8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen basın toplantısında yerel yönetimler, kent konseyleri, sivil toplum kuruluşları ve baro ortak bir açıklama gerçekleştirdi. Porsuk Konukevi’nde gerçekleştirilen açıklamada kadınlar hep birlikte ses yükselterek ‘Artık Susmayacağız’ dediler.

Yapılan açıklama şöyle:

"1857 yılında kadınların, eşit işe eşit ücret hakkına sahip olmak yolunda dokuma tezgâhlarında verdiği mücadelenin, emeğin, özgürlüğün, barışın adıdır 8 Mart. 8 Mart 1857 yılında Amerika'nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadın düşük ücret, uzun çalışma saatleri ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grevler yaptılar, can verdiler. Bizler bugün, o gün yanarak ölen kız kardeşlerimizi anarken, onların bizlere miras bıraktığı mücadele ruhuyla bir kez daha haykırıyoruz. Dünya yerinden oynar kadınlar birlik olsa! Pandemi ile derinleşen ekonomik krizden en çok güvencesiz, esnek ve kayıt dışı çalıştırılan biz kadınlar etkilendik.

İşsizlik, pahalılık ve yaşanan toplumsal sıkıntıların sonucu olarak arka arkaya intiharların yaşandığı bugünlerde; yaşanan ekonomik krizin sonuçlarını biz kadınlar iş yerlerimizde, evimizde sokakta en ağır ve acı şekilde yaşamaktayız. Ev işi, bakım işi yaparken; ücretsiz aile işçisi olarak çalışırken ekonomik kriz bir kez daha emeğimizi görünmez kılıyor.

Yasta değil isyandayız: İsyanımız erkek şiddetine, tecavüze, tacize! Yasta değil, isyandayız! Bu yıl da yemeğin tuzu az olduğu için, sevişmek istemediğimiz için, boşanmak istediğimiz için, beyaz pantolon giydiğimiz için, nafaka taleplerimiz için, hayır dediğimiz için öldürüldük! Türkiye’de 2020 yılında 300 kadın cinayeti işlendi ve 171 kadın, şüpheli bir şekilde ölü bulundu. 2021 yılı Ocak ayında 23 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 14 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.

Pandemi yasaklarının da uygulandığı ocak ayında öldürülen kadınların yüzde 70’i evlerinde öldürüldü. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe, adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.

Oysa şiddeti önlemek ve onunla mücadele edebilmek için elimizde bir yol haritamız var: İstanbul Sözleşmesi. 

Kadın hakları savunucuları tarafından hazırlanan ve ilk imzacısının ülkemiz olduğu İstanbul Sözleşmesi ve ona bağlı olan 6284 sayılı kanun devletin idari kurumları ve mahkemelerce etkin bir şekilde uygulandığında şiddetin devamlılığı kırılacaktır. İstatistiklere göre son 10 yılda 500 bin kız çocuğunun zorla evlendirildiği gerçeği ortadayken tecavüzü meşrulaştırmak için çıkarılmaya çalışılan erken yaşta evlilik yasalarına izin vermeyeceğiz.

Her üç kadından biri şiddetin en az bir biçimine maruz kalıyorken, şiddeti önlemek için daha etkin mekanizmalar oluşturulmalı, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası “ama”sız, “fakat”sız uygulanmalıdır. Her alanda dışlanan, yok sayılan, baskılanan biz kadınların görünmez emeği pandemi sürecinde daha da yok sayılmış, yaşanan iş ve hak kayıpları daha da derinleşmiştir. Bugün dünya eşitlik temelli, hak temelli bir yer olsun diye bir aradayız.

Şiddete, ayrımcılığa, eşitsizliğe, adaletsizliğe, işsizliğe karşı; eşitlik, özgürlük, dayanışma, adalet, barış ve emeğimizin hakkı için buradayız. Kadınların hak mücadelesine ortak olması için, daha fazla hak ve can kaybı yaşanmaması için Meclis’i göreve çağırıyoruz. Hak kaybı yaşatanları, bunlara seyirci kalanları ve görmezden gelenleri göreve çağırıyoruz.

8 Mart Dünya Kadınlar Gününde; Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Tepebaşı Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi, Eskişehir Kent Konseyi, Tepebaşı Sağlıklı Kent Konseyi, Odunpazarı Kent Konseyi, BARO, TMMOB Eskişehir İl Koordinasyon Kurulu Kadın Çalışma Grubu olarak ülkemizde yaşanan kadın hakları ihlallerine karşı, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanana kadar birlik ve dayanışma içinde, “Birlikte Güçlüyüz!” sloganı ile mücadelemize devam edeceğimizi basına ve kamuoyuna saygıyla duyururuz"