Korgeneral Mehmet Şanver, Kartal Yuvası'nın İstilası kitabının içeriği hakkında "Bu kitap içindeki bilgiler hem iddianamelerde yer alan bilgileri içeriyor, hem de benim bizzat yaşadığım, bu örgütün silahlı kuvvetlerde yapılanmasına yönelik tespitlerimizi, anılarımızı içeriyor" dedi.

32 SORTİ, 13 BOMBA: Mehmet Şanver, "Bu darbenin hava kuvvetleri merkezli olduğu ifadesi biraz hatalı. Hava kuvvetleri her zaman ses getirir. Bir haraket alanına girmesi hava kuvvetlerini ön plana çıkarır. Ama bir yeri ele geçirmek, işgal etmek hep kara kuvvetlerinin gücü ile olur. Kara kuvetleri olmazsa bir iş biraz zor olur. Hava kuvvetleri önemli bir rol üstlendi. Hava kuvvetleri merkezli gibi bir algı yaratabilir. Köprüyü hava kuvvetleri işgal edemez, meclisi hava kuvvetleri işgal edemez. Hava kuvvetleri destekler. 32 sorti uçuş yaptılar, 13 bomba attılar" diye konuştu.

"BUNLAR HAYATIN AKIŞINA AYKIRI": Şanver, uçuşların nasıl yapıldığına illişkin, "Normal şartlarda eğitim uçuşunu filo komutanlığı bağımsız olarak planlar, icra eder. Her gün uçuyoruz çünkü. Bu işin bir kontrol mekanizması vardır. Harekat merkezimiz bu tür uçuşları öncesinden mesajlaşır, haftalık, günlük program yayınlanır. Bunlar rutin faaliyetlerdir, bunlar için emir beklemeye gerek yoktur, bunlar yapılır. Aslında terörle mücadele harekatı Eskişehir Birleştirme Hava Harekat Merkezi'nden emir alınmadan Ziya Kadıoğlu'nun emri, yazısı olmadan veya benim emrim olmadan terörle mücadele harekatının icrası mümkün değildir. Hava Kuvvetleri'nden gelen bir albay, sözlü emir ile terörle mücadele için hazırlık yapıyor. Bunlar hayatın akışına aykırı işler" şeklinde konuştu.

"HİÇBİR ŞEY TESADÜF OLAMAZ": Mehmet Şanver, darbe gecesinin düğün günü olmasının tesadüf olup olmadığı yönündeki soruya ise, "Hiçbir şey tesadüf olamaz. Biz düğünümüzü seçmişiz. Bizim dışımızda 4 tane düğün var. Darbeciler bunu kullanmışlardır. Düğün ile ilgili bu kadar sorgu elbette olabilir ama kasıt aramak vicdansızlık oluyor. Kızımızı evlendirdik, başka bir şey yapmadık" diye konuştu.

"GENELKURMAY EMRİYLE ANLADIK": Mehmet Şanver, "İlk olarak 20:00 sıralarında Genelkurmay emri ile anladık. Hava sahasının kapatılması ile ilgili emirleri bana iletildi. Komutan yardımcım geldi ve "böyle tedbir ve emirleri var" dedi. Genelkurmay'ın böyle bir tasarrufta bulunması daha önce olmadı. "Atla, sen Eskişehir'e git" dedim. Bana 19:36'da gelmiş emir. Bana da ondan sonra geldi. Bana bilgi gelmesi lazım. Geldi ama gecikmeli geldi. Ve gelen bilgiden bir şey anlaşılmıyor, açık değil. "Bir karışıklık var" dedim. "Üstünü değiştir" dedim, "uçak ayarlayacağım" dedim. Hava Kuvvetleri Komutanı'nın yanına gittim ve uçak konusunu söyledim. Bu aşamada "gitmesine gerek yok, geri gelsin" dedi. Buradan komutanın benden konuya daha vakıf olduğunu düşündüm" şeklinde konuştu.

"ESKİŞEHİR'LE KONUŞUNCA DARBE OLDUĞUNU ANLADIM": Mehmet Şanver, "Eskişehir'i aradım "ne oluyor?" dedim. Komutan dedi ki; "havada uçaklar var." "Neler var" dedim. "F-16, var tanker var" dedi, o an anladım. Dedim ki uçuşları engelleyin dedim. Aklınıza ne geliyorsa pistlere araç çekin ne gerekiyorsa yapın dedim. Akıncıyı aradım Hakan Evrim açmadı telefonu. Abidin Ünal'ın yüzüne telefon kapatmış." dedi.

"KRİTİK EMİRLER VERDİM": Mehmet Şanver, "Abidin komutana "sizi buradan çıkartalım" dedim. Hava Kuvvetleri Komutanı'nın uçağı Atatürk Havalimanı'ndaydı. "Sabiha Gökçen'e gel" dedik. Orada bir kriz merkezi oluşturduk. Hepimiz kendi ekiplerimizi aradık. Bana sordular, ben Abidin Ünal'ın yerinde olsam komutanlarla harekat merkezine giderdim. Ben kendi komutanlarımı uzaklaştırdım. Ve biz de derdest edilince karşı harekatı Eskişehir'e gönderdiğimiz komutanlar yaptı. Ben darbenin önlenmesinde en kritik emirleri verdim.  Benim gönderdiğim 4 kişi Eskişehir'e 7 buçuk saatte gitmişler. Bunların araştırılması lazım. 4:36 da karşı angajman veriliyor. Akıncı'yı bombalama emri veriliyor saat 7:30'da ancak Akıncı saat 11:15'te bomba düşüyor. Ben komutan olsam 11 kere bombalardım." diye konuştu.