Özkavak, “Tüm toplumda şiddet olayları artmaktadır. Nefret söylemlerinin en üst mercilerden dillendiriliyor oluşu, bireysel silahlanmanın teşviki, suçluların yargı süreçlerinde ceza indirimleri alıyor olması toplumda suçluların cezalandırılmayacağına, mağdurların korunmayacağına yönelik bir kabullenme hali yaratmaktadır. Sağlık emekçileri de her geçen gün artan dozda şiddete maruz kalmaktadır. Tüm sağlık emekçileri için sağlık kurumları artık huzurlu bir çalışma ortamı olmaktan çıkmış, yoğun iş yükü, performans baskısı altında ezildiğimiz, her an şiddete maruz kaldığımız, can güvenliğimizin  olmadığı yerler haline gelmiştir” dedi.

"Şiddetin boyutları ortada"

“Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin boyutları ortadadır” diyen Özkavak, “Resmi rakamlara göre her gün en az 31 sağlık emekçisi şiddete uğramaktadır. Şiddeti önlemekle ve suçluları cezalandırmakla yükümlü kamu erki ise sağlıkta şiddetin önlenmesi için herhangi bir adım atmadığı gibi sağlık emekçilerinin örgütlerinin taleplerini, defalarca meclis gündemine getirilen yasa tasarılarını hiçe saymakta, herhangi bir yaptırım getirmeyen yasayı şiddetle mücadele yasası olarak ilan etmekte, bu tutumuyla sağlıkta şiddeti meşrulaştırmaktadır. Sağlık sistemindeki tüm sorunların sorumlusu olarak sağlık emekçilerinin gösterilmesi, şiddet uygulamanın hak arama yöntemine dönüştürülmesi bir taraftan, sırtını iktidara yaslamış liyakatsız yöneticilerin uyguladıkları mobing diğer taraftan; tükeniyoruz” 

"Sağlıkta dönüşüm programı sona ermeli"

Özkavak, “Sağlıkta dönüşüm programının son bulması için mücadele etmek şiddetle mücadelenin birincil ve en önemli ayağıdır. Günde 100 ve üzeri sayılarda hasta muayene etmek zorunda kalmak, randevu sisteminin işletilmemesi nedeniyle hastaların poliklinikler önünde yığılması kabul edilemez. Kimi zaman yılgınlık, şikâyetin sonucunda suçlunun ceza almayacağı yargısı şikâyetten geri durmamıza neden olmaktadır. Sağlıkta dönüşümün sona ermesi, şiddetin son bulması, suçluların cezalandırılması, sağlık alanında kar değil, insan odaklı politika üretilmesi için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz”