Haydar Ergülen’in koordinatörlüğünde gerçekleşen “Sesini Çıkartmaktan Çekinmeyenler” isimli söyleşide kendisine yönelttiği soruları yanıtlarken, keyifli ve samimi bir söyleşi ortaya çıktı. Geçtiğimiz yıl 16 Nisan'da gerçekleştirilen referandumda 'Hayır' oyu kullanacağını açıkladığı için sunuculuk işine son verilen İrfan Değirmenci, işsiz kaldığı süreçte yaşadıklarını ve yaygın medyanın durumu hakkındaki fikirlerini paylaştı.

Görev yaptığı süreç boyunca, söylenmesi gerektiğine inandığı şeyleri ekranlardan paylaştığını ifade eden Değirmenci, “Bu akşam bir ana haber bülteni sunuyor olsanız, hangi haberleri izleyici ile paylaşırdınız” sorusuna, “Esprili bir haber olarak, 15 yıldır bu ülkeyi yönetenlerin bu seçim döneminde daha fazla demokrasi ve insan hakları vaat ettiklerini söylerdim. Kaşla göz arasında, Eskişehir’e yapılmak istenen kömürlü termik santralin bir çevre ve insan katliamı olacağını söylerdim ve aman dikkat edin, derdim. Çünkü seçim atmosferine girince başka hiçbir şey ile ilgilenemez oluyoruz. Yine kaşla göz arasında Afyonkarahisar’daki şeker fabrikasının satıldığını öğrendik mesela. Bu akşam ana haber bülteni sunuyor olsaydım, ‘Geçmiş olsun’ derdim hemşehrim Afyonlulara” cevabını verdi.

ÜTOPYAMIZ ESKİŞEHİR: 15 aydır ekranlarda olmamasına rağmen, Kent ve Kültür Söyleşileri’ni takip etmek üzere salonu dolduran Eskişehirlilerin, kendisine ülke geleceği adına umut ve mutluluk verdiğini ifade eden Değirmenci, “Televizyonda bir gün bile yoksanız ertesi gün unutulursunuz. Ancak Eskişehir’in, Tepebaşı’nın güzel insanları bu salonu doldurmuş. Bu beni çok mutlu etti ve umutlandırdı. Biz Eskişehir’e her geldiğimizde aynı şeyi hissediyoruz. ‘Türkiye Eskişehir olsun’ diyerek gidiyoruz, sonra bir duvara çarpıyoruz ve anlıyoruz, ‘Türkiye Eskişehir değilmiş meğer’ diyoruz. Her zaman da söylüyoruz, ütopyamız Eskişehir. Eskişehir örneğinin bunca karamsarlık ve karanlığın içinde anlatılması gerekiyor. Önümüzdeki nesillere de bu tecrübenin aktarılması gerekiyor, Eskişehir nasıl böyle güzel ve aydınlık kaldı diye” sözlerini kullandı.

Değirmenci ayrıca işini kaybetmesinin ardından nasıl motivasyon sağladığı ile ilgili soruya da yanıt vererek, “Şu anda bu konu ülkenin en ciddi meselelerinden bir tanesi. İnsanlar canına kıyıyor, kendisini iğde ağacına asan adamın cebinden icra tebligatı çıkıyor. 25 yaşındaki gencecik bir öğretmen umudum kalmadı diyerek canına kıyıyor. Ben ise motivasyonu şöyle sağlıyorum; ‘Eyvah bittik’ dediğimiz gün, hayatımız alt-üst olduğu gün, hayatımızın altının üstünden daha iyi olabileceğini düşünüyorum. Yeni gün, yeni fırsatlar ile karşımıza çıkabilir. Manen birimiz düşersek diğerimiz ona, ‘Haydi kalk, devam edeceğiz’ diyoruz. Vazgeçmeye hakkımız yok. Ben, yazabilirim herhalde diye düşünerek kitap yazdım. Turne ayarlamayı düşünüyoruz, belki de sahnede konuşabiliriz. Elimizden gelse bir pazarda yer bulur pazarcılık yaparız. Bir şekilde insan mücadeleye devam ediyor, ülkeyi terk edecek halimiz yok” ifadelerini kullandı.

Söyleşi salondakilerin alkışları eşliğinde sona ererken Başkan Ataç günün anısına İrfan Değirmenci’ye ve Değirmenci’nin çalışma arkadaşı Ertuğrul Albayrak’a Devrim arabasının birer maketi ile çiçek takdim etti. Söyleşi, Değirmenci’nin okurları için kitaplarını imzalaması ile sona erdi.