Karaisalı ilçesi Selampınar Mahallesi’nde annesi Ayşegül Gürün ile yaşayan Yusuf Gürün, Libya’nın Sirte şehrinde bir Türk lokantasında çalışmak üzere 4 Ekim 2019 tarihinde ülkeden ayrıldı. Lokantada garsonluk yapan ve bekar olan Gürün, 9 Şubat 2020’de Hafter güçleri tarafından alıkonularak Bingazi şehrinde götürüldü. Burada tutsak edilen ve işkencelere maruz bırakılan Gürün, Misrata Başkonsolosluğu ve İHH İnsani Yardım Vakfı ve Misrata Kızılay Şubesi koordinasyonu ile önceki gün kurtarıldı. Dün gece hava yolu ile Türkiye’ye giriş yapan Gürün, bugün memleketi Adana’nın Karaisalı ilçesine geldi.

GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMADI

Evine gelen Gürün’ü, annesi Ayşegül Gürün, kardeşleri ve yeğenleri karşıladı. Bir senedir evlat özlemiyle yanıp tutuşan, hasretle yolunu gözleyen Ayşegül Gürün, oğluna kavuşmanın sevinciyle gözyaşlarına boğuldu. Dualar ettiğini belirten anne Gürün, oğlunu kurtaranlara teşekkür etti.

Çalıştıkları sırada bir anda alıkonulduklarını anlatan Yusuf Gürün, “Ne olduğunu zaten biz de anlamadık. İşkenceler, dayaklar hangisi anlatayım? 'Anlatılmaz yaşanır' derler ya işte orada olup yaşamak lazım. Gözümüzü karartıp çıktık. Yine yakalandık. Hücrelerde yattık. 6 ay, 7 ay bir cehennemdi. Hele o son 5 gün, o daha farklı bir olay” dedi.

“Kurtarılmayı bekliyor muydunuz” sorusuna “Mümkün değil" diyerek cevap veren Gürün, “Misrata Başkonsolosu Gürken beyden, İHH İnsani Yardım Vakfı Koordinatörü Taner beyden ve Misrata Kızılay Şubesi ve bulduğu insanlardan Allah razı olsun" diye konuştu.

ÇARESİZ KALIRSAM YİNE GİDERİM

Yusuf Gürün, imkansızlardan dolayı Libya’ya çalışmaya gittiğini anlattı. Çaresiz kalırsa yine gideceğini dile getiren Gürün, şöyle devam etti:

"Benim ihtiyacım olmasa zaten gitmezdim ki. Temiz bir sayfa açmak için gittim zaten ama o da olmadı, nasip değilmiş. Ben gittim, hazır kazandığımızı da elimizden aldılar. Çalıştığımızı da alamadık. Yoksa ben para göndermiş olsam, bu ev daha farklı olurdu. Alamadım ben, paramı da alamadım. Zaten 4 ay çalıştım, doğru dürüst para alamadım, tutuklandım.”

‘YUSUM NERELERDESİN DİYE AĞLADIM’ 

Bir sene oğlunu göremeyen ve hasret çektiğini belirten Ayşegül Gürün, şöyle konuştu:

“Ağladım, ağladım 'Yusufum nerelerdesin' diye. 'Yusufcuk kuşu gelirdi, Yusuf’um mu geliyor, haber mi var?' derdim. Gözümün yaşları Adana’ya yol olurdu yavrum. Allah kimseye göstermesin. Allah kimsenin çoluğuna çocuğuna, soyuna sülalesine göstermesin bu acıları. Şeker hastası oldum, tansiyon hastası oldum. Çok şükür, elhamdülillah.”

Ailesiyle hasret gideren Yusuf Gürün, daha sonra iş aramaya başlayacağını, geçim sıkıntısı çektiklerini dile getirdi.

TÜRK İŞLETMECİ VAHİT KİRAZ, AİLESİNE KAVUŞTU

Hafter güçlerinin elinden kurtarılan Türk işletmeci Vahit Kiraz, ailesine kavuştu

Libya'da Hafter güçleri tarafından 6 ay boyunca rehin tutulan Vahit Kiraz (60) memleketi Adana’nın Kozan ilçesinde ailesiyle buluştu. Torunlarını çok özlediğini belirten Kiraz, “Bize cezaevinde ‘siz siyasi suçlusunuz’ dediler ama biz çalışmak için ordaydık” dedi.

Libya’nın Sirte şehrinde Hafter güçleri tarafından 9 Şubat'ta alıkonulan Vahit Kiraz, Misrata Başkonsolosluğu ve İHH İnsani Yardım Vakfı ve Misrata Kızılay Şubesi koordinasyonu ile önceki gün kurtarılarak İstanbul’a getirildi. Buradaki işlemlerinin ardından Memleketi Adana'nın Kozan ilçesine gelen Kiraz, ailesiyle hasret giderdi. 40 yıldır Libya'da yaşadığını ve 20 yıldır restoran işlettiğini belirten Kiraz, "Orası bizim ekmeğimizi kazandığımız yer" dedi. 

Restoranda çalıştığı sırada Hafter ordusunun sırf Türk oldukları için kendilerini tutukladıklarını belirten Kiraz, ”Bizleri alıp Bingazi’ye götürüp askeri cezaevinde tuttular. 6 ay gibi bir süre orda kaldık. Bizleri çıkarttılar ama orada 2 Türk vatandaşı daha kaldı. Bize cezaevinde ‘Siz siyasi suçlusunuz’ dediler ama biz çalışmak için ordaydık. Çalışma izinlerimiz, evraklarımız tamdı. 'Araştıracağız' deyip bizi orda 6 ay tuttuktan sonra bıraktılar. Konsolosluk ve hükümetimiz bizim çıkmamız için çok uğraştı. Hapishaneden çıktıktan sonra bir süre daha bekledikten sonra döndük” diye konuştu.

KORİDORLARDA KUŞLARI İZLEDİM

En çok özgürlüğünü özlediğini söyleyen Kiraz, ”Hapishanede koridorlarda kuşları izledim. Yumurtadan çıkan yavru kuşları takip ettim. En çok torunlarımı özledim. Allah kimseye böyle bir durumu yaşatmasın. Allah devletimizin yokluğunu göstermesin. Sahipsiz olmak çok kötü bir şey. Devletimizin arkamızda olmasından dolayı sevinçten duygulanıyorum” diye konuştu.

HER ZAMAN BİR GÜN DÖNER UMUDUYLA BEKLEDİM

6 aydır kocasından haber alamayan Münevver Kiraz (54) ise, “6 aydır yaşadıklarımı bir ben bilirim bir de Allah bilir. Her zaman inşallah bir gün döner umuduyla bekledim. Dua ettim sürekli. Allahım’da dualarımı kabul etti. Kocamı kurtaranlardan Allah razı olsun. Allah devletimize zeval vermesin” dedi.

Babasının canından şüphe eden oğlu İbrahim Kiraz (35) ise çok büyük sıkıntılar yaşadığını belirterek, ”6 aylık süreçte yaşayıp yaşamadığını bilmediğimiz çok büyük sıkıntılar yaşadım. Aylar sonra bir telefon geldi. Babamın cezaevinden çıktığını söylediler bana. Çok sevindik. 6 ay boyunca babam 'Acaba öldü mü? Kaldı mı?' diye çok merak ettik. Allahım'a şükürler olsun sağ salim geldi. Darısı diğer tüm tutuklu vatandaşlara. Başka bir ülkede tutsak kalıp çıkmak kolay değildir. Emeği geçenlerden Allah razı olsun” diye konuştu.