“26 ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruzla birlikte kazanılan zafer, İstiklal Savaşı sürecinin en önemli dönüm noktasıydı” diyen Tambova, “Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak tarihimize yazılan bu şanlı zafer, işgal birliklerinin ülke sınırlarımızın dışına çıkarılmasıyla, Türk Milletinin de kaderini tayin etmiştir. Savunma durumundan, taarruz harekâtına geçilmiş, bu sayede milletimizin inancı ve umudu da artmıştır. İşte! Türk Milletinin yeniden diriliş efsanesi bu sayede yazılmıştır. Ancak o gün topraklarımızdan atılan işgalci güçler, bugün İktidarın ve tamamen etkisiz hale getirilen muhalefet partilerinin basiretsizliği yüzünden, artık ülkemizi ekonomik yaptırımlarla işgal etmeye çalışmaktadır. Son günlerde yaşadığımız ekonomik ve siyasi krizler nedeniyle ülkemiz ağır bedeller ödemekte ve gün geçtikçe kronikleşen ekonomik tablo, iktidar partisinin bu konuda ne kadar hazırlıksız olduğunu da açıkça göstermektedir. Erken seçim öncesi iddia edildiği gibi, yönetimin tek merkezde toplanmasını sağlayan Başkanlık Sistemi de, bu sorunu çözmeye yetmemiştir. Bizim seçim öncesi de sürekli dile getirdiğimiz gibi, dövizdeki aşırı yükselişin ve üretim ekonomisinden vazgeçilmesi, dolaylısıyla ekonomideki yapısal sorunlar ve kırılganlık nedeniyle bugün yaşadığımız kriz kaçınılmaz gözükmekteydi. Dış politikada yapılan hatalar, adeta meydan okuyan ve dünyayı dizayn etmeye yönelik, hayalci, diplomasi dilinden, devlet adamı ciddiyetinden ve rasyonellikten uzak tutumlar da bizi bu noktaya getirmiştir” dedi.

Tambova, “En son ABD ile yaşadığımız; rehin tutulduğu iddia edilen rahip üzerinden ülkemize uygulanan yaptırımlar, iktidarın böylesi diplomasi krizlerini yönetebilme yeterliliğinin olmadığının açık bir göstergesidir. 96 yıl önce düşman kuvvetlerinin işgaline geçit vermeyen Ata’larımız, bugün ülkemizin süngüsüz ve mermisiz olarak, döviz kuru üzerinden işgaline adeta seyirci kalanları da affetmeyecektir” diye konuştu.