Ecem Firzeviç | Eskişehir Ekspres

Konuşmacılar panele katılımın az olmasından yakınırken Günseli Naymansoy panelin yeterince vatandaşlara duyurulmadığını söyledi. Konuşmacılar, termik santrallerin faydalarını anlatırken yurt dışından sayısal değerlerle örnekler verdi. Konuşmacıların Alpu’ya yapılacak termik santralin ayrıntılarını bilmediği halde kömürlü termik santralin yapımını savunması tepkilere neden oldu. Vatandaşlar, konuşmacıların termik santral ile değil madencilik ile ilgili bilgi vermesini eleştirdi.

Panele vakıf başkanı Güven Önal, İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Kural, Madencilik Meclis Başkanı İsmet Kasapoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi Maden Mühendisliği bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Vedat Arslan, Hacettepe Üniversitesi Maden İşletme Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bahtiyar Ünver konuşmacı olarak katıldı.

Güven Önal, vakfın 31 yıl önce 16 madenci tarafından kurulduğunu söyledi. Vakfın amacının madenciliği insan sağlığına duyarlı olarak geliştirmek olduğunu söyleyen Önal, vakfın madencilik kültürü oluşturmaya çalıştığını belirtti. Önal “Türkiye’de madenler işletilmeden ülke hiçbir zaman tam bağımsız olamaz. Kendi kaynaklarını kullanmak zorunda. Yıllar önce altın madenciliği ile yaptık bu mücadeleyi. Altın madenciliği başladı ve bugün 12 altın madeni çalışıyor. Bir o kadar da devreye girecek. Türkiye Avrupa’nın en büyük altın üreticisi oldu. Türkiye enerjide yüzde 75 gibi bir büyük rakamla dışa bağlı. Bunu aza indirmek için Türkiye’nin tek enerji kaynağı kömür. Petrol ya da doğalgazımız yok. O zaman kömürü en etkili şekilde ve insan sağlığına en çok riayet eden şekilde üretelim ve bundan da elektrik üretelim” dedi.

VATANDAŞI YANILTICI GÖRÜŞLER VAR: Önal “Bazı görüşler çıkıyor vatandaşı yanıltıcı. Diyorlar ki kömür zararlı kullanmayalım. Tamam, güneşimiz var, rüzgârımız var akarsularımız var bunları kullanalım ama bunlarla hiçbir zaman yeterli enerji elde edemeyiz. O nedenle en önemli kaynak budur. Dünyada da böyle. Dünya ortalama elektriğini yüzde 38 kömürden elde ediyor. En gelişmiş iki ülkeden Amerika yüzde 33, Almanya yüzde 43 kömürden elde ediyor. Dolayısıyla başkalarının kendilerinin yaptığını bizim yapmamamız için bizi etkileyemeye çalışanları fazla dinlemememiz lazım. Biz kendi kaynaklarımızı üretmek zorundayız” diye konuştu.

HEM İSTİHDAM HEM PARA KAYNAĞI: Önal açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bu santral yapılmazsa 5 sene içinde elektrik kesintileri başlar. Bu hem istihdam kaynağıdır hem de para kaynağıdır. Şimdi Eskişehir’de Alpu bölgesinde kurulacak olan enerji santrali ve kömür madenlerinde 25 bin kişi fiilen çalışacak. Bir kişinin üç kişiyi daha beslediğini düşünürsek 100 bin kişi oluyor. Bölgede yüz bin kişiye iş kapısı açacak. Türkiye’nin enerjisine katkıda bulunacak bir işe ‘ya bu olmaz, istemeyiz’ demenin bir anlamı yok. Şunun anlamı var, evet bu yapısın ama çevre ve insan sağlığını en üst düzeyde koruyan bir sistem olsun. Devlete güvenmesek de devletin yerine biz örgütlenip biz bunu kontrol edelim. Emülsiyon denetimi zor bir iş değil. Basit cihazlarla gidip çevredeki emülsiyon ölçülüyor. Bizim amacımız doğruları anlatmak ve doğruların insanlarımız tarafından kabulünü ve onların gerçekleri görmelerini sağlamak.”

SANTRAL DEĞİL MADENLER ANLATILDI: Toplantıda konuşmacılar genel olarak termik santral ile ilgili bilgi vermek yerine madenlerin kullanılmasının öneminden bahsetti. Alpu’ya yapılacak termik santralin ‘eski termik santraller’ ile karşılaştırılamayacağını ifade eden konuşmacılar Alpu’daki santralde son teknolojinin kullanılacağını savundu. Son teknoloji kullanılacağı için santralin zarar olmayacağını tam tersine çevresindeki tarım arazilerine fayda sağlayacağını belirten konuşmacılar yetkililerin eski teknoloji ile termik santral yapmaya cesaret edemeyeceğini belirtti.

HALKA ANLATILMALI: Panel’in soru cevap kısmında söz alan 82 yaşındaki Yılmaz Bayrakeri Yurtdışındaki termik santrallerde teknik eleman olarak uzun süre çalıştığını söyledi. Bayrakeri Termik santral öldürmez. Gerekli tedbirlerin alınması lazım. Filtrelerin temizlenmesi lazım. Bunun halka anlatılması, uygulamaların gösterilmesi lazım” dedi.

ESKİŞEHİR’İN GELECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM: Konuşmacıların toplantıda genel olarak madenlerin işletilmesinden ve yurt dışındaki ülkelerin madenleri kullanma oranlarından bahsetmesi eleştirilere neden oldu. Osmangazi Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Hürriyet Akdaş, etkinlikte termik santral ile ilgili uzman bulunmamasını eleştirdi. Odunpazarı Meclis Üyesi Mahmut Süzen ise torunlarına sağlıklı bir çevre bırakmak istediğini vurgulayarak, “Santrale karşı olanlar için arkanızda dış güçler var dediniz. Arkamızda kimse yok. Ben Eskişehir’in geleceğini düşünüyorum” dedi.

NEDEN SANTRALLE İLGİLİ BİLGİ VERİLMİYOR: Eskişehir Bilecik Tabip Odası Genel Sekreteri Doktor Akif Aladağ “Sizin deyimizle kömüre karşı olan, arkasında dış güçler olan bir ekibe dahil olarak niteleniyorum ama bizim arkamızda kimse yok. Kömüre, madene, ülkenin gelişmesine karşı değiliz ama bizim sorunumuz elektrik üretim şekli ile ilgili. Farklı yollar varken, daha ucuz ve kolay yollar varken neden kömürlü termik santralde ısrar ediyoruz? Neden ÇED raporu hala yayınlanmadı? Neden termik santralle ilgili bilgi verilmiyor?” diye konuştu. Günseli Naymansoy isimli vatandaş ise santralin denetiminin nasıl yapılacağını sordu. Naymansoy “Termik santral özelleştirilirse bunun denetimi nasıl yapılacak. Filtrelerin temizlenip temizlenmeyeceğini nereden bileceğiz?” ifadelerini kullandı.

AYRINTILARI BİLMİYORUZ: Sorular üzerine konuşmalar “Alpu’ya yapılacak santral kesinlikle son teknoloji ile yapılacak. Santral ile ilgili ayrıntıları bilmiyoruz. Eski santraller zamanında ülkemizin parası yoktu o yüzden ucuz yapıldı ve zararlara neden oldu. Artık ülkemiz gelişiyor, eskisi gibi değil. Yapılacak santral son teknoloji ile donatılmazsa çevreye zararlı olur. Biz de o zaman bunun karşısında oluruz” dedi. Öte yandan soru soran vatandaşların cevapların kendilerini tatmin etmediğini ve sorularının tam karşılığı olmadığını dile getirdi.