Alkan yaptığı yazılı açıklamada: 

Neden Meclis’te görüşülmekte olan tasarıya adeta son dakika golüyle üniversitemiz bölünecek üniversiteler arasına eklenmiştir? Mesela üniversitemizdeki taşeron işçilerden, “kadro yerine elimize güvencesizlik geçti, bunun çözümü üniversitenin bölünmesidir” talebi mi yükselmiştir? Yada üniversitede çalışan memurlar “biz üniversite içerisinde o bölümden öbür bölüme sürülüyoruz, bir de üniversiteyi ayırın da bizi kurumlar arası sürsünler” mi demişlerdir? Akademisyenler “asıl mesele yüksek öğretimin niteliksiz hale gelmesi, özel üniversitelerin yaygınlaşması, bilim insanlarının kendilerini KHK korkusuyla ifade edememesi, aylardır üniversitemize rektör atanamaması, başını alıp giden jurnalcilik nedeniyle akademisyenlerin birbirini öldürmesi değil de; üniversitelerin bölünmemesidir” yönünde şikayetler mi iletmişlerdir? 

Bir bilinmez ihtiyaç hasıl olmuş, üniversite çalışanlarının haberi yok!

Üniversitemizin bölünmesine ilişkin YÖK ve Bakanlar Kurulu düzeyinde bir gerekçe sunulmamıştır. Sadece Eskişehir Milletvekili ve Anadolu Üniversitesi’nde yıllarca çalışmış, bu üniversitenin ekmeğini yemiş Sayın Nabi Avcı’nın basına yansıyan demeçleri sonucu bazı gerekçeleri öğrenmiş bulunuyoruz. Sayın Avcı’nın “sürecin 7 yıllık bir çalışma olduğunu” beyan ettiği iddia edilmektedir. Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nden itibaren bu üniversiteyi var eden bilim emekçileri olarak bu 7 yıllık süre zarfında, bize böyle bir projeden bahsedilmedi. Bir kez olsun, siz ne düşünüyorsunuz diye bize sorulmadı. Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü’nün tasarıya eklenen maddeden önceden haberi var mıdır, varsa bunu biz üniversite bileşenlerine neden iletmemiştir bilemiyoruz. OHAL döneminde olağanlaşan “ben yaptım oldu” biçimindeki kanun yapma tekniğini kabul etmiyoruz. Üniversitemizin bölünmesindeki “devletin ulvi” çıkarını anlayabilmiş değiliz. Sayın Avcı bu düzenlemenin arkasındaki mantığın, üniversitelerin uzmanlaşması şekilde kurulması olduğunu ifade etmiştir. O zaman şu soruyu sormak gerekmektedir: Uzmanlaşma dediğiniz şey kurumsal bir yapının parçalanmışlığıyla mı sağlanacaktır? Üniversitelerin bölünerek çoğaltılamayacağı açıktır. Bu sadece köklü ve kurumsal yapıları işlevsiz hale getirecek bir uygulamadır.

Anadolu Üniversitesi kurumsal bir yapıdır. Siyasal ihtiyaçlarla bu bilimsel yapı bölünemez!

Üniversitemiz emeğimizle var ettiğimiz kurumsal bir yapıdır. Uzaktan eğitimde Türkiye’nin en iyisi, Dünya’nın sayılı üniversitelerinden biri olmasıyla; eğitimde, edebiyatta, iletişimde, turizmde ilklere imza atmakla; hukuktaki eleştirel bakış açısıyla; başta Güzel Sanatlar ve Konservatuar Fakültesi olmak üzere görsel ve işitsel sanat alanlarında sayısız ödüllere sahip olmasıyla; mühendislik, sivil havacılık, eczacılık, fen alanlarında bilime katkılarıyla; Spor Bilimleri Fakültesi’nin kazandırdığı sayısız sporcuyla övünen biz değil, bu üniversitenin gelmiş geçmiş rektörleridir. Evet üniversitemiz hiçbir zaman özgür ve özerk olmadı. Yapılanlar yapabileceklerimizin tırnağı dahi olamaz. Ama en azından şunu açık yüreklilikle söyleyebiliriz ki: “Bu biz bu üniversiteyi birilerine rağmen kurumsal hale getirdik!

Yapılmak istenen köklü ve kurumsal üniversiteleri yok etmektir?

Anlaşılan “yeni Türkiye” öncesine dair tüm yapıları yok eden bir Türkiye’dir. Siyasal iktidarın yıllardan beri var olmuş hiçbir kuruma tahammülü yoktur. Böl, parçala, yönet taktiğiyle; küçük ama bizim olsun denilen üniversiteler yaratılmak istenmektedir. Üniversiteler bilim üreten merkezler değil, kadrolaşmalarla siyasal iktidarın izdüşümü olan yerler olarak görülmektedir.

Açıköğretim Fakültesi’nin rantına mı göz dikilmektedir?

Bu 7 yıllık süreçte bize yansıyan tek husus bilimsel, laik, demokratik üniversitenin nasıl gerçekleşeceği değil; yüksek öğrenimin nasıl piyasaya açılacağı ve Açıköğretim Fakültesi’nin elde ettiği gelirlerin nasıl paylaşılacağı tartışmalarıdır. O zaman akla şu soru gelmektedir: Bölünmenin gerekliliğine ilişkin bu “ulvi çıkarların” arkasında ekonomik nedenler mi vardır? Üniversite bölünerek öğrenciden haksız biçimde elde edilmiş bu ranttan, daha fazla pay mı elde edilmek istenmektedir? 

Bilimsel ve özerk üniversite için üniversitene sahip çık! Tasarı geri çekilsin!

Gerekçe ne olursa olsun biz bilim emekçilerini ikna etmemektedir. Üniversitemizin bölünmesi bizim için bir ihtiyaç değil, kurumsal yapımızın sona erdirilmesi demektir. Son dakikada tasarıya eklenen bu düzenleme bilimsel değildir. Biz bilim insanları olarak son dakikada oldu bittiye getirilen kötülükleri kabul edemeyiz! Bilime hizmet etmek bir yana, onu yok sayan uygulamalar sadece bize değil tüm insanlığa zarar verir. Tasarı geri çekilmelidir. Bu nedenle tüm Anadolu Üniversitesi çalışanlarını bu kötülüğe ve haksızlığa karşı bilime ve üniversitelerine sahip çıkmaya davet ediyoruz.