Yüceses, “En yaşlı üye sıfatıyla Meclis’in ilk toplantısını idare eden ve açılış konuşmasını yapan Sinop Mebusu Şeref Bey’in de vurguladığı gibi; Türk milleti esaret vaziyetini şiddetle ve kesin olarak reddederek vekillerini Ankara’da toplamış ve kendi kaderine bizatihi kendisinin yön vereceğini ilan etmiştir. Anadolu’nun ortasında, o dönemin zor şartları altında; hilalin cihana meydan okuması, Türk milletinin hayat ve varlık haklarına sahip çıkması şüphesiz Büyük Millet Meclisi’nin üstün kabiliyeti ve mücadele azmiyle gerçekleşmiştir. Biliyor ve inanıyoruz ki, milletimiz ruh hali, taşıdığı yüksek erdemler, sahip olduğu mizaç ve karakteri Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin doğmasında başlıca faktörler arasında yer almıştır” dedi. 

23 Nisan mesajında Yüceses şu ifadelere yer verdi:

"23 Nisan 1920 tarihi, Ankara’nın çorak ve bataklık yaylasında yeni bir umudun, yeni bir başlangıcın ve yeniden ayağa kalkışın müjdesi ve emperyalizmin vatan topraklarında barınmayacağının kararlılık duyurusu olmuştur. Dün vatanımızı tasfiyeyle uğraşan sömürgeciliğin icra memurlarına bugün dayanak ve destek olarak, komşu coğrafyaların kaos ve karmaşaya girmesini ısrarla arzulayanlar ve Batı’nın bölünme senaryolarını Müslüman alemine kabul ettirmeye çalışanlar elbette iyi niyetli ve dürüst olmayanlardır.  

Milletimiz kendisi olarak kalabilmek için düne; yaşamak, ümitlenmek, değişmek ve ilerlemek için ise yarına muhtaçtır. Biz bu coğrafya üzerinde aynı dili konuşan, aynı geleneklere ve inançlara göre yaşayan, ortak çıkarları ve bu çıkarlara bağlı ortak gayeleri olan büyük bir aile olarak bin yıldır dimdik ayaktayız ve olmaya da devam edeceğiz.

Bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi milletimizin bütünüyle birlikte yaşamasının teminatı ve güvencesidir. Bin yıllık kardeşliğin ileri ve son merhalesidir.

Meclisin mukaddes ruhunu bölünmeye ve ayrılmaya alet etmeyi aklından geçirenlere hatırlatırım ki, yanlış hesap yine buradaki büyük millet kuvvetinden dönecektir.

Milletimizin vicdan ve dimağı; bölünmeye geçit vermeyecektir.

Sözde kimlik arayışında olanlar aradıkları ortam ve zemini bulamayacaklardır.

Kavgayla değil barışla, çatışmayla değil uzlaşmayla, küslükle değil kucaklaşmayla, fitneyle değil kavuşmayla her meselemizin üstesinden geliriz ve her mihneti dün olduğu gibi bugünde aşarız.

İnancım ve ümidim bu şekildedir.

Milletimizin egemenlik yetkilerini doğrudan doğruya eline aldığı 23 Nisan tarihi, aynı zamanda sevgili çocuklarımız için de Bayram olarak kutlanmaktadır.

Bu vesileyle başta Şehitlerimizin çocukları olmak üzere bütün çocuklarımızın Bayramını kutluyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle, egemenliğin aziz milletimiz tarafından kullanılmaya başlandığı 23 Nisan 1920 tarihinin 99’ncu yıldönümünün yeni bir doğruluşa aracılık etmesini temenni ediyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bize emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm kurucu kahramanları ve vatanımızın selameti için canlarını seve seve ortaya koyan muhterem şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.