimliğimi açık vereyim. Tahliyemi istiyorum" diye konuştu.

Duruşmada tanık olarak dinlenen fabrika işçisi Ahmet S. ise, “Olay günü temizlik yaparken amirim Özlem’in kulübede olup olmadığını sordu. Kulübeye gittim ama kapı kilitliydi, içeriyi göremedim, Özlem’e de ulaşamadım. Amirime de böyle söyledim. Daha sonra kulübenin yedek anahtarını aldım. Kulübenin kapısını açtığımda Özlem ve tanımadığım biri kanlar içinde yerde yatıyordu. Yerde silah vardı. Çığlık atıp çıktım ve ambulans çağırmalarını söyledim" şeklinde konuştu.

Mahkeme heyeti, Özcan Çinkılınç’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.