Eskişehir Hacı Süleyman Çakır Huzurevi’nde idari personel olarak çalışan 2 çocuk babası Sadık Kaya’nın, nisan ayında bir personelde koronavirüs tespit edilmesi üzerine tüm görevli ve yaşlılara yapılan testler sırasında koronavirüse yakalandığı belirlendi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin pandemi servisinde tedavi gören Kaya, 5 Mayıs günü koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Aynı süreçte 9 yaşlı da koronavirüs nedeniyle öldü. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Alper S., müdür yardımcısı Hatice M. ve Huzurevi Müdürü Meryem T.’yi görevden aldı. Sadık Kaya’nın kızı Merve Erdoğan, babasının şeker, tansiyon ve obezite gibi kronik hastalıklarının bulunmasına rağmen izin ile emeklilik gibi taleplerinin kabul edilmeyerek çalıştırılmaya devam ettiğini öne sürerek Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

 FOTOĞRAF: SADIK KAYA, 5 MAYIS'TA KORONAVİRÜS NEDENİYLE HAYATINI KAYBETTİ   

"Soruşturma izni" kararı

Soruşturma kapsamında Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, şikayet edilenler hakkında soruşturma izni talebiyle Eskişehir Valiliği'ne başvurdu. Valilik, dönemin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Alper S. ve Huzurevi müdürü Meryem T. hakkında görevlerini ihmal ettiklerine ilişkin herhangi bir somut bilgi ve belge bulunmadığı gerekçesiyle ‘soruşturma izni verilmemesine’ karar verdi. Huzurevinde bulunan ‘bazı yaşlıların veya görevli personelin ateşlenmesi kırgınlık, halsizlik ve grip belirtilerine dayanan rahatsızlıkları idarecilere haber vermediği’ gerekçesiyle hemşire Nezife E. ve sağlık memuru Alper Mehmet C. hakkında soruşturma izni verdi.

 FOTOĞRAF: SADIK KAYA'NIN KIZI MERVE ERDOĞAN 

Erdoğan, ek tahkikat talebinde bulundu 

Merve Erdoğan, idari soruşturmanın eksik inceleme ve hatalı sonuçlandığı belirterek bu kez de ek tahkikat talebinde bulundu. Eskişehir Valiliği bu başvuru üzerine 12 Ekim tarihinde dönemin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Alper S. ve Huzurevi Müdürü Meryem T. hakkında soruşturma izin verilmesine karar verdi. Kararda, Alper S. hakkındaki değerlendirmede pandemi nedeniyle, 13 Mart tarihli Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Genelgesinde kronik rahatsızlıkları bulunan memurların idari izinli sayılmasına karar verildiği, ayrıca raporları bulunan vatandaşların, yeni raporlar almak için sağlık kuruluşlarına başvurulmaması ve mevcut raporların geçerli olduğu yönünde genelge de yayınlandığı hatırlatılarak, “Kronik rahatsızlıkları bulunan personelin üç hekim raporu alabilmesi için hastanelere yönlendirildiği 14 Mart ve Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Genelgesinde aykırı olarak üçlü hekim raporu isteyerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 10'uncu maddesi ‘amir mahiyetindeki memurlara kanunlara ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine aykırı, emir veremez’ hükmü ihlal edildiği gerekçesiyle dönemin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Alper S. hakkında soruşturma izin verilmesine karar verildi” denildi. Alınan soruşturma izni kararı Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.

Öte yandan kararda, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler eski İl Müdür yardımcısı Hatice M. hakkında ise personelin idari izin, disiplin ve buna benzer konularda yetki ve sorumluluğu olmadığı gerekçesiyle soruşturma izni verilmediği belirtildi.

'Adalete sonuna kadar güveniyoruz' 

Eskişehir Hacı Süleyman Çakır Huzurevi’nde idari personel olarak çalışırken, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden Sadık Kaya’nın kızı Merve Erdoğan, Eskişehir Valiliği’nin görevliler hakkında soruşturma izni vermesine çok sevindiklerini söyledi. Adalete güvendiklerini belirten Erdoğan, tek isteklerinin, babasının ölümünde ihmali olan kişilerin yargılanması olduğunu dile getirdi. Erdoğan, “Babamın şeker, tansiyon ve obezite gibi kronik hastalıkları vardı. O gün şiddetli bir üşüme başladı. Ateş gibi hiçbir belirti olmadı. Biz grip olduğunu düşündük açıkçası. O süre zarfında bana, eşime, anneme ve çocuğuma da koronavirüs bulaşmış. Biz bilmiyorduk. 10 Nisan günü ben çalışırken tekrar haber geldi. Apar topar huzurevinden hastanelere taşındılar, babamın pozitif olduğunu öğrendik. O süreçte babam izin ve rapor alamadı. Üçlü hekim raporunun ne olduğunu ben bilmiyordum o güne kadar. Bir hastaneye gidip 3 ayrı doktordan bir rapor alıp, kronik rahatsızlığı olduğunu o şekilde ispat edebilirmiş. O sırada da bütün hastaneler pandemi hastanesine çevrilmişti ve gidip böyle bir rapor almasının imkanı bile yoktu. Emeklilik dilekçesini vermeye gitti, o sırada yeni bir genelge gelmiş ve emeklilikler durdurulmuş. Emekli de olamadı” dedi.

'Babamın sözlerini vasiyet kabul ettim' 

Babası Sadık Kaya’nın hastanede yaklaşık 10 gün normal serviste tedavi gördüğünü daha sonra ise yoğun bakıma alındığını anlatan Merve Erdoğan, vücudundaki oksijen miktarı azalmaya başladığında entübe edildiğini söyledi. Erdoğan, “16 gün entübe kaldı. O sırada annem hastanedeydi, biz evde tedavi görüyorduk. Sonra 5 Mayıs'ta babamı kaybettik. Biz soruşturma başlattık bu konuda. Bizim aslında derdimiz ne Alper beyle ne de Meryem hanımla. Biz sorumlular kimse, onların cezalandırılmasını istedik. Benim böyle bir işe kalkışmamın tek sebebi babamla olan son konuşmamız. ‘Kızım artık haksızlık kapansın. Kim suçluysa artık cezasını çeksin’ dedi. Ben bu sözleri babamın vasiyeti kabul ettim, o yüzden böyle bir yola başvurdum. Önce 2 sağlık çalışanına soruşturma izni verildi, fakat biz itiraz ettik. Elimizdeki tüm doktor raporlarını falan sunduk. 2008'den bu yana babamın bütün doktor raporları elimizde mevcut. Onları sunduk, sayın valimiz onay verdi, yeni soruşturmalar başlatıldı. Ek soruşturmalar yapıldı. Onun neticesinde Meryem Türk ve Alper Sezer'e de soruşturma izni verildi. Adalete sonuna kadar güveniyoruz. Bu durum bizim adalete olan inancımızı daha da artırdı. En azından kimin suçu olup olmadığına yargı karar verecek. Bizim kimseyle kişisel bir sıkıntımız yok zaten. Bizim ne çektiğimizi bir Allah bir de biz biliyoruz. Kimsenin canı yanmasın artık, biz onun derdindeyiz” diye konuştu.