Eskişehir Ekspres

Usluer, hâla bazı ülkelerde ‘kadınlar araba kullansın mı, kullanmasın mı? Kadınlar sokakta yalnız gezsin mi, gezmesin mi?’ tartışmaları yapılırken, Mustafa Kemal Atatürk’ün 3 Nisan 1930’da kadınların muhtar seçimlerine katılmalarını yasalaştırdığını, 5 Aralık 1934’te ise kadınların milletvekili seçilmelerinin önünü açtığına dikkat çekti. Türkiye’de kadınların karar mekanizmalarına ve siyasal hayata etkin katılımı konusunda yapılan yasal değişikliklerin birçok Avrupa ülkesinden önce gerçekleştiğini vurgulayan Usluer, Türkiye’de 1934’te verilen seçme ve seçilme hakkının Fransa ve İtalya’da 1946’da, İsviçre’de ise 1971’de tanındığını ifade etti.

Ancak kadınlara verilen seçme ve seçilme hakkına ilişkin bu yasal düzenlemelerin, ne yazık ki yasalar önünde erkeklerle eşit düzeyde birer yurttaş olan kadınların, karar mekanizmalarına ve siyasal hayata aktif katılımı konusunda yetersiz olduğunu belirten Usluer, nüfusun yarısını oluşturan kadınların siyasal hayata katılım oranının hala erkeklerin çok daha gerisinde seyrettiğine işaret etti.

Usluer, siyasal hayata katılımda kadınların önüne konulan engellerin ortadan kaldırılması ve kadınların siyasi hayatın figüranları değil, karar verici mercileri olarak aktif rol üstlenmelerinin yolunun açılması için öncelikle Siyasi Partiler Kanun’undaki kadın kotasının yükseltilmesi gerektiğini belirtti.

Usluer, “Şunu çok iyi bilmemiz gerekiyor; siyasette güçlenen kadın sosyal ve ekonomik hayatında da güçlenmiş olacaktır. Seçme ve seçilme hakkımızı aldığımız 1934’ten bu yana geçen 83 yılda daha çok kazanımlar sağlamamız gerekiyordu. Bunun için ilk adımın siyasi partiler yasasında değişiklik yapılarak atılması gerekiyor” dedi.