Etkinliğin moderatörlüğünü ESOGÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Gürsoy’un yaptığı webinara Ebelik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nebahat Özerdoğan, Hemşirelik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Berrak Mızrak Şahin, Eskişehir Şiddet Önleme ve İzleme Müdürlüğünde görevli Psikolog Onur Çalışkan katıldı.

Prof. Dr. Gürsoy yaptığı açılış konuşmasında 8 Mart’ın hem kutlama, hem protesto hem de mücadele anlamı taşıdığını söyledi. Dr. Öğretim Üyesi Şahin, COVID-19 hastalığı ile birlikte dünya genelinde ev içi şiddetin arttığını; acil yardım taleplerinin artış gösterdiğini; kadınların bu dönemde hem işlerini kaybettiğini hem de ücretsiz izin alma oranlarının yükselişe geçtiğini bildirdi.

Prof. Dr. Nebahat Özerdoğan şiddetin içselleştirilen, normalleştirilen bir olgu gibi algılandığını belirterek şiddetin önlenmesinin şiddeti destekleyen bakış açısının, olumsuz kültürel normların değişmesi ile aşılabilecek bir mesele olduğunu kaydetti.

Koruyucu sağlık önlemleri alınmasının önemine de dikkat çeken Özerdoğan, sağlık kurumlarına yüzde 11 gibi düşük bir oranda başvurunun gerçekleştiğini; destek sistemlerinin yeteri kadar bilinmediğini ifade etti.

Psikolog Onur Çalışkan ulusal eylem plânları, hizmet birimleri, mağdur destek sistemleri ve farkındalık çalışmalarının artırılması gerektiğini dile getirerek aile içi şiddete ilişkin ayrı bir büro amirliği kurulması önerisinde bulundu. Geçmiş yıllara kıyasla kadına şiddet konusunda odaklanma ve farkındalığın arttığını; Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) ve Eskişehir ilçelerinde verilen destekleri anlattı.

KADES, ALO 183, elektronik kelepçe gibi uygulamaların bilinmesi, şiddete maruz kalan kadınların başvuru yapabilecekleri yerler konusunda bilgilenmesi/bilgilendirilmesi gerektiğini vurguladı. Webinara katılan Fakülte Dekanı Prof. Dr. Varol Şahintürk de eskiden bu kadar şiddet yaşanmadığını ifade ederek 7/24 çalışma biçiminin insanların ruh ve zihin sağlığını olumsuz etkilediğini düşündüğünü, üzerimize düşen görevleri yerine getirmediğimizi, bu sorunları aşmadan modern ve çağdaş bir toplum olamayacağımızı belirtti.