Özellikle kız çocuklarının geleceğini tehdit eden çocuk yaşta evliliklerin temel bir insan hakları ihlali olduğuna değinen Kabukcuoğlu, " 15 yaş ve altı evliliklerle ilgili bir araştırmada erken evlilik sıklığı, 1998'de %4,2; 2013'te %1,1 iken, 2018'de tekrardan yükselmiş ve %2'ye ulaşmıştır. Çocuk yaşta evlilik alelade bir olgu değildir; geçmiş ve gelecekteki toplumsal sorunları içinde barındıran derin ve önemli bir toplumsal yaradır, ülkelerin gelişmesi önünde önemli bir engeldir. Erken evlilik depresyondan intihara kadar gidebilir. Erken evlilik susuz ve güneşsiz kalma veya çile çekme sürecidir.” dedi.

Geleceğin güçlü Türkiye'si Türk kadının yükselmesi ile mümkün

Erken yaşta evliliğin, bir kültür olarak üretildiğini ve sürdürüldüğünü, yoksulluğun azaltılmasında, eğitimin yaygınlaştırılmasında, cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında, çocuk yaşamlarının korunmasında, sağlığın ve toplumun geliştirilmesinde önemli bir engel olduğuna dikkat çeken Kabukcuoğlu, " Çocuk yaşta evliliğin devamı şiddettir, kadın cinayetidir. Sorun buraya kadar geldikten sonra devletin aldığı tedbirler sadece palyatif olmaktadır. Çok fazla hastane yaparak sağlık sorunlarını çözemiyoruz, çok fazla adliye binası yaparak adalet sorunlarını çözemiyoruz, çok fazla kadın sığınmaevleri yaparak da erken evliliklerin önüne geçemeyiz. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in dediği gibi "Geleceğin mutlu, zengin ve güçlü Türkiye'si Türk kadınının yükselmesiyle mümkündür.” dedi.

Toplumun ileri gelenleri örnek olmalı

Erken Yaşta Evliliklerin özendirilmemesi için toplumun ileri gelenlerinin kötü örnek teşkil etmemesinin önemli olduğunu vurgulayan Kabukcuoğlu, " Tıbbın gerçekleri ortada iken profesör unvanı taşıyan birisinin televizyon mülakatında "12-17 yaş çocuk doğurmak için ideal." beyanında bulunurken RTÜK'ün bu televizyon işletmesine ceza vermemesi şanssızlıktır. RTÜK, siyasi ön yargılarla yayınları takip etmek yerine toplumun çıkarlarının gerektireceği şekilde müdahil olmalı ve sorumluluğunu yerine getirmelidir. Yine, isminin başında profesör titri taşıyan birisinin çocuk yaşta evliliği gayretullahla ilişkilendirmesi bir şanssızlıktır. Dini kullanmak, dinin içini boşaltmak son yirmi yılda en sık rastlanan argümanlardandır. Bir siyasi parti liderinin 14, 15 ve 16 yaşlarını cinsel olgunluğa erişmiş yaş olarak görmesi ayrı bir garabettir. Yukarıda söylediğim ve benzeri yaşlarda yakınlarının evliliklerine ne derler acaba?

Siyasi partiler konuya kafa yormalı

2020 yılında 13 bin çocuk yaşta evlilik gerçekleştiğini, toplumun bu çocuklara sahip çıkmak için elinden gelen her şeyi yapması gerektiğinin altını çizen Kabukcuoğlu, "Devlet bu çocuklara ayda 100 lira para verse ve bu çocuklara üç yıl ödemede bulunsa vereceği para sadece 46 milyon liradır, 46 milyon lira para. Bu çocukların hayatı kurutulacak, bu çocuklardan sonra gelecek çocukların hayatı kurtulacak ve ülkenin geleceği kurtulacaktır. Ancak Önümüzdeki yolsuzluk ve yoksulluk bütçesi bunlara cevap vermekten uzaktır. Çocuk yaşta evliliğin önüne geçmede eğitim çok önemlidir. "Baba beni okula gönder" ve "Haydi kızlar okula" çok yerinde projelerdir. İYİ Parti olarak, okula gidemeyen her 10 çocuktan 1'inin okula kaydolmasını sağlayacak Rüzgârgülü Projesi'ni önerdik, İYİ Parti iktidar olduğu vakit bu proje hayata geçirilecektir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bu konuya gerekli önemi vereceğini umuyorum. Devletin şefkatli eli bu neviden ailelere uzanmalıdır.” dedi.