Özkavak, “Zemberekten boşanmış gibi her şeye zam geliyor. 23 Haziran seçimlerinin hemen ardından, yüzde 15’leri aşan şeker, çay, benzin, elektrik, su zamları geldi. Ve durmaksızın devam ediyor. Bu arada nasıl hesaplandığı anlaşılamayan enflasyon oranı ve yandaş sendikanın geçtiğimiz yıllarda imzaladığı satış sözleşmesiyle bize sadece yüzde 6 zam yapılıyor. Hepimiz borç yükü altında yoksulluk ve açlık sınırında zorlukla yaşamaya çalışıyorken ne yazık ki sağlık  emekçilere reva görülen bu. Bunu kabul etmiyoruz. Yıllardır gecesi gündüzüne  karışan, doğru dürüst tatil yapamadan, ailesiyle ağız tadıyla zaman geçiremeden çalışan, günün 24 saati sağlık hizmeti üretmekle geçiren  bizler, asla bu krizin sorumlusu değildir.İsraf eden bizler değiliz. Bu yüzden krizin yükünü emekçiler değil onu çıkaranlar ödemelidir” dedi.

"Kayıplarımızın karşılanmasını istiyoruz": Özkavak, “Gerçek enflasyon rakamlarına göre ortaya çıkan kayıplarımızın karşılanmasını talep ediyoruz. Maaşlardaki kayıp hesaplamalarımıza göre sene başına göre yüzde 40-45 oranındadır. Ücretlerimize insanca yaşayacak sağlık emekçilerini enflasyona ezdirmeyecek ek zam talep ediyoruz. En düşük sağlık emekçisinin maaşının yoksulluk sınırına yani hesaplamalara göre 6.900 TL olmasını istiyoruz. İşyerlerinde keyfi yönetime kayırmacılığa adaletsizliğe son verilmesini ve liyakata önem verilmesini talep ediyoruz. Taleplerimiz kazanana kadar mücadelede kararlıyız. Yeni toplu sözleşme dönemi yaklaşırken yandaş sendikaya rağmen taleplerimizi  yüksek sesle duyurmaya mücadele etmeye devam edeceğiz. Gelin Türkiye’de büyüyen umudu iş yerlerimize  etkin kılalım” diye konuştu.