Özkavak, "Ülkemizde akıl almaz olumsuzlukta sığlıkta gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Covid 19 pandemisi hemen her gün yüzlerce yurttaşımıza bulaşmaya yüzlerce can kaybına neden olmaya devam ediyor. Başlangıçtan bu yana yitirdiğimiz sağlık emekçi sayısı ne yazık ki yüzü geçti. Ama tüm bunlara rağmen yöneticiler hiçbir şey yokmuş her şey normalmiş gibi davranmaya sağlık emekçilerinin kayıplarını sorunlarını görmemeye devam ediyor. Sağlık emekçilerin sorunları ağırlaşarak devam ediyor. Sağlık emekçileri için tarihinde görülmedik ölçüde adeta bir sağlık çalışanı kıyımı yaşatan covid 19 salgını meslek hastalığı olarak kabul edilmeyerek büyük mağduriyetlere neden olmaya devam ediyor. Yöneticiler büyük bir aymazlıkla görmezden duymazdan bilmezden gelmeye devam ediyor" dedi. 

"Kimse resmi rakamlara inanmıyor"

Özkavak, "Salgının boyutları, gerçek sayısal veriler hakkında her gün basında inanılmaz rakamlar dolaşıyor ve kimse resmi rakamlara inanmıyor. Gerçek sayıları öğrenmek bütün yurttaşların ve özellikle sağlık emekçilerinin hakkıdır. Bu bilinmeli ki vahametin boyutu tam anlamıyla kavransın.
Sağlık emekçilerinin çalışma koşulları çalışma saatleri salgının geldiği düzey itibari ile yeniden değerlendirilerek dönüşümlü çalışmaya geçilmelidir. Kişisel Koruyucu ekipmanın güvenirliliğinden ödün verilmeyerek her gün düzenli ve eksiksiz verilmelidir. Bir taraftan ekonomik kriz bir taratan salgının getirdiği yıkım sağlık emekçilerinin gelirlerinin önemli ölçüde erimesine yol açmıştır. Sağlık emekçilerinin gelirlerinin büyük kısmı Döner Sermaye ödemelerinde olduğu için ve bu gelirlerinde büyük bir adaletsizlik ve tutulmayan sözler nedeniyle eridiği için yoksulluk açlık sınırlarına dayanılmıştır. Tavandan ek ödeme vaatleri boş çıkmış adaletsizlik tavan yapmıştır. Aylar sonra birinci basamak için vaat edilen ek ödemelerden hala bir haber alınamamıştır. Öte yandan sorunlarımız derinleşmeye büyümeye devam ederken son birkaç gün içinde “yetkili sendikanın” basına düşen eylemlerine tanık olduk. Adı geçen “sendikanın” Bu olumsuz tablonun ortaya çıkmasında, sağlık emekçilerinin özlük haklarının gerilemesinde, sendikal mücadelenin kadükleştirilmesinde büyük katkısı olmasına rağmen onların bile tabandan gelen baskıya dayanamayarak alanlara çıktıklarını görüyoruz. Evet, sorunlarımız devasa boyutlara ulaşmıştır. Sağlık emekçileri tam anlamıyla bir kıyım şiddet yoksulluk ve nerdeyse açlık döngüsüne sokulmaktadır. Bunu durdurmanın yolu kayıkçı kavgasıyla laf kalabalığıyla kornalar çalmak değil hep birlikte mücadele etmektir. Bir tarafınız yönetici koltuklarındayken samimiyetiniz sorgulanır" diye konuştu.